8.BÖLÜM "DOĞUM GÜNÜ VE GİZLİ NUMARA"

76 4 0
                                    

8.BÖLÜM "DOĞUM GÜNÜ VE GİZLİ NUMARA"

Emir'den...

Günler, haftalar değiştirmişti beni. Bir bakmışım eski dostumun ölümüne sebep olmuşum, bir bakmışım sütkardeşimin ölümüne sessiz kalmışım, bir bakmışım kafayı sıyıran bir manyak... Karşımdaki kızın gözlerinin içindeki patlayan volkanları görebiliyordum. Bana olan öfkesini, bana olan nefretini... Ama her şeye rağmen o benim sevdiğim, aşkla baktığım tek kızdı. Ve o haklıydı. Ben hala onun öfke dolu bakışlarının etkisi altındayken, o güzel dudaklarının arasından ismimin çıkması ne kadar güzel şeydi.

"Emir?"

Bu bir hafta beni o kadar yormuştu. Onun karşısına geçim beni affetmesi için yapmayacaktım, zaten yaptıklarımda affedilir şeyler değildi. Ama sadece bu akşam olacak doğum günü partime gelmesi için ricada bulunacaktım. Üst üste 2 cenazeden sonra doğum günü partisi çok ironikti fakat, bir ruh hastası olarak tanımlanıyordum artık tanıdığım kişiler tarafından güzel ve iç açıcı şeyler yaşamam gerekiyordu, bu doğum günü partisi de benim için büyük bir fırsattı. "Sen... nasıl evden çıktın?" dedi Beren kekeleyerek. Benden, bir akıl hastasından korkmuş olmalıydı. "Ben sadece bir şey söyleyip gideceğim, merak etme." dedim sakin bir ses tonuyla. Ben onun sevgilisinin katiliydim ve onun benimle tek bir kelam bile etmek istemiyordu. "Ne söyleyeceksin, çabuk söyle ve git. Lütfen. Seninle muhatap olmayacağımı söylemiştim karakolda." Ben her ne kadar artık bir deli olarak görülsem de, uykudayken, başlatılan Aylin'in cinayet vakasıyla ilgili sorgulara girmek için sorgu listesine adımı yazdırmak için gitmiştim karakola. Evet deli olabilirdim, ama o olaydan sonra delirmiştim, ama öncesinde gayet sağlıklı bir zihnim vardı. "Ben seni bu akşam bizim evde gerçekleşecek doğum günü patime çağırmak için geldim buraya." Beren, buraya gelme amacımı söyledikten saniyeler sonra yüzünü tiksintiyle buruşturmuştu. "Raporun gerçekten doğru. Sen harbiden manyak herifin tekisin!" dedi ve birden bire tokadı yapıştırdı yüzme. İstemsizce sanki beynim başka birinin kontrolündeymiş gibi Beren'i kendime çektim ve onun dudaklarına yapıştım. Onunla ayrıldığımdan beri yani aylardır hasreti çektiğim dudaklarına o papatya kokulu tenine kavuşmuştum artık. Birkaç saniye olsa dahi o... benimdi.

***

Kadın içindeki korkuyu bastırmaya çalışıp, cesur tarafını yüceltmeye çalışırken adam onun üstüne doğru geliyordu. Eski günlerini tekrar hatırlamak, yaşamak istemiyordu. Kendisine güveniyordu zaten, böyle bir şey olmayacaktı. "Ne yapacaksın bana!" diyerek titreyen sesini daha baskın bir karaktere sokmaya çalışırken ellerinin titrediğini hissediyordu. "Benim olacaksın Azra, ben de senin olacağım." demişti adam tüm iğrenç heyecanıyla. Evin koridorlarında üst üste yankılanan gürültülü ses olmasıydı olanlar çoktan olmuştu. Adam birden durdu ve omzunun üstünden tedirginlikle arkasına baktı. "Bu kim şimdi!" dedi çalan kapı ziline küfürler yağdırdıktan sonra. Azra, adamın onu bir paçavra gibi fırlattığı koltukta doğruldu ve, "Bilmiyorum..." dedi. "Git çabuk bak kapıya, ama kim gelirse gelsin sakın içeri alma!" diye tehdit ederek işaret parmağını kadına doğru salladı Tekin. Azra sesli bir şekilde yutkunurken kafasını yukarı aşağı salladı ve ayağa kalkıp salondan çıktı, kapıya doğru yürümeye başladı. Hayatı boyunca kendine güveni olan, cesur bir kız ve kadın olmuştu Azra. Fakat alına o aciz zamanları geldiğinde, o günleri hatırladığında işte şimdi olduğu kimi korkak, ürkek ve boynu her zaman bükükmüş gibi görünen bir kadına dönüşüyordu.

Kapıyı açtıktan sonra Elçin'le, Beren'in annesi, Tekin'in eki eşiyle karşılaşacağını hiç tahmin etmezdi. "Azra Hanım, nasılsınız?" demişti güzel kadın hevesle. Azra'da onu güler yüzle karşılamış, sanki az önceki şeyler hiç yaşanmamış gibi duruyordu kadının karşısında. "İyi olma çalışıyorum, sizi sormalı Elçin Hanım." dedi kadın öleli birkaç gün olan oğlunu kastederek. Elçin mahcubiyetle ve hayal kırıklığıyla başını salladı, "Anlıyorum, tekrar başınız sağ olsun." dedi. Kadın anlayışla kafasını salladı v sorusunu yineledi. "Siz nasılsınız?" diye sorduğu sırada Tekin salonda ne yapacağını bilemeyerek dört dönüyor ve Elçin'in bir an önce gitmesini arzuluyordu. "Ben de iyi olaya çalışıyorum. Malumunuz, Kaan'ın vefatından sonra Beren hiçbirimizle konuşma istemiyor. Durumuna çok üzülüyorum kızımın." dedikten sonra Azra anlayışla kafasını salladı. Tekin'in tüm tehditlerine rağmen kadının içeri girmesini ve onu olacaklardan korumasını diliyordu Allah'tan. Tam kendisi Elçin'in içeri geçmesi için davette bulunacaktı ki, Elçin elindeki makaron kutusunu gösterdi ve, "Belki biraz dertleşmek istersin diye düşünüp makaron almıştım ama..." dedi kadın kararsız kalarak. Azra, Elçin'in teklifini güler yüzle karşıladı ve kadını içeri buyur etti. Tekin içinden Azra'ya bela okurken beyefendi pozisyonuna girerek oturdu koltuğa. Elçin ise salona girdiğinde gördü kişi karşısında şoke olmuştu. Tekin ve Azra Hanım ne alakaydı?

KANLI AŞIK (SON KİTAP/ +18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin