11.Bölüm: "Numaracı"

14.8K 901 348
                                    

Çığlık atan birkaç okur görüyorum. Acaba yanlışlıkla mı attı lan diye düşünenleriniz olabilir.. hayır, yanlış atmadım. Okuyun bakalım minik balıklarım.

Multimedya;Hasta Yekta be evil
Bölüm şarkısı; Tuğkan - Ele Layık

"Baştan anlat." Elindeki sıcak çikolataya parmaklarını daha sıkı sararak burnunu çekti.
Anlatacak bir şey yoktu. Hepsi gördüğü ve duyduğu gibiydi. Güçsüz düşmüştü, kendisini savunamamıştı.

Ben yanlış bir şey yapmadım diye haykıramamıştı. Tek suçum sevmek, ben yanlış bir şey yapmadım!
"Anlattığım gibi. Öğrenci belgesi çıkartmaya gitmiştim, okula girer girmez Eda bağırmaya başladı." O an gözlerinin önünden gitmiyordu. Ablasına ne diyecekti, mutsuz olduğunu görürse nasıl üzüleceğinden ve işlerini nasıl aksatacağından haberi var mıydı? Peki ya o şırfıntının iki günlük zevki için nasıl fiziksel ve sözsel şiddete maruz kalacağının?

"Ne diye bağırdı?" Alkan çocuğun ağzından laf almaya çalışıyordu. Bu duruma ne kadar sinirlendiğini bir kendisi bir tanrı bilirdi. Eda'nın ağzına sıçmak için an kollayacak gördüğü ilk yerde doğduğuna pişman edecekti onu. Kendisi yüzünden masum bir çocuğu nasıl riske atardı? ona ne olacağını az çok tahmin edebiliyordu.

Sende o çocukla oynuyorsun, başına ne geldiyse senin yüzünden. Masum bir çocuğu riske attığı için ona kızıyorsun ama onu riske atan sendin.
Kendisine küfrederek burnunu çeken çocuğa baktı.
"Gel buraya." Daha iyi olacağını umut ederek sarıldı çocuğa. Üzerindeki pike düşmek üzereydi ama bunu umursamıyor gibiydi. "Ablama ne diyeceğim?" diye fısıldadı. "Vücudumda oluşacak morlukları ona nasıl açıklayacağım? eski okulumda olanlar yüzünden mahvolmuştu." Alkan eski okulundakileri öldürmek isterken buldu kendini. Sadece o oynayabilmeliydi onunla, o hakaret edebilir, o canını sözsel olarak yakabilirdi. Yanağına inecek tek şey piç kurularının tokatları değil kendi öpücükleri olmalıydı.

"İsimlerini ver, tek tek sikeyim." Sinirini tutamadı.Kendi kendine oynadığı oyunu biraz özümsemiş olsa da kendisi de farkında değildi hissettiklerinin. Küçük bir çocuğun sokakta gördüğü kediyi sahiplendiği gibi sahipleniyordu onu.
Fakat aradaki tek fark ne o masum bir çocuktu ne de Yekta yardıma muhtaç bir kediydi.

"Hatırlamıyorum ki." Kızarmış gözlerini mavi gözlere dikti. "Tek yapmam gereken şey okul değiştirmek değil mi? o kadar da zor de-" Alkan despot bir tavırla konuştu. "Okul falan değiştirmeyeceksin. Sadece bir iki gün oraya gitme. Her şeyi halledeceğim." Yekta anlamıyordu.

Yekta ne zaman bir şeyleri anlamıştı ki zaten?
Allak bullak hayatında bir gay olduğunun duyulması eksikti. O da başına gelmiş, üstelik sevdiği adam ona yardım ediyordu. "Nasıl halledeceksin? Eda senin bunun yayılması için yardım ettiğini söyledi. Okuldakiler buna tepkisiz kalmayacaktır." Alkan hahladı. "Okulda ne kadar köpeğim olduğunu bilmiyormuş gibi konuşma. Ben Alkan Savaş'ım bilmem farkında mısın?" Yekta yaptığı ukalalığa göz devirdi. Hala göğsünde yatıyor ve yüzünün onun tarafından gözükmediğine emin olmaya çalışıyordu.

"Sana inanacaklarını mı söylüyorsun?" Kafasını salladı. "Kesinlikle." Göğsünden kalkarak gözlerini kıstı. "Okulda bir çocuğun kardeşini döverek ona resim attığını duydum. Madem bu kadar acımasızsın neden bana yardım ediyorsun?" Hala aynı soruda olduğunu duyunca göz devirdi Alkan.

"Bende bilmiyorum." Doğruyu söylemesi gerekirse şu bir buçuk haftada Yekta'ya alışmıştı. Tamam bir oyun oynuyordu, oyunu hala devam ediyordu da ama neden olduğunu o da henüz çözebilmiş değildi.

Küçük Balık (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin