KANLI AŞIK (SON KİTAP/ +18)

9.BÖLÜM "ÖLÜM TEHDİTİ"

9.BÖLÜM "ÖLÜM TEHDİTİ"

Afra annesi ve kayınvalidesinin tartışmasını izlerken gerçekten artık dışarı çıkıp bu ikisinin arasında ölümcül bir kavga başlamadan kendisini kurtarmak istiyordu. Nurdan Hanım ve Gülizar Hanım birbirine tamamen zıt iki karakterde. Ve... bu onları savaşa sürüklüyordu. Nurdan Hanım kendi gösterişli hayatında Gülizar'ın olmaması gerektiğini savunurken, Gülizar Hanım onun gösterişli hayatında gözünün olmadığını ve artık onunla uğraşmaması gerektiğini savunuyordu. Gülizar, Nurdan Hanım'ın gözünde aşağılık, fakir bir kadından başka hiçbir şey değildi. Birbirlerini hiç sevmeyen iki kişi daha vardı bu evde. Emir ve Afra. Ama buna rağmen Gülizar Hanım ve Nurdan Hanım'ın kavgası nedeniyle Barış imzalamışlar ve Afra Gülizar'ı sakinleştirmeye çalışırken, Emir de Nurdan Hanım'ın artık bu tartışmaya bir son vermesini söylüyordu. Ama dinleyen kim? Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor, herkes ayrı bir şey söylerken tamamen saçmalık durumuna gelen bu kavgaya son veren Afra oldu.

"Yeter!" diye yüksek sesle bağırdı an Nurdan Hanım ve Gülizar Hanım'ın birbirlerini dinlemeden söyledikleri cümleler son buldu ve bulundukları salon sessizliğe gömüldü. "Lütfen susun artık! İnan'ın bana başıma ağrılar girdi. Ben hala neyi paylaşamadığınızı anlamadım. Nurdan Hanım? Gülizar teyzem buraya sadece birkaç günlüğüne geldi. En kısa sürede bir ev bulup onu yerleştireceğim size söz veriyorum. Ama lütfen size yalvarıyorum, artık onunla uğraşmayı bırakın. Gülizar teyze! Sen de Nurdan Hanım'ın lütfen karşılık verme çünkü sen karşılık verdikçe olaylar iyice çığrından çıkmaya başlıyor. Bakın sen geleli bir kaç gün oldu değil mi?" dedi ve soru sorusunu Gülizar teyzesine yöneltti. "Bu birkaç günde siz birbirinizi ne kadar çok iyi tanımışsınızda birbiriniz hakkında bu kadar eleştiriler yapabiliyorsunuz yahu!" dedi kız dalga geçerek. "İnanın bana birbirinizi yargılamadan sohbet etseniz aranızda çok güzel bir iletişim olacak." Bunu Emir'le tanıştıktan dakikalar sonra oğlana kötü üvey anne muamelesi yapan Afra söylüyordu. Cümlesini devam ettireceği sırada evi etkisi altına kalan kapı zili sesi kulaklarına doldu. Emir, Afra'nın söylediği şeyleri dalga geçerek karşılarken, Afra kendisinin bakabileceğini söylemiş, Nurdan Hanım'da, "Bir zahmet!" demişti kıza kinlenerek. Kadının bu cümlesine sinirlenen Gülizar ona sinirle bakmıştı.

Afra kapıyı açtığında karşısında bir postacıyla karşılaşmıştı. Elinde bir zarfla ona bakıyordu postacı. "Merhaba. Afra Sarsarcıoğlu?" Kız donuk bir ifadeyle kendisinin olduğunu söylemişti. "Bu size gelmiş, şuraya bir imza alabilir miyim acaba?" dedikten sonra zarfı Afra'ya vermiş, Afra'da elinde ters düz çevirerek zarfın üzerinden yazıları okuduktan sonra postacının gösterdiği yere imza atmıştı. Postacı teşekkür edip gittikten sonra Afra kapıyı kapatıp aceleyle zarfı açmış ve karşısındaki elinde tuttuğu kağıtta avukat Doruk Demir önderliğinde Murat Sarsarcıoğlu'nun ona açtığı boşanma davasıyla ilgili bir yazıyla karşılaşmıştı. Afra büyük bir şokun etkisindeyken annesi buradayken, Murat'ın annesi Nurdan Hanım ve oğlu Emir'in de haberinin olduğu bu evlilik oyununu daha ne kadar sürdürebileceklerini düşünüyordu.

***

Emir'den...

  Dün başlayan ve bugün hala devam etmekte olan, gizli numaradan gelen mesajlar... Her devasında daha korkutucu şeyler yazıyordu benim hakkımda. Odamda tek başımayken gizli numaradan gelen mesajları okumak beni ürküttü için odamın büyük camını açtım ve bütün siteyi ayaklarının altına alan evimizin camından güzel manzarayı izlemeye başladım. Aylar öncesine ait görüntüler kesit halinde gözlerimin önünden hızlı bir şekilde akarken her şeyin Beren'in Kaan'la arkadaşlık kurmasıyla başladığını hatırladım. Sonrasında, 3 senedir benimle beraber Kaan'dan hoşlanmayan sevgilim Beren'in artık Kaan'ı dışlamamam, onu hor görmememi söylemesi ve benden ayrılışı... Her şey böyle başlamıştı. Belki ben orada Beren'e bağırmasaydım ve tamam deyip geçseydim şimdi yaşanmış birmiş ardından büyük bir felaket bırakmış olaylar silsilesinin hiçbiri yaşanmayacaktı. Kaan ölmeyecekti! O gece aklıma geldiğinde Beren'i ve Kaan'ı ormanın derinliklerinde kanlar içinde bırakırken yanıma aldığım silah hakkında babamın söyledikleri geldi. Küçük bir silah dahi olsa onu bile yurtdışına pazarlayacaktı, çünkü benim babam uyuşturucu ve silah kaçakçısıydı!