4.BÖLÜM "KATİL"

88 4 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Tuna Velibaşoğlu ve Seksendört- Ölürüm Hasretinle (Şarkıyı açın dediğim yerde açarsanız sizin için daha iyi olur. İyi okumalar!)

###

4.BÖLÜM "KATİL"

  Kan revan oldu ortalık, bir can daha koparıldı bedeninden, bir canın daha yaşama hakkı elinden alındı. Dünyada adalet diye bir şey yoktu, hep suçsuz günahsız ruhlar acı çekiyordu. Kötüler yalanlarıyla kendilerine yeni bir hayat kuruyor, iyileri alt ediyorlardı. İyiler saflığın, temizliğin sembolüyken, kötülere hiçbir şey yapamıyorlardı.

  Kötülerin ruhuna ölüm, hep dolunay gecelerinde işlerdi. Katiller tıpkı kurtlar gibi, dolunaydan cesaret alıp kendilerine güvenini sonsuzlaştırırlar, hep o gecede akıtırlardı kanları. Ruh göğe kalkarken katil, tıpkı bir vampir gibi içerdi cesedin üstündeki kanı. Soğukkanlılıkları buradan geliyordu, katil, kötülere göre her zaman suçsuzdu.

  Şarap kızılı, dolunayın üstüne dökülürken, ıssız geceyi çığlıklarıyla uyandıran siren sesleri sokağın sonunda sona ermişti. Olayın etkisiyle dona kalan Huri Nene büyük bir kalp krizi geçirip hastaneye kaldırılmış, Emir ise bir kez daha katil olduğunu kendisine hatırlatırken baygınlık geçirmiş ve hastaneye götürülmüştü. Suç mahalline  olay inceleme amirleri tarafından sarı şerit çekilirken, cinayet bürodan iki polis memuru korkunç bir cinayet vakasını çözmek için işe koyulmuşlardı. Kız, sıkıntıyla iç geçirdi ve adama bakıp bildiği tüm bilgileri sıralamaya başladı. "Maktul Aylin Oyluk, 18 yaşında, annesiyle yaşıyor, bize ihbarda bulunan ve kalp krizi geçirip hastaneye kaldırılan kişide annesi Huri Oyluk." adam 18 yaşındaki bir kızın nasıl böyle korkunç bir cinayet kurban gittiğini düşünürken, bu sefer katili sordu. "Katil Emir Sarsarcıoğlu,  17 yaşında, ünlü iş adamı Murat Sarsarcıoğlu'nun oğlu." dedi kız, bu kadar az bilgiyle yetinebilecek miyiz diye düşünürken. Tarık olayın önünde gerçekleştiği evin ışıklarının aydınlandığını gördüğünde, "Daha ışıklarını yeni açıyor baksana..." dedi kafasıyla evi gösterirken. Ceren amirinin gösterdiği eve bakarken, "O zaman olay ya çok sessiz bir şekilde gerçekleşti, ya da evindeki içinde her kimse çok derin bir uykudaymış." dedi. Amirinin maktulün tanıdığı biridir diye evin içindeki kişiyle konuşmak istemesi üzerine kız hareketlendi ve amirinin arkasından, sarı şeridinin altından geçip evin kapısına doğru yürümeye başladı.

  Kapının önüne geldiklerinde ikili tedirgin yüz ifadeleriyle bir süre birbirine baktı, ardından Tarık'ın kafasını yukarı aşağı sallamasıyla Ceren kapıyı üç kez tıklattı. Kapı açıldı ve ardından orta yaşlı üstünde beyaz atlet bulunan bir adam vardı. "Buyurun, kime bakmıştınız?" diye sorarken iki polis memuru ceplerinden polis kimliklerini çıkartıp adama göstermişti bile. "Gece gece rahatsız ettik, ama biz cinayet bürodan geliyoruz. Evinizin önünde gerçekleşen cinayet hakkında birkaç soru sormak istiyoruz." dedi Tarık. Adam kapının eşiğinden birkaç adım ileri adımlayıp evinin önünde baktı ve gözleri kanlar içindeki yeri, olay yeri inceleme amirlerinin ne kadar delil varsa onları toplarken ki halini görünce fal taşı gibi açıp açık kalan ağzını eliyle kapatırken, "Ne, cinayet mi?" diye sordu ve içerde sahur için hazırlık yapan eşini çağırıp memurları tanıttı. Evlerinin önünde bir cinayet gerçekleştiğini söyledi. Memurların isteği üzerine adamın eşi onları içeri aldı ve maktuL, katil hakkında  bildiği ne varsa anlatmaya hazır olduğunu söyledi.

  "İsterseniz, önce Aylin'den başlıyayım." dedikten sonra, Tarık ve Ceren olumlu bir pozisyonda kafasını salladı. "Aylin'i oldum olası tanırım ben. Elime doğdu diyebilirim. Çok iyi kızdır. Babası, annesi, ağabeyiyle yaşardı. Ta ki babası Cengiz Bey vefat edene kadar. Cengiz bey alzaymır hastalığına yakalandıktan kısa süre sonra vefat etti ve Aylinler aile olarak, büyük bir yıkıma uğradı. Ardından, tüm olumsuzluklara rağmen ailenin tek erkeği Ömer onlara bakabileceğini söylemişti. Bir yandan okuyor, diğer yandan iki işte çalışıyordu. Gündüzleri okul çıkışında kafede garsonluk, geceleri takside taksi şoförlüğü... İşte Ömer'inde başına ne geldiyse, geceleri uykusuz bir şekilde takside çalışmasından sonra geldi. Karşı yoldan Ömer'e doğru gelen sarhoş bir tane adam Ömer'in taksisine toslamış... Ömer'i de orada kaybettik işte." son cümlesini söyledikten sonra sıkıntılı bir iç geçirdi kadın. Ceren meraklı gözlerle kadının yüzüne baktı ve, "Peki... Emir? O nasıl biriydi?" derken duydukları karşısında çok üzüldüğü belli oluyordu. "Emir... Nasıl anlatsam... Emir, biraz garip bir çocuktu. Yani böyle, istediği şeyi, istediği zaman elde edebilen. Zaten duymuşsunuzdur Murat Sarsarcı'nın oğlu. Huri teyzenin sütoğluydu. Şöyle ki; Murat bey evlenmeden bir kadıncağızla birlikte oluyor, sonrasında da Emir doğuyor. Murat beyin annesi oğlanı annesine göstermek istemiyor ve kendileri büyütüyorlar yavrucağı. Sütannesi olarak da  Huri teyzeyi seçiyor Murat beyin annesi, eski ahbabı olduğu için. Bunlar birlikte büyüyor, araları çok iyi ama... İşte benim de anlayamadığım gibi. Emir, neden böyle bir şey yapsın ki Aylin'e?" Tarık'ın da, Ceren'in de kafası karışmıştı kadının anlattıklarından dolayı. Olayın Emir kısmı çok karışıktı.

KANLI AŞIK (SON KİTAP/ +18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin