bölüm 17~suskun

1.7K 144 4
                                    

İyi okumalar...

"O hasta mı?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"O hasta mı?"

Hala gözleri kapalı bir şekilde başı omuzuna yaslanmış kardeşinin hala kendisine gelmemesi yeni bir kriz geçirdiğinin haberçisi niteliğindeydi.Birkaç saniyenin ardından titreyen kardeşiyle yanılmadığını anlamıştı.

Az önce yaşananlar öyle kolay değildi,içerde olan herkes için bu böyleydi.Yeni bir sürecin başladığını fısıldıyordu sanki geçen saniyeler.Lakin fısıltılara daha duyan yoktu,kulaklara ilişmeyen fısıltılar,duvara çarpıyor yok oluyordu.

Yıldız Hanım sorduğu sorunun hala cevapsız kaldığını görünce birkez daha sormadı.Sadece abisinin kolları arasında titreyen genç kızı süzdü.Küçük yüzünü çevreleyen siyah bir örtüsü vardı,aynı zamanda üzerindeki elbise de aynı renkteydi.Cehresini beyazlığına zıt göz atları morarmış siyah yakın bir renk almıştı.

Genç adamdan bir cevap alamasa da hasta olduğu kanaatine gelmişti bile.

"Hastaneye götürsene kızı!"
Nedense öleceğini düşünmüştü ve kendine göre şoka girmiş genç adamı uyarmak istiyordu Yıldız Hanım.

"Abicim...Tamam sakin ol...Bak geçecek..."

Birbirinin ardından sarf ettiği kelimelerin sayını bilmiyordu genç adam.Yine de sakinleşmiyordu kardeşini,hala titriyor bazen de sayıklıyordu.
Genç adam yanı başında merakla kendilerini seyir eden kadından bir haberdi taki "Nereye Fariz?"diye yüksek sesle konuşmaya başlayıp aceleyle yanlarından geçip gidene kadar.
Fariz dükandan çıkdığı gibi soğuk rüzgar yüzüne çarpmıştı.Ocak ayının ortalarıydı ve kış iyice kendisini gösteriyordu.Hala içerde duyduklarının etkisinden kurtulamamıştı,sendelediğinde son anda kendisini toplamış düşmekten kurtulmuştu.

"Anne..." deyip arkasını döndü birkaç adım gerisinde kalan dükanın girişinde oyalandı gözleri.Önüne döndüğünde az ilerde bir kadın yanında da iki çoçuğu yürüyordular.Çoçukların biri kız,biri erkekdi ve her ikisi de neşeli bir ses tonuyla anneleriyle konuşuyordular.

Karşısındaki manzara geçmişe sürüklemişti yorgun zihnini.Kendi çoçukluğuna...
Ablasıyla annesine yorulana kadar sorular sorardılar,aldıkları her cevap daha da heveslenmelerine neden olurken sorular birbirini kovalardı.

Kendisi farketmese de bir kaç damla göz yaşı sert zeminle buluşmuştu.
Erkek çoçuktan büyük olduğu beli olan kız çoçuğunda ablasını görür oldu biranlık.Sonra annesinin ablası hakkında söyledikleri geldi aklına.

"Abla."
Soğuk havaya karışan buğarla bütüleşen şu kelime hüzünü mesken edinmişti.

Anne kelimesi acıya,abla kelimesi hüzne mesken olmuştu...

Yavaş adımlarla yürürken yorgun zihninin karanlık sokaklarında yankılan bir isimle durdu.

Gülyare Betül Sayman...

Nane Molla [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin