Genç kız meraklı ve tedirgin bakışları es geçip zar zor çıkabilmişti caminin avlusuna.Korkudan titreyen vücudu soğuk havanın etkisiyle daha fazla titriyor,adım atmasını zorlaştırıyordu.Aldığı kısa nefeslerle ciğerleri acımaya başlamıştı bile.Koşmak istedi,uzaklaşmak istedi düşüncelerden,vicdanın sızısını hissetmemek istedi ama nafileydi.
"Gülyare..."
Abisinin ismini söylediğini bile duymamıştı genç kız.
"Ne oldu kardeşim? Özür dilerim seni yalnız bırakmamalıydım."
Genç kız abisinin söylediklerinin karşılığında donuk bir ifadeyle abisinin gözlerine dikti feri gitmiş siyah gözlerini.Birkaç saniye sonra daha fazla dayanamamış bayılmıştı.Az önce gördükleri ağır gelmişti Gülyare'ye.Zaten yaralı olan kalbine bir yara daha açmıştı.Yaşlı teyzenin gözünün önünde ölümü,son nefesini verişi çok etkileşmişti kendisini.Genç adam kardeşine ne kadar seslense de gözlerini açmadı.Sanki kalbine bir bıçak saplanmıştı ve her geçen saniye acısını daha fazla hissediyordu.
Küçük kardeşinin gözünün önünde eriyip gitmesine seyirci kalıyordu istemese de.Biran kardeşinin çektiği tüm acıların kendisine geçmesini istedi.Öyle olsa ne güzel olurdu...Kardeşi acı çekmezdi.Kendisi acı çekse ne olacaktı ki? Yeter ki kardeşinin mutlu olduğunu bilseydi yeterdi ona.
Hastaneye nasıl geldiklerini bilmiyordu genç adam.Koridorda bir o yana bir bu yana gidip fısıltıyla dua etmekten başka bir şey yapamıyordu.Endişesi her geçen saniye katlanırken bir haber bekliyordu doktordan.
Yaşlı doktor odadan çıkınca az ilerideki genç adamla göz göze geldi.Genç adamı iyi tanırdı ne de olsa arkadaşının oğluydu.
"Biliyorsun Musab kardeşinin üzülmemesi,stresten uzak durması gerekiyordu."
Musab mahcup bir şekilde "biliyorum."dedi.Kısa bir sesizliğin ardımdan konuşmasına devam etti doktor.
" Bu şehirden uzaklaşsa belki iyi olur.Ya da yanlış hatırlamıyorsam kardeşin okuyordu okuluna devam etse iyi gelebilir." dedi doktor ciddiyetle.
Genç adamsa doktorun az önce söylediği iki seçeneği aklında çok düşünmüştü şimdiye kadar.Ama iki seçenekte çok işe yaracak gibi değildi.Biliyordu ki kardeşi başka şehir veya ülkeye gitmek fikrini kabul etmezdi.Aynı şekilde okuluna devam etmesi de.
"Biliyorsunuz doktor bey önceden size durumu açıklamıştım."
Yaşlı adam gözlüğünü çıkarıp,derin bir nefes verdi.Bir şey söylecek gibi olsa da vazgeçip kenardaki evrakları eline aldı.Odadan çıkmadan önce arkasını dönüp konuşma gereği duydu.
"Dediğim gibi en azından stresten uzak tut kardeşini."
Genç adam yatağa yaklaşıp kardeşinin elini tuttu.Eli buz gibiydi kardeşinin.Kalbinde ince bir telin daha koptuğunu hissetti Musab.
"Özür dilerim kardeşim..."
Genç kız gözlerini yavaş yavaş açıp bakışlarını beyaz tavanda sabitledi.Kendisi o kadar halsiz hissediyordu ki.Elinin uyuştuğunu ve elinin üzerindeki ağırlığı çok sonra hissetmiş bakışlarını boş tavandan çekmişti.Abisini yanında olduğunu görmek mutlu etmişti genç kızı.Abisi ne olursa olsun bırakıp gitmemişti.Bir kez olsun suçlamamıştı.Halbuki abisi ne söylese haklıydı.Tokat atsa belki dövse bile sesini çıkarmazdı.Genç kız her şeyi hakkettiğini düşünüyordu.Yaptıkları,neden oldukları öyle şeylerdi ki...
Gözlerinden firar eden birkaç damla göz yaşını elinin tersiyle sildi.Yine hastane odasında olmak boğazına hayali ip geçirmişti sanki.Öyle bir ip ki kalınlığıyla her geçen saniye boğuluyor,nefes alışverişleri düzensiz bir hal alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nane Molla [TAMAMLANDI]
SpiritüelZehirli sarmaşıkların sardığı bir hayatta yaşamaya mecbur kalmış genç bir kız. Geçmişin tozlu sayfalarını saklama çabaları. Keder çökmüş kalblerin umut fısıltılarını dinleyişleri. Değişen hayatlar... Çaresizliğin kol gezdiği zamanlarda yankılanan ac...