"Eğer bir şeyler saklıyorsanız hem sizin hem de abinizin aleyhine Gülyare Hanım."
Komiserden aynı şeyleri bir kez daha duymak istemese de yine de duymuştu.Aradan geçen bir ayda emniyet binasının koridorlarını arşınlamış,komiserin abisinden şüphelendiğini bildiren nice cümlesini dinlemiş ve bir an şüphe etmemiş, abisinin tarafını tutmaktan vazgeçmemişti.Biliyordu abisi babasına zarar veremezdi.Kim ne söylerse söylesin aksini düşünemezdi. Genç kız "Abim babama zarar verecek birisi değil.İkisinin başına bir şeyler geldi beli yoksa abim bizi habersiz bırakmazdı." dediğinde komiser cevap vermek için gecikmemişti.
"Belki de habersiz değilsiniz? Gülyare Hanım ya gerçekten iyi bir oyuncusunuz ya da doğru söylüyorsunuz.Halbuki ben sizin iyi bir oyuncu olduğunuzu düşünüyorum.Şimdiye kadar yanıldığım çok az oldu bunu da bilin!"
Sesini sona yakın daha da yükseltmiş tehditkar bir ses tonuyla da bitirmişti konuşmasını.Gerçekten karşısındaki genç kızdan şüpheleniyordu.İlk kez böyle bir vaka ile karşılamadığı gerçeğine sığınıyordu bir yandan da yıllarını eskittiği tecrübesine güveniyordu.Genç kızın cılız çıkan sesiyle konuşmasını bekliyordu.Mutlaka bir cevap vereceğinden emindi.Sonuna kadar açık kapıya gözleri takıldığında genç kızın ne zaman yalnız gelse kapının ısrarla açık bırakmasını istediğini hatırladı.Garip geliyordu bu durum, hem de çok.Yine de sorma gereği duymadı o an.
"Asıl suçluları bulun.Babam,abim bir ay oluyor orta da yok ve o zaman göreceksiniz yanıldığınızı."
Daha fazla burada kalmanın anlamsız olduğunu bildiği için komiserin bir şey söylemesini beklemeden odadan çıkmak için kapıya doğru ilerledi.
"Şimdi de kaçıyorsunuz? Ama unutmayın elbet bir açık vereceksiniz."
Komiserle laf dalaşına girmeyecekti.Zaten bir sonucu olmayacağını pek aşikar görünüyordu.
Emniyet binasından çıktığı gibi soğuk rüzgar yüzünü yalamıştı.Boynuna doladığı atkısıyla yüzünü kapattı.Anlamıyordu amcası kuzenleri hepsi abisinin aleyhine konuşuyordu.Nereye gidiyordu bu işin sonu, diye düşünmekten artık yorulmuştu zihni.
Telefonunu almak için çantasının fermuarını açmak istediğinde telefonun zaten elinde olduğunu gördü.
Şimdiye kadar kaç kez aradığını unuttuğu numaranı bir kez daha aradı ama yine ulaşılamıyordu.Bir defa daha denedi bir umut,saniyeler geçmesine rağmen yine sonuç değişmedi.Abisinin sesini yine duyamamıştı,yine bir hüsran ev sahipliği ediyordu yüreğine.Babasını aramak için parmağını numaranın üzerine değdirecekken kendisine yabancı olan zil sesi kulaklarına dolmuştu.
Annesinin aradığını görünce vakit kaybetmeden
telefonu açtı.Annesinin heyecanlı çıkan sesine karşılık gözlerini kapatıp ne söyleyeceğini bekledi.Melda Hanım şirkette söz hakkı olduğu için şirket işleriyle uğraşmak mecburiyetinde kalıyordu.Kaygılar,endişeler
eşliğinde yıllarını verdiği şirket için de çabalamaktan vazgeçmiyordu.Bir yandan da olanlara anlam veremiyordu.Ne eşi, ne de oğlu ortada yoktu.Söylentiler alıp başını giderken kendisi her şeyi akışına bırakmıştı.Bu hali ne kadar devam ederdi bilmiyordu.Ama elinden şimdilik bu kadarı geliyordu.
"Gülyare nerede kaldın? Toplantıya az kaldı.Gelmeyeceğini söyleme sakın.Amcan ve kuzenlerinle beni yanlız bırakmayı düşünmüyor musun her halde?"
Sitemkar ses kulaklarına dolarken aceleyle gözlerini araladı.Annesinin isteğini sırf ona destek olmak için kabul etmek istese de o adamlarla karşılaşmak istemiyordu.
"Bırak anne şirket de onlara kalsın,gelecek gelir de!"
Son söylediğinden zerre kadar pişmanlık çekmiyordu,hatta yerinde söylenilen bir cümle olduğu kanaatine geliyordu.Oradaki insanları görmekten laflarını işitmekten iyiydi.Bir gerçek vardı ki şirketteki işler de sekmeye uğramıştı son olanlardan sonra.Belki de bu yüzden amcası ve kuzenleri de suçlu aramakta bu kadar can atıyordu.
"Saçmalama Gülyare! Babana,abine ne olduğunu bilmezken nasıl kenara çekilmemizi söylersin?"
Genç kız yolun ortasında durduğunu anlayınca kenara çekildi, hala emniyet binasının bahçesindeydi ve etrafta az çok insan vardı.Birkaç adım ötedeki banka doğru yürümeye başladığında annesinin sitemkar cümlelerini dinliyordu.Banka oturunca sanki konuşmak için bu anı bekliyormuş gibi konuşmaya başladı Gülyare.
"Bilmiyorum.Artık ne düşüneceğimi ne yapacağımı bilmiyorum.Kaç gün geçti anne polis bile bir şey bulamıyor.İnan benim orada olmamın bir anlamı yokken ısrar etme anne." diyerek konuşmasını bitirdiğinde annesi de sadece "Peki." deyip kapattı telefonu.
Dakikalar birbirini kovalarken ayaklanmıştı genç kız.Nereye gideceğini bilemeden yürüdü kaldırımda.Kaldırım taşlarına bazen takıldı bakışları,bazen de etraftaki sesler kulağına ilişti.Kısa yolculuğu arabasının yanında son bulduğunda bir çok şey gibi karşısında duran arabanın da kendisine yabancı olduğunu bir kez daha anladı.Halbuki eskiden tam aksiydi.Sürücü koltuğuna geçtiğinde derin nefesler alıyor bir yandan da yanındaki koltuktan duran ilaç kutusunu açmaya çalışıyordu.Abisini son kez gördüğü gün ilaçlarını kulanması gerektiğini söylemişti bir kez daha.Buruk bir tebessüm misafir oldu çehresine.
"Abi neredesin? Neredesiniz? dedi ilaç kutusunu açmaktan vazgeçerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nane Molla [TAMAMLANDI]
SpiritualitéZehirli sarmaşıkların sardığı bir hayatta yaşamaya mecbur kalmış genç bir kız. Geçmişin tozlu sayfalarını saklama çabaları. Keder çökmüş kalblerin umut fısıltılarını dinleyişleri. Değişen hayatlar... Çaresizliğin kol gezdiği zamanlarda yankılanan ac...