|Belki de hiç zaman kurtulmak olmayacaktı şu zincirlerden.
"Nasıl?"
Tüm sormak istediği soruları özetleyen kısa bir soru sormuştu genç adam.
"Hadi gel konuşuruz.Ben de çok bir şey bilmiyorum."deyip kapatmıştı arkadaşı telefonu.Umut annesinin kınayıcı bakışlarını üzerinde his ederken sadece omuz silkti.
"Evladım öyle yüzüne telefon mu kapatılır?Ayıp ayıp."
"Anne biraz meraklansın ne olacak.Sanki çok bildiğimiz bir şey de var.Zaten herhalde yoldadır şimdi."
"Uğraşma benim oğlumla bakalım evladım.Ah ah kara günler bitiyor sonunda.Yüzleri gülsün inşaAllah bundan sonra."
"Tamam annem hemen de oğlunu savun.Ya ben?"dedi gülerek.Sonra tekrar devam etti konuşmasına.
"Amin inşaAllah annem.Sen bana bakma,öyle konuşuyorum işte."Daha az önce yaşananları zihni sindiremezken şimdi duyduklarıyla zihni donmak evresine yetişmişti artık.Kalbini saran bir sevinç hissi vardı.Arkadaşı telefonu kapatmasıyla küçük bir patlama sesi duyuldu.Buraya sadece annesinin ismini temize çıkarmak için bir şeyler bulmak amacıyla gelmişti.Şimdi ise arkadaşı arayıp asıl suçlu teslim olmuş diye bir haber veriyor.Halbuki mesajlar gönderen yabancı adam buraya gelmesini söylerken yazdıklarının tam aksiyle karşılaşmıştı bu kasvet sinen ve şu sıra alevlere mesken olan yerde.
Belki huzurlu günler yakındı, belki de daha o günlere vardı.Sis bulutları dağılır mıydı bu vakitten sonra sadece bir bilinmezlikti.Sadece beklemek düşüyordu genç adamın payına.Annesinin o dört duvardan kurtulması sevincini kalbi yaşamak için can atıyordu.Annesinin yüzünün gülmesini o kadar canı gönülden istiyordu ki.Farkındaydı iyi bir evlat olamamıştı annesine.Vicdan yükünün üzerine yeni yükler yükleniyordu.Sızlıyordu yüreği annesinin hastalığını öğrendiği günden beri.Sonra bu sızı yerini ağrıya bıraktı.Bu hangi vakit oldu? Annesinin yazdığı satırları zihnine kazındığı gün.İşte bir sızı bir ağrı zaman zaman yokluyordu yüreğini.Ne olurdu bundan sonra? Gerçekten bitiyor muydu her şey? Bu bilinmez yolun sonuna mı gelindi artık? Keza bulutlar bu kadar çabuk dağılacak mıydı?
İşte bir saniye sonrasını bile bilmiyorduk.Belki de olurdu.
Arabaya doğru ilerlerken son kez dönüp baktı arkasına.Alevler gözlerini kamaştırmıştı yine.Burada gördükleri normal şeyler değildi.O yabancı adamın kimliğini o kadar merak ediyordu ki.En önemlisi de dost mu düşman mı karşısındaki adam.
"Kimsin sen?"
Arabaya geçtiği gibi başını direksiyona yasladı ve gözlerini yumdu.Umut'un verdiği müjdeli haber dolandı aklında ve kesik kesik parçalara bölündü.O kesik parçalar arasına burada gördükleri geldi.Parça parça yazılar vardı şimdi zihninde.Duyduğu,gördüğü her şey kelimelere dönmüştü.Hala elinde tuttuğu telefonu fark ettikten kısa süre sonra kendisini komiseri ararken buldu.
Şimdilik bir şey öğrene bileceği tek kişiydi komiser.Lakin karşı tarafın telefonu açacak niyeti yoktu sanki.Birkaç kez aramasına rağmen açmıyordu telefonu.Bir kez daha aradığında bu sefer birkaç çalıştan sonra açmıştı komiser telefonunu.
"Biraz geç olmadı mı öğretmen?" diye konuşmaya başlamıştı boğuk bir sesle.Gecenin bu saatinde telefonunun çalmasına aşina olsa da bu gece kaç gecedir buluşamadığı uykusuyla buluşmuştu.Nitekim şimdi de ayrılık vaktiydi ve tüm asabiliğiyle cevaplamıştı durmadan çalan telefonu.
"O adam..."
Komiser konuşmasını tamamlamaya izin vermeyip aceleyle konuşmaya başladı.Tek derdi çabucak telefonu kapatmaktan başka bir şey değildi.
"Evet bugün bir adam geldi.Suçunu itiraf etse de başka şey söylemdi.Açıkçası çelişkili davranıyor."
"Yani? Şimdi ne olacak?"
"Açıkçası beş yıl sonra çıkıp gelmesi hem de annenizin durumu böyle olduğu bir vakitte.Sizce de şüpheli değil mi?"
İşi gereği hep şüpheler peşini bırakmıyordu tıpkı şimdi olduğu gibi.Açıkçası teslim olan adamın doğru söylediğine inanmıyordu.Birisinin bir maşa gibi kullandığını düşünüyordu.O birisi yerine koyacağı şahıs hiç şüphesiz şimdi muhatap olduğu adamdı.
"Benim annem suçsuz.Şüphe mi? Neden?"
Duyduklarına karşı yüzünü ihmal etmedi.Herkes suçsuzum diye ortada geziniyordu ona göre.
"Annenizin suçsuz olduğuna emin misiniz? Eğer diyelim anneniz suçsuz o zamanda adaleti yanıtmış demek ki? Öyle değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nane Molla [TAMAMLANDI]
SpiritüelZehirli sarmaşıkların sardığı bir hayatta yaşamaya mecbur kalmış genç bir kız. Geçmişin tozlu sayfalarını saklama çabaları. Keder çökmüş kalblerin umut fısıltılarını dinleyişleri. Değişen hayatlar... Çaresizliğin kol gezdiği zamanlarda yankılanan ac...