Bölüm Şarkısı ve Kitap Jenerik Şarkısı: Model- Pembe Mezarlık (Keyifli okumalar...)
###
1.BÖLÜM "UZUN BİR GECE"
Ölümün rengi kırmızıya boyanmıştı... Dolunay ölüm kırmızısına eşlik ediyordu o gece. Çığlıklar ölümün feryadıyla can bulurken kahverengi gözlerden süzülen iri taneli yaşlar cesedin üzerine düşerek, ölü bedene can vermeye çalışıyordu.
Katil ise çaresizdi. Pişmanlık duymuyor fakat korkuyordu. Bu yüzden ayaklarının altından, her hızlı adımında kayan ormandan uzaklaşıyordu.
O gece o kanlanmış ve bir katil olmuştu.
Azrail artık yardımcısı olması için sadece beyninde yankılanan emirler veriyordu ona.
"Artık benimlesin ve benimle olacaksın. Ruhunun ve bedeninin her zerresi kanla besleniyor artık." ardından Azrail'in ölümü çağıran çığlıkları kafasının içini kaplıyor ve aniden ortalık buz kesip kar bastırmaya başlıyordu.
Tam ormanının çıkışına geldiğinde her yönden kulaklarının derinliklerine ulaşan, farklı ses tonlarında fısıltılar durdurdu onu.
"Daha ne kadar kaçabilirsin ki!" diyordu öbürlerine nazaran daha tiz olan fısıltı. "Daha ne kadar saklanabilirsin!"
"İsteyerek yapmadım!" diye bağırdı fısıltıya karşı.
Beyninin içindeki fısıltıya cevap olarak sunduğu yakarış kulaklarına yankı olarak geri döndü.
"Ben sana artık benimlesin demiştim!"
Fısıltıların sesine benzemiyordu bu ses hiç... Bu ses az önce kendi emirlerine uymasını söyleyen Azrail'in sesiydi. Ama bu seferki oldukça sakin ve asildi.
Arkasını döndüğünde tam karşısındaydı işte. Ölüm meleği; tüm çirkinliğiyle, bir o kadar da asilliğiyle, siyahlar içinde, büyük bir mezarlığın başında duruyordu.
Karşındaki Azrail'e doğru yürümeye başladı. Adımları onu ateşlerin içindeki cehenneme sürüklüyordu. Zaman kavramını umursamayan ölümün ayaklarına geldiğinde, büyük mezarlığın başındaki beyaz mermer parçasına kaydı siyah gözleri. Doğum: 28.02.2000. Dişleri titredi, acı içinde yutkundu. Ama bu yazının altında başka bir yazı daha vardı. Boğazı yanıyordu. O an oracıkta bilincini kaybedecek, yeri boylayacak sandı. Ama öyle bir şey olmamıştı. Hala ayaktaydı... Dimdikti. Ölüm: 02.06.2017.
Dizlerinin üzerine çöktü. Diz kapakları yerde biriken kar taneleriyle buluştuğunda içi titredi. Karın, dondurucu hissi canını yakıyor, diz kapaklarını uyuşturuyordu.
"Onu sen öldürdün! Sen benimlesin artık, tıpkı bana benziyorsun artık!" diye bağırdı. O kadar yüksek sesle bağırmıştı ki, Emir elleriyle kulaklarını kapatmak zorunda kaldı.
Emir, artık duygularına hizmet edemezdi. Korkamaz, sinirlenemez, duygulanamazdı... O bundan sonra Azrail'in çırağıydı.
Aniden göz kapaklarını aralayıp yaslandığı koltuktan doğruldu genç adam. Vücudunun her bölgesi, içinde bulunduğu gerilimi ter olarak atıyordu dışarı. Geçmişinden kesitler, biraz değişime uğrayarak ve fantastikleşerek bir tür kabus dizisi sunmuştu ona.
Gözlerini açıp kapadı kabusun etkisinden çıkabilmek için. Anlında biriken küçük ter gölcüğünü elinin tersiyle silerken orta yaşlı taksi şoförünün dikiz aynasından doğru ona baktığını fark etti. Yutkundu, kafasının içinde tazeliğini koruyan kabusun kesitlerini hatırlamamaya çalışırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI AŞIK (SON KİTAP/ +18)
Misterio / SuspensoBu kitap; bazı karekterleri ve sahneleri ile 18 yaş altındaki okuyucular için uygun değildir! Kapak tasarımı için @zuhrenazx'e teşekkürlerimi sunarım... (Aşık Serisinin İkinci ve Son Kitabıdır!) *** Güzel başlayan gece, kanlı bir sonla bitmişti. Emi...