8.Bölüm: "Öpücük"

16.3K 1.3K 404
                                    

Bir günde iki bölüm. Kontrol etmeden atıyorum sonra düzenlerim yanlışım varsa:)

Multimedya;Alkan
Bölüm şarkısı; Jessie Ware- Say You Love Me

Gergince zile değen parmaklarımı geri çektim.
Her zamanki gibi yine ne yapacağımı bilmiyordum.

Kapı ben çalmadan açılınca nefesimi tuttum.
"Hoşgeldin." Altında havluyla -kesinlikle saçları ıslak- bir şekilde kapıyı açan Alkan'a bakarak yutkundum. "H-hoşbuldum." Geri çekilerek kapıyı açtı.

Bizim evimizin on katı kadar büyük olan eve girdiğimde ellerim titriyordu. "İyi misin?" Arkamdan yükselen sesle beraber kafamı salladım hızlıca. "Evet iyiyim." Kolumu tuttu.

"Bu dersi sen istemiştin, şimdi neden sanki ben önermişim gibi titriyorsun?" Evi incelemem bittiğinde yapay bir şekilde gülümsedim.
"Titriyor muyum, saçmalama." o da sırıtarak merdivenleri gösterdi.

"Sen odaya geç. Ben içecek bir şeyler alıp, üzerimi değiştireceğim. Geliyorum." Kafamı sallayarak merdivenleri tırmandım. Heyecandan titriyor, ne yapacağım konusunda fikir üretiyordum.

İçecek bir şeyler içtikten sonra büyük ihtimalle mantıklı düşünemezdim ve işler iyice sarpa sarardı. Acaba içiyor gibi yapıp içmesem farkeder miydi?
Siyah odanın kapısını açarak yatağına oturdum.

Komidinin üzerindeki balığa doğru eğildim. Yemine bakılırsa onu beslemiş, suyunu değiştirmişti.
Gülümseyerek parmağımı cam fanusa yasladım.
Parmağıma doğru gelen japon balığıyla kıkırdadım. Bu bizim oğlumuzdu çünkü. (Burada neden salak salak sırıtıyorum bilmiyorum neyse okumaya devam xd)

"Senin hediyen. İstediğin gibi ilgi gösteriyorum." Keşke banada ilgi göstersen be canım.
"Evet, ilgi göstereceğini sanmıyordum. Büyük ihtimalle öldürür ve ölüsünü süs olsun diye odana koyardın." Kaşlarını çatarak sinirlendiğini belli etti.
"Senin beni sevmeni küçücük bir candan çıkaracak değilim. Merak etme, senden iyi bakıyorum." Bu tavırları ne kadar hoşuma gitse de gerginliğimi atamıyordum.

"Benim seni sevdiğimi nerden anladın?"omuz silkti. "Böylesine ince bir düşünce bizim okuldaki kızlara ait olamazdı. Ayrıca söylediğin formayı hala bulamadım." Gözlerimi kısarak yalan söylemenin verdiği utançla başımı eğdim.

Sonra ise saçlarımda bir el hissetmiştim.
"Merak etme. Sana kızmıyorum." hala elinde tuttuğu bardaklardan birisini balığın yanına bıraktı. "Şarap." açıklama yaptığında küçük bir baş sallama kazanmıştı benden.

Ben şaraba bakarken üzerime doğru eğilen Alkan'la geriledim. "Pekala. Şarabı siktir et başlıyoruz." Gözlerimi büyüttüm. "Şey tamam ama-" dudaklarıma kapanan dudaklarıyla beraber gerildim. Kas kütlesi vücudunu üzerime bastırdı, altında kalmıştım.

Dudaklarımı kıpırdatarak hırslı dudaklara karşılık verdim. "Im tamam. Hatan dudaklarını yavaş oynatıyorsun, ve üst dudağın tamamını dudaklarının içine alacaksın. İlk adımımız bu, bak böyle." Tekrar dudaklarıma kapanarak hızla üst dudağımı emdi. Bütün dudağım dudaklarının içindeydi. Heyecanla titredim. Başka bir şey istesem olur muydu sahi?

-

Alkan aslında çocuğun oldukça güzel öpüştüğünü düşünüyordu. Fakat birkaç taktikten zarar gelmezdi. Dişleriyle üst dudağını çekelerken derin bir inleme kazandı karşısındakinden. Çocuğun bu kadar etkileneceğini düşünmüyordu ama hoşuna gittiğini inkar edemezdi.

Dudaklardan koparken şap diye bir ses çıkmıştı.
"Şimdi sen dene." Ürkek çocuk üzerine eğilerek Alkan'ın yaptığı gibi hızlı hareket etti.

Dolgun dudaklar tarafından çekilirken kendisini durduramayacağını düşünüyordu. Kız gibi öpüşüyor diye düşündü. Bir çok kızdan daha güzel.

Üst dudakları ısırıldığında beklediği şeyle beraber gözlerini yumdu. Dediklerini uygulamış, en az onun kadar iyi göstermişti.

"Şimdi de küçük öpücüklere geçelim." Yekta başını salladı. Her ne kadar bu dersten sonra iletişimlerinin biteceğinden emin olsa da bunun olmasını istemiyordu. Dudakları minik minik karşısındaki dudaklara dokundu Alkan'ın. Bu sefer şap sesleri daha yüksek daha kesikti. Aniden ortamdaki testesteron oranı yükselmiş, Yekta'nın ölümü için helva hazırlıyordu.

"Şimdi sen dene." Alkan bu oyunun iyice eğlenceli olmaya başladığını düşünüp gözlerini kapattı.
"Pekala, şöyle olması gerekiyor." Dudaklarını Alkan'ın yaptığı gibi dokundurmaya başladı.

"Daha sert." Aldığı emirle birlikte sıkı bir öpücük verdi. Ve daha sıkısı. On öpücük de bittiğinde Alkan kendini çıkmaz bir denizin ortasında hissediyordu.

Yekta kesinlikle iki cinsi de baştan çıkaracak bir cazibeye sahipti. Hem saftı, hem utangaç. Böyle olduğu gibi hırslı, yaramaz küçük çocukları da anımsatıyordu. Güldüğünde Yekta durdu.

"N-ne, noldu?" sarışın olan kafasını iki yana salladı.
"Dersimiz bitti sayılır." Yekta üzgün hissetse de bitse de eve gidip olanları ablama anlatsam diye de düşünüyordu. "Ama son bir şey daha var. İzle beni." Boynuna eğilerek tek eliyle ensesini tuttu.

"Buraya minik morluklar bırakacağım." Dudakları güzel kokulu tene değdi. Cildi çok yumuşak, bir kızınkinden daha güzel kokuyordu. Parfümsüz hali bile. Dudakları Yekta'nın boynunu emerek morluklar bırakmaya başladı. Sonra ısırdı, sonra hem emdi hem ısırdı. Karşısındaki beden her ısırış ya da emişte garip sesler çıkartıyor, Alkan'ın bundan etkilenmesini sağlıyordu.

Siktir diye düşündü.
Bugünün amacı onu seven zavallı birisiyle dalga geçmek sonra da yüz ifadelerini hatırlayarak keyif almaktı, şu an aldığı keyif çıkardığı seslerden olmamalıydı. "Sıra sende." Diyerek eserine gururla baktı.

Yekta kayan gözleriyle zar zor odağını bulmuştu.
"Tamam." Diyerek boynuna eğildi. Alkan'sa boynunu geriye atarak gelecek atağı bekliyordu. Önce dişler değdi boynuna, ardından ıslak bir doku. Dili.

"Imh." İstemsiz inlediğinde Yekta gülümsedi. "Gülme." çocuğun boynundan kalkarak anlamayan gözlerle baktı. "Fetişim var, boynuma doğru gülme."
Kafasını sallayarak sırıttı. Sinirlerine hakim olamıyordu, şimdi de Alkan'ın seksteki fetişlerini öğreniyordu.

Boynunu emme işine geri döndü. Şimdiden emdiği yerler kızarmış, onun için bir zafere dönüşmüştü. "Tamam. Bu kadar yeter." Alkan sinirle çocuğu uzaklaştırdı. Yekta iğrendiğini düşünse de, o etkilendiği için kendisine kızıyordu.

"Özür dilerim bir hata yaptıysam.." ayağa kalkarak üzerini düzeltti. "Neyse ben gideyim." Arkasını dönerek sesi titremediği için şükretti.

Ardından mutlu girdiği kapıdan biraz üzgün ve biraz da sinirli bir şekilde çıktı. Arkasında en az onun kadar sinirli ve ne yapacağını bilemeyen bir Alkan bırakarak.

Dikkat;
Kitabı okuyanların ses vermesini istiyorum. Herhangi bir yorum, bir oy veya bana atılan bir mesaj. Arkadaşlar buradan aldığım okumalardan ya da yorumlardan para almıyoruz biliyorsunuz, sizden tek istediğim motive. Hepinizi ayrı ayrı seviyorum, ilgileniyorum. Biraz ilgi ve sevgi gösterirseniz sevinirim.

Küçük Balık (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin