bölüm 54~Final

2.8K 112 46
                                    

Ben iyleştim
sanıyorsunuz ama lakin gerçeğin öyle olmadığını bilmelisiniz.Kalbimdeki, zihnimdeki yara aynı yerinde duruyor.Yıllara rağmen işte aynı yerinde.Tahtı salandı kimi zaman fakat tahtından da vazgeçmedi.
Biliyor musunuz yaralar ve ağrılar inatçı bir tabiata sahipler.
İşte böyle.İnsanoğlu bu gerçeği değiştiremiyor.

Yıllar değiştirmiyor çoğu şeyi.Fakat hiçbir şeyi değiştirmiyor demek doğru değil.Mutlak geçip giden yıllar bir şeyleri değiştiriyor.
Bunu inkar etmek doğru olmaz.

Tekli rakamların üzerine birbir rakamlar ilave olunurken vahamiyet de artıyor.Bunu ilk anda ve ilk bakışta anlamıyorsun.Bunun teminatını verebilirim.
Teminat vermekte şimdi ki devirde önemli.
Zaten her zaman öyle olmadı mı?
Teminat verilen her şey insanoğlunun daha fazla dikkatini çekti.

Anlamıyorsun dedik...
Anlamaya başlama süreci bir fırtanaya yakalanmış bir gemi misali.
Fırtanaya maruz kalmış geminin halini tasvir edebilecek çok insan olduğu için bir tasvirde bulunmayacağım.

Elbet kelimelere de tasarruf etmek gerekir.
Israfla kulanılan kelimeler fazla olduğunda bir bakmışsın kelime deponda kelime kırıntıları bile kalmamış.

Kelime kırıntıları var...
Zihnimizin bir kenarında duruyorlar.Biz farketmesek de,varlığını unutsak da,görmezden gelsek de.
Bu üç şey gerçeği yok edemez.
Gerçek tüm ihtişamıyla aynı yerinde durar.

Derinlerde saklanan acıların bir parçası belki de kelime kırıntıları.
Mesala derin acılardan doğan ağrıyı ifade etmek için kulanmak istediğin kelimeler boğazına takılır da telaffuz edemezsin.Sesin çıkmaz veya beli belirsiz bir kelime.
Veyahut birkaç gri harf.
İşte o gri harfler kelime kırıntılarının kaynağı.

Derin bir acı kendisine mesken arar.Bir meskensiz barınamayacağını iyi bilir.
Mesken olarak kalbi bulur.
Kalp ise böyle bir ağırlığa dayanıp dayanamayacağı konusunda iklemdedir.
Zira kalp bir kemiğe sahip olmasa da fazla bir kırılgandır.

Böyle ağır bir yük elbet kırılgan kalbi kısa bir sürede perişan hala sokar.
Perişan bir kalp bir süre sonra harabeye döner.
Bu kaçınılmazı imkansız bir son.
Evet çoğu sondan kaçmak imkansız.

Harabeye dönen kalpten hala vazgeçmez derin acılar.
Belki de vazgeçemez...
Bir meskenden gitmek kolay olmamalı.

Ama lakin denemekten bile çekinir.
Yakamızdan yapışır da gitmeyeceğini beli eder.
Bencil desen de bir faydası olmaz.
Hala her şey aynıdır.
Değişen hiçbir şey yoktur.

Kalbinde ağrı hissettiğin ilk vakit sanki dipsiz bir kuyuya yuvarlanmış gibi hissedersin.
Kuyunun en dibinde olmak hissi ve aynı anda bir ağrı.
Ama öyle sıradan bir ağrı değil.
Zaten sıradan bir ağrı yok ki...
Her bir ağrının önemli bir nedeni var.
Ağrıların tabiatı öyle.

Nane Molla [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin