22.Bölüm: "Beni Vur"

12.6K 744 232
                                    

İyi okumalar, özleştik ayol.

Multimedya:Yekta
Bölüm şarkısı; Deniz Tekin - Beni Vur

"Olum Melis'in memeleri varya uf." Sarp Hamza'nın kafasına vurarak çenesini kaldırdı.
"İyiki kızlar soyunma odasını gözetlemişsin Hamza. Sabahtan beri anlat anlat bitiremedin oğlum." Hamza üzerindeki tişörtü çantasına atarak ellerini göğüslerinin üzerine kapattı.

"Olum ayva gibi diyorum size!" Rahatsızca yerimde kıpırdanarak odağımı Alkan'a yönelttim. Elindeki pet şişeyi kafasına diktikten sonra çöpe doğru fırlattı. Basket! 

Ellerimi çırpma isteğimi son anda engelleyerek tişörtümün ucunu çekiştirdim.
"Sen neden üstünü değiştirmiyorsun
Yekta?" Sarp mırıldandığında gözlerimi kaçırdım. "Herkes çıksın öyle giyineceğim." Cevabımdan çok Sarp'ın sorusuna takılan Ferit tezahürat yapıyordu.

"Oo Sarp yoksa ibne mi oldun?" Kaşlarımı çatarak kenardaki çantamı kaptığım gibi Ferit'e fırlattım. Sonradan eşcinsel olunmadığını bilemeyecek kadar cahil miydi? "Saçma salak konuşma." Sarp kendine laf atıldığı zaman çok düşünen ve sinirlenen bir insandı.

Üzülmesini istemiyordum.
"Konuşursam ne olur?" Ayağa kalkarak yumruk yaptığım ellerimi, çoktan ayaklanmış Ferit'in göğsüne koyup ittirdim.

"Dayak yersin." Gülerek aynı şekilde ittirdi
beni. "Erkeklerin yanında üzerini çıkarmaya utanan bir insanın beni dövmeye çalışması ne hoş!" Arkama geçen Sarp ve Hamza'ya baktım.
Kavga etmeye devam edersek şüphesiz Ferit'i öldürecek gibilerdi.

Birden itildiğimde homurdanarak iten kişiye baktım. "En azından kızların yanında yalamaları için yalvararak sikini çıkartmıyor pezevenk." Ferit yavaşça kalktığı yere sinerken Alkan görüş açıma girmişti. Boynundaki damarlar hafifçe şişmişti ve elindeki  tişörtü parçalamak istercesine sıkıyordu. "Sesini kes, bir daha duyarsam ses tellerini sökerim." Soyunma odasının kapısı açıldığında koç gözlerini üzerimize dikti.

"Kavga etmeyi bırakıp maça odaklanmış olsaydınız şimdiye karşı takımı haşat etmiştik." Koç kaşlarını çattığında, Alkan umursamadan yanımdan geçip gitti. Şimdi ise olanları umursamadan üzerimi değiştirmem gerekiyordu çünkü maça çok az kalmıştı.

Üç haftada bir aynı maça çıkıyorduk ve soyunma odasında Alkan olduğu zaman istemsiz utanıyordum. Herkes yavaş yavaş sahaya çıkmaya başladığında sırtımı dönerek çantamı karıştırdım.
Soyunma odasında birkaç kişi kalmıştık.

Saçlarım yüzümün önüne düştüğünde sessiz bir soluk duydum. İrkilerek arkama baktığımda Alkan'ın ayakkabılarını bağladığını gördüm. Susarak önüme döndüğüme bulunduğum duruma küfür edemeyecek kadar tedirgindim.
"Kazanmak zorunda olduğumuzu biliyorsun değil mi güzelim?" Üzerimdeki tişörtü çıkartaya çalışsam da, alçılı kolum yüzünden çıkartamıyordum, sinirle ellerimi indirdim. "Yardım edeyim." Her zaman yaptığı gibi yine sıçıp batırdığı şeyi temizlemeye çalışıyordu. Ellerini belime koyarak tişörtü çekiştirdi. İki koluma da ayrı ayrı özen gösterip bebekmişim gibi davranırken üzerimi değiştirmişti bile. "Soruma cevap vermedin." fısıldayarak geri çekildi.

Uzun boyu yüzünden yüzüne bakmak için kafamı kaldırsam da iki yana sallayarak ona bakmamam gerektiğine karar vererek düşüncelerimden sıyrıldım. "Öyle olacak gibi." Kafasını salladı.
"Takımdaki kimseye güvenmiyorum." Gülerek elimi enseme attım.

Küçük Balık (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin