KANLI AŞIK (SON KİTAP/ +18)

12.BÖLÜM "BİLMEZLİKLER DURAĞI"

12.BÖLÜM "BİLİNMEZLİKLER DURAĞI"

  "Nasıl çıktın hapisten?" Bir soru binbir soruyu doğuruyor ve ardından getiriyordu aslında. Anne- kız polis merkezinin dışında geçen teke tek ilk diyaloglarının ikinci yarısının başlangıcıydı bu soru.

  Azra anne şefkatine çok özlem duyan biriydi. Sonuçta 18 yaşındayken kaçmıştı evden ve şimdi karşısında annesini görmek, onunla iki çift laf etme düşüncesi bile onu fazlasıyla heyecanlanmasına sebep sebepti. Pürüzsüz elleri kadının kırışmış ellerine dokunurken onun kokusunu hissetmek heyecanlandırıyordu onu... Dudakları titrerken istemsizce can yakan kelimeler döküverdi. "Çünkü, Hasan ölmüş."

  Gülizar'ın yeşil gözleri dolarken kızın yüzünü en ince ayrıntısına kadar inceledi. Teninin berraklığı, gözlerinin kahverengiliği, güzel burnu ve küçük çenesiyle, narin dudakları... Hiçbir değişim yoktu tıpkı 20 sene öncesi gibiydi. Kızı, yaşlanmak nedir bilmemiş, kendini hiçbir zaman koyuvermemişti. İç geçirdi ve, "Nefs-i Müdafa. O da bana saldırdı. Kafama silah dayadı. Eğer ben onu öldürmeseydim, o beni öldürecekti." dedi ve gözlerini kapattı acıyla. Kapattığı anda zaten dolmuş olan gözlerinden iki damla yaş düştü yanaklarına doğru. Azra ellerini annesinin yanaklarına götürdü ve gözyaşlarını sildi. "Ağlama annem... Ağlama canım benim. Hepsi geçti, bitti. Bak... Bundan sonra sadece ikimiz varız." dediğinde gözlerini açmış olan Gülizar şaşkınlıkla baktı kızına. Afra'yı neden saymamıştı?

  Tabii Gülizar, Afra ve Azra arasında olan gerginlikten bir haberdi. Bu yüzden bozuntuya vermedi. "İkimiz varız." dedi gülümseyerek. Ardından hiç açılmaması gereken bir konuyu açtı Gülizar. "Senin hayatın nasıl gidiyor kızım?" Azra önce bir düşündü. Yalanlar üzerine kurulu bir evlilik, evladını kaybedişi, kız kardeşinden kazık yiyişi, Murat'ın ona aşkını itiraf etmesi, hiç tanıdığı bir adam olan Tekin tarafından taciz edilişi... Bunlardan yalnızca ikisi anlatmakta cesaret buluyordu kendisinde. "Kocamdan boşanıyorum, evladımı şu genç yaşında kaybettim. Böyle gidiyor işte anne." Gülizar kızının suratını okşadı. "Bu kadar şey yaşama rağmen, gerçekten dimdik ayaktasın." dedi kızına gururla bakarak. "Ya sorma, dimdik ayaktayım." Kendisiyle dalga geçiyordu. Eve kapatıp saatlerce ağlayan, gece gündüz kendini uykuya veren... O muydu dimdik? Annesi başka bir soru daha soracaktı. Bu sefer ki Afra'yla alakalıydı. Ama Azra'nın telefonundan gelen bildirim sesi buna izin vermedi. Annesinden özür dileyip bildirim sesiyle gelen mesajı açtı. Tekin atmıştı bu mesajı. Okuduğu Metin bittiğinde Azra ne tepki vereceğini bilememişti. Sadece ağzı açık kalmıştı.

"Bu iş burda bitmedi. Beni olacaksın Azra. Sana sahip olacağım."

***

Oldukça sakin, hiçbir şekilde sorgu odasına alınmamış gibi rahat, karşısındaki iki polis memuruna bakıyordu. Karanlık odasının içinde yalnızca insanların birbirini görebilsin diye ortaya konulan masanın üzerinden sarkan avizeden sızan cılız ışık vardı. Bu atmosferi binlerce kez izlemişti Murat polisiye filmlerde. Ama o karekterle bağdaşmayan bir özelliği vardı. Oldukça soğukkanlıydı. Tek tepki verdiği şey Emir'in onu şikayet etmiş olmasaydı. Üstelik polis memuru adam Zehra'yı da çağırmıştı. Şimdi artık olup biten her şeyi biliyordu.

"İspatı var mıymış göstersin?" dedi Murat. Emir'in elinde bir ispat olmadığı sürece onun uyuşturucu taciri olduğunu kanıtlayamazdı. Tarık ellerini masaya koyup hafifçe Murat'a doğru eğildi. "Az evvelde dediğim gibi geçen aylarda bize bir şikayette bulunmuş zaten. Elinde de kanıt varmış. Sizi tutuklamışlar, her ne şekilde çıktıysanız, çıkar çıkmaz delilleri oğlunuzun elinden alıp yok etmişsiniz." Murat sırıttı. "Ya sizin başka bir işiniz yok mu? Siz cinayet masasından değil misiniz? Bırakında bu meseleyle Narkotik Şube ilgilensin! Ki, böyle bir mesele de yok!" Amirinin yanında duran Ceren sinirli bir şekilde güldü. "Biz bir cinayet soruşturması peşindeyiz ve bu cinayet soruşturmasını gerçekleştirirken -üzülerek söylüyorum- sizin özel hayatlarınıza girmemiz gerekiyor. Ayrıca evet o meselelerle Narkotik Şube ilgileniyor fakat, maktulün ölmeden önce yazdığı mektupta uyuşturucu tacirliğinde siz ve sizin adamlarınızla iş yaptığı yazıyor."