Kontrol etmeden atıyorum herhangi bir hata görürseniz yorumlara yazmanız yeterli.
Multimedya; Kişilerle alakasız bölümden kare
Bölüm şarkısı; Charlotte Cardin - California"A-anlamadım, neden bahsediyorsun?" Sinirle gülerek dilini dişlerinin üzerinde gezdirdi. "Şundan bahsediyorum. O balığı odaya koyan da, notları yazan da sendin." kaşlarımı yukarı kaldırdım.
"Emin misin?" Kaşlarını çattı.
"Eminim." Eli istemsiz yumruk olduğunda yutkundum. Resmen bütlere oynuyor, şansımı zorluyordum. "Forma mı, daha akıllıca bir şey düşünemedin mi cidden? Tesadüfe bak ki hediyelerin hiçbirinden forma çıkma-" Ayaklarımın üzerine yükselerek dudaklarımı dolgun dudaklara bastırdım.Seçenekleri kafamda elerken tedirginliğim gitgide artıyordu.
Bir, beni öldürene kadar döver ardından ölümü ablamın odasına bırakırdı.
İki, İterdi.
Üç, karşılık verirdi.Üçüncü seçenek düşüncelerimi esir alırken dudaklarımın altındaki sıcak dudaklara odaklandım. Kıpırdamadan duruyor, kaskatı bedenini dimdik tutmak için kendisini zorluyordu. Dudaklarımı yavaşça uzaklaştırarak tedirgin bir şekilde ona baktım.
"Doğruyu biliyorsun. O kişi bendim. Seni seven, her şeyden çok hemde. Bunu yeni fark etmiş olman beni üzse de artık gerçekleri bildiğin için mutluyum." Benden iki kafa uzun olan boyuyla üzerime eğildi.
"Berbat öpüşüyorsun." Ardından elinin tersiyle dudaklarını silip, tiksinirmiş gibi yüzünü buruşturdu. Ağzım açık bir şekilde geldiği gibi gittiği kapıya bakakaldım. Üç seçeneği de çevirip bana geri sokmuştu resmen.
İşte bunu beklemiyordum. Bunu hiç beklemiyordum. "Yok artık!" Arkamdan yükselen sesle beraber bakıştığım kapıyı kapattım. "Abla olanları gördün değil mi?" Ellerini ağzına kapatarak kocaman olmuş gözlerini kırpıştırdı.
"Umarım yanlış duymamışımdır." Titreyen işaret parmağını kapıya uzattığında bende onun gibi titriyordum. "Berbat öpüşüyorsun mu dedi o?" Kaşlarımı kaldırıp indirdim. Ardından mmladım.
"Aynen öyle dedi, sanırım." Çığlık atarak olduğu yerde zıpladı."Tanrım, tanrım. Dualarım kabul oluyor. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim." Gözlerimi ovuşturarak girdiğim transtan çıkmayı bekledim. Yok, ne yaparsam yapayım az önce olanları unutamıyordum.
Ben Alkan'ı öpmüş müydüm?
"Abla ben Alkan'ı öptüm amına koyayım!" Koluma yediğim cimcikle beraber sırıttım. "Küfür etmesene pis çocuk." Gülmeye devam ediyordum. Hiçbir şey keyfimi bozamazdı, Alkan'ın benden tiksinmesi bile.Her şey yavaş yavaş olurdu.
"Ulan ben gidiyim bir tur koşayım, gelirim." Üzerime yaz gecesinin verdiği serinlikten kurtulmak için ceketimi geçirdim. Saat gece yarısına geliyordu.
"İyi bir koş gel." Kapıyı çarpıp çıktım.
Yersiz sevincimi Hamza ve Sarp ikilisiyle paylaşmalıydım.-
"Ben o çocuğun gay olduğuna emindim zaten." Omzularını kaldırarak indiren Eda'ya baktı. Canını sıkıyordu. Zaten başında yeterince dert yokmuş gibi bir de onunla uğraşamazdı. "Kes sesini Eda. Zaten sinirliyim, üzerime gelme." Kollarını göğsünde bağlayıp somurttu. Alkan'ın onun olduğu gerçeğini kimse değiştiremezdi. Kaderleri bir yazılmıştı, ikisininde ailesi zengindi.. kısacası birbirleri için yaratılmışlardı.
"Ama sen benimsin." Alkan oflayarak ince uzun parmaklarını kendi kısa, sarı saçlarına doladı. "Bunu sana kim söylüyor, annem mi?" sarışın kız dudaklarını büzerek uzun tırnaklı ellerinden birini Alkan'ın omzuna bıraktı. Bileğindeki bilekliğin soğuk metali Alkan'a değiyor, zaten dokunuşlarından hoşlanmadığı kızı döve döve öldürmek isterken buluyordu kendini. "Annen hakkında bu kadar nefret edilesi biriymiş gibi konuşma lütfen."
Alkan elinin tersiyle Eda'yı itekleyerek devam eden partiye alıcı gözlerle baktı.
Gidip birini becermeliydi. Yoksa bu gece bitmezdi.
"İşim var Eda, sonra." Oturduğu kırmızı koltuktan kalkarak gözüne birini kestirmeyi denedi.Bu çok sarışın.
Bu çok kısa.
Bu çok kilolu.
Kesinlikle fazla dişlek.Sinirle ofladı ve evinin kapısına yöneldi. Partiye gelen kızların hiçbiri iş yapmazdı ve Alkan'ın canı fena sıkkındı. Siyah ceketi askılık kısmından tutarak omzuna attı. Evden çıkmadan önce en yakın arkadaşlarından biri olan Cüneyt'e talimat verdi.
"Ev sana emanet. Saat ikiye geldiğinde hepsini kovarsın, geldiğimde evimde kalan birisini bile görmek istemiyorum." Arkadaşı onu başıyla onaylayarak kapıdan çıkmasını izledi.
"Emredersin patron."-
"Hamza nerdesin?" Bu gece için ikinci kez çıktığım sokakta sesim yankılanmıştı. "Partideyim kanka.
Gel istersen." Hala hiçbir şey olmamış gibi partide durabiliyordu ya resmen gel beni döv diyordu.
"Konuşacaklarımız var. Önemli." Biraz sert bir tonda söylendim. Korkması lazımdı başka türlü akıllanmıyordu çünkü."Iı tamam. Nerdesin geliyorum." Evden biraz uzaktaki kafeyi tarif edip telefonu kapattım.
Olayı anlatacak ve önerilerini alacaktım. Her ne kadar ablamın bilmesi beni rahatsız etse de o kadar mutlu hissediyordum ki, ablamın sevdiğim çocukla ilgili dedikodu yapması bile mutluluğumu engelleyemezdi.
Geldiğim yer butik bir dükkandı ve sahibi çok sevimli tontiş bir nineydi. "Hoşgeldin yavrum." Gülümseyerek yeşil tişörtümün eteklerini çekeledim. "Hoşbuldum ablacım. Sert bir kahve alabilir miyim?"
Kafasını sallayarak uzaklaştığında elimdeki telefonu masaya koyup döndürmeye başladım."Geldim. Noldu?" Zamanın nasıl geçtiğini anlamayarak nefes nefese masama oturan Hamza'ya baktım. "Ebenin amı oldu Hamza. Ya sen hiç mi Alkan'ın yumruk atacağını düşünmedin? Karnım morardı yediğim dayaktan bak." Masanın altını göstererek sırıttım. Birazdan masanın altına eğilecekti ve bir sürprizle karşılaşacaktı.
"Hani lan noldu?" Eğildiği gibi elimi kapattığım avucumdan çıkartıp şak! sesiyle nah yaptım.
"Aha bu oldu." Kaşlarını çatarak elime vurduğunda benden mutlusu yoktu. "Çok kötüsün olum! bu ne terbiyesizliktir ya adam gibi düşünüyoruz kardeşimizi." Elimi uzatarak kafasına vurdum."Adam gibi kardeşini düşünen onu ölüme terk edip karı kızla gezmez Hamza'cım. Ha çok merak ediyosan söyleyeyim.." sinsice ekledim. "Alkan'ı öptüm." Ellerini masaya vurduğunda kahve getirmekte olan tontiş abla bir çığlık kopardı.
Ardından onun çığlığına çığlık adam Hamza..
"Abla, sende ödümü patlattın yavaş olsana." Saçları ağırmış teyzeye bakarak gülmemek için kendimi tuttum. "Kadın orada kalp krizi geçiriyor sen kadına çıkışıyorsun Hamza." Hamza hala masanın üzerinde olan elleriyle yüzünü kapatıp sıvazladığında, gözleri aşağı doğru çekilmişti. " Ne demek onu öptüm?" Bütün kelimeleri tane tane söylemişti."Evet, aynen öyle yaptım. Gelip bana beni bulduğunu, o balığı ve notları benim bıraktığımı bildiğini söyledi. Orada telaşla sana forma aldım demiştim ya baktığı hediyelerde forma bulamamış doğal olarak. Daha mantıklı bir şey bulup bulamadığımı sordu, bende onu öptüm." Ellerini çenesinin altında bağlayarak masum masum bakmaya başladı.
Şu an doğruluğunu kanıtlamışım gibi hissediyordum. Üzerimdeki yük kalkınca derin bir nefes aldım. Yaptığım patatesle beraber aklımdaki her şey uçmuştu. "Ne tepki verdi? Off, abicim yoksa senin kafana mı vurdu da salak salak sırıtıyorsun?" Gülümsedim. "Aynen şunu dedi; Berbat öpüşüyorsun." Kahkaha atarak önümdeki kahveyi kafasına dikti. Ben ona dik dik bakmaya başlayınca ellerini önünde sallayarak mahçup bir ifadeyle baktı.
"Ay kanka heyecanlanınca şey ettim be-" elimle omzuna vurarak hiç vermeyeceğim bir tepki verdim. "Afiyet bal şeker olsun koçum." Yerinden kalkarak sandalyeye astığı ceketini aldı eline."Neyse neyse. Kahveyi boşver de seninle yarım kalan bir işi halletmeye gidiyoruz." Gitmek için arkasını döndüğünde durdurdum onu. "Nereye?" Kıkırdadı. "Partiye."
Bir sonraki bölümde sinirleriniz oldukça yıpranacak gibime geliyor. Bölüm biraz geç geldi üzgünüm. Yorum yapın ki size güzel bölümler atayım. Öpüyorum hepinizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Balık (GAY)
RomanceBoyxboy hikayedir. Eşcinsel karakterler barındıran bir kitap olduğundan, homofobiklerin okumaması önemle rica olur. - "Aptal bir balığım, bir tek seni unutamıyorum işte." ©️Tüm hakları saklıdır. Boyxboy kategorisinde #9 Eşcinsel kategorisinde #1 01...