bölüm 33~hüzün bulutu

1.1K 94 0
                                    

🌹

Ocak 2013

Soğuk zeminden destek alarak en uca kadar gelmişti.Artık birkaç adım ötesi karanlık boşluktu.Zira bu boşluk kendisini yutmak için saliseleri sayıyordu.Fakat genç kız bu boşlukta kurtuluş arıyordu.
Duruşunu dikleştirdi,rüzgarın savurduğu saçlarını yüzünden çekti.Ağlamaktan yanan gözlerini birkaç kez kırpıştırmayı da ihmal etmedi.Kalbini küle çeviren katramsı gerçeğin hala kalbine hükmdar olup olmadığını yokladı zihninin karanlık sokaklarına ettiği küçük bir seyahetle.Ve ordaydı işte tüm ihtişamıyla kurulmuştu tahtına.Gözleri doldu,ağlamanın bir çare olmadığını öğrenmişti artık.
Gecenin siyahı şehire ayrı bir güzellik katıyordu.Yine de bu güzellik hüzüne de ev sahibliği ediyordu.Hüzünlü bir güzellikti bu tam anlamıyla.Ay yine etrafı aydınlatmaya çalışırken tek tük yıldızlar gökyüzünü beziyordu.İç çekti genç kız.İçtiği sakinleşdirici ilaçların etkisiyle uyuşmuştu tüm vücudu ve zihnine yine de gerçekleri unutturmamıştı.

Bir hıçkırık firar ederken eline gelen saçlarını yoldu.Parmaklarına dolanan tüy yumağına kısa bir bakış attı.Şimdi farkettiği şeyle ellerini yüzüne daha da yaklaştırdı.Ellerininden damlayan kanları görüyordu şimdi.Birkaç kez yutkundu, etrafındaki her şeyi gerçeği yüzüne çarpıyordu.

Kendisinden iğreniyordu.Şu genç yaşında neden olduklarının ağırlığı yüklenmişti omuzlarına.Lakin nane molla vücudu bu ağırlığı kaldıracak gibi değildi.Heleki bu ağırlığa bir de vicdan azabı yüklenince daha da imkansızlaşıyordu.

Buraya geliş nedenini hatırlayınca aşağıya baktı.Bu yükseklik kendisini korkutmuyordu bilakis bu kadar yüksekte bulunmak hoşuna gidiyordu.Elbet bu hoşnutluk çektiği acılardan bu yükseklik sayesinde kurtulacağı içindi.

Kurtuluş yolunu bulduğunu düşünüyordu.Yana düşmüş kollarını kaldırıp iki tarafa açtı daha fazla vakit kaybetmeden.Rüzgarı artık daha fazla hissediyordu.Belki biraz sonra bu dünya ile tüm bağları kopacaktı.Günahkar,haram bataklığına batmış bir genç kız yitip gidecekti.

Ölüm belki ilk defa bu kadar güzel görünmüştü gözüne.Halbuki çoçukluğundan beri "ölüm" kelimesini her duyduğunda zihni buhranlı bir hale bürünüyordu.

Zira şu sıralar tam aksini düşünür olmuştu.Küçük bir adım daha attı tereddüt etmeden.Artık zihni düşünme yetisini kaybetmişti.

Son bir hamle her şeyi sonlandıracaktı belki de.18 yıllık hayatı bir boşluğa atlamasıyla bitecekti.

Beyhude geçen ömrü böylelikle sonlanacak geriye sadece yaşanmışlığın külü kalacaktı.Küller etrafa saçılırken acı vaveylalar da ona eşlik edecekti.

Son hamlesini yapmadan önce gözlerini sıkıca yumdu.Bir titreme peyda oldu ve saliseler içerisinde sardı tüm vücudunu.Çehresine hakim kesilmiş beyazlık birkaç ton ilerlemişti titremenin etkisiyle.Tüm acılarının biteceğine dair yalancı teminni de tam da yanı başındaydı.

Her şeyin güzel olacağı düşüncesiyle az sonra kalkışacağı şeyin vahamiyetini kavrayacak durumda bile değildi.
Gözlerini kapatmak işe yaramış zihni düşünme kabiliyetini az çok geri kazanmıştı.Düşündü geçmişi ve şimdiyi.Hayatını ve gençliğini.

"Hiç..."
Kısa bir kelime firar etti.Bir tek kelime,gerisi yok.Laf ısrafı ve kalabalık cümleler kendi tarafına uğramadı.

Bir kez daha aynı kelime rüzgarın esintisine karışıp uzaklaştı.

"Hiç..."

Bir defa daha söyleyemedi ve bu kelimenin ağırlığını da yüklenip bıraktı kendisini boşluğa...

Nane Molla [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin