13.Bölüm: "Verilmesi Gereken Ders"

13.4K 834 370
                                    

İki sorum olacak bölüme geçmeden önce. 1)Fotoğraf mı yoksa gifi mi tercih edersiniz?
2)Türkçe müzik mi ingilizce müzik mi?

Multimedya;Bölümle alakalı gif
Bölüm şarkısı; Anne Marie - Friends

"Yekta size geliyorum." Telefonda Selin'in sesini duyduğumda memnuniyetle sırıttım. "Bekliyorum." Depresyondaydım ve bana iyi geleceğini biliyordum.

Çünkü o Selin'di. "Bir şey lazım mı?" Biraz ıvır zıvır siparişi verdikten sonra telefonu kapattım. Alkan ve o kızı hatırladığımda gözlerim doluyordu. Benimle oynamış, sonra da bir çöp gibi kenara atmıştı. Alkan'dan ne bekliyordun ki?

İç sesime küfrederek sabahtan beri yatmamla ve burnumu çekişlerimle geçen ana son verdim. Ayağa kalkıp, yatak örtüsünü yatağın üzerine sermiştim. Bu haftasonu bittikten sonra umarım toparlanmış ve daha dinç olurdum.

Ablamı özlediğimi fark ederek somurttum. Haftasonu başka bir işe gidiyordu ve bunların hepsi bana bakmak içindi, ben ise başkalarıyla sevişen birisinin acısını çekiyor, sadece yatıyordum. Zor hayat koşullarımız için çaba sarf etmiyordum,
ablam için tam bir yüz karasıydım.

Kendime olan sinirimle beraber çalan kapıya yöneldim. Dış kapı bizim odayla salonun arasındaydı. "Hoşgeldin." Kapıyı açarak üzerime atlayan Selin'in sarılışına karşılık verdim.

Bir süre dedikodu yapmış ardından film izlemek için salona geçmiştik. Televizyonu bilgisayara bağlayarak Selin'in istediği -kesinlikle benim istemediğim bir filmi- cd oynatıcıya takmıştık.

"Selin patlamış mısırlar dolapta!" Televizyondaki aşıklara bakarak göz devirdim. Selin bana zorla hetero filmi izletiyordu. "Selin bunlar dediğin gibi tatlı falan değiller. Kusacağım be!" Elinde mısır kaseleri ve pijamalarıyla gelen Selin, bir tabağı kucağıma bırakıp diğerini kendi kucağına çekti.

"Tamam ne güzel işte, göz aşınalığı olsun bize. İki tane arkadaşın var birisi abim birisi Sarp abi. İkisi de dünyada görüp görebileceğim en sıkıcı insanlar!" haklıydı. Bu konuda Selin'e kesinlikle katılıyordum çünkü birisi Allah'ın gurmesi Hamza, diğeri ne hissettiği konusunda en ufak renk bile vermeyen Sarp'tı.

"Aşk hayatları hakkında bir şey bilmediğimi fark ettim ve bu beni bir miktar üzdü galiba." Kafasını sallayarak ağzındaki mısırı çiğnemeye devam etti. Selin böyle bir çocuktu işte, tamam benden çok da küçük değildi ama eşcinselliği konusunda kesinlikle daha vurdum duymazdı. Hem hoşlandığı kişiyi kendine bağlamayı, hem de gizlenmeyi çok iyi beceriyordu.

Eşcinselseniz kadın olmak daha kolaydı. Zaten yirmi dört saat aşkım, canım diye mesajlaşıyordunuz, el ele tutuşuyor, biriniz tuvalete gideceği zaman diğeri onunla rahatça gidebiliyordu. Ayrıca aynı evde kalıp sevişirken yatağı kırsanız anneniz bir yerinize bir şey oldu mu diye kontrole geliyordu.

Oflayarak keşke kadın olsaydım diye düşündüm.
"Selin ben neden erkeğim amına koyayım?" Elini kaldırarak kafamı okşadı. "Kıyamam sana. Yoksa sen Alkan'ın sevgilisi Eda gibi mi olmak istiyosun?" içimden tövbe ederken fark ettiğim detayla durdum. "Ne sevgilisi lan tövbe de çarparım ağzına." Kahkaha atarak küt sarı saçlarını toplamaya çalıştı. "Geber oç." Sevimli hallerine gülümsedim. Hamza'yla birbirlerini sevmezler, sürekli didişirlerdi. Durum bana geldiğinde en çok beni sevdiğini söylüyordu.

Tekrar televizyona dönerek üzerimdeki pikeyi ayaklarıma iteledim. Hava sıcaktı yahu!
Patlamış mısır parmaklarımı yaplı yağlı yapmış, midemi bulandırmıştı. Bu kadar mısır yemek yeterdi artık diyete girebilirdim. "Kapı çaldı Yekta." Selin omzumu dürttü. O sıra da diyette hamburger yersem kilo alır mıyım? diye düşündüğümden sesini duymamıştım.

"Of neyse, ben bakarım." Ayağa kalkarak dış kapıya yöneldi. Kim geldiyse konuşmalarını duymuyordum. Çok sıcak diye ittiğim pikeyi bu sefer çok soğuk diye üzerime çektim, biraz uyuyacaktım.
Selin de ne bok yiyorsa yiyebilirdi.

-

"Buyrun?" Karşısında Alkan duran ama kim olduğunu bilmediği için meraklı gözlerle bakan Selin, sarışın genci tekrar süzdü. Alkan'ı Yekta'nın anlattığı kadar biliyordu ve bu -kesinlikle- Alkan'ın yakışıklılığı üzerineydi. "Kime bakmıştınız?" Alkan gece balığı alıp evden çıksa da geç olduğunu fark edip eve dönmüştü. Yarın veririm nasıl olsa diye düşünmüştü. O yarın, bugündü işte.

Geldiği gibi karşısında bir kız bulması da neyin nesiydi? "Yekta." kısa keserek konuşmak istediği kişinin adını söyledi. "Uyuyor." kısa saçlı kıza ters ters baktı. "Sen kimsin?" Selin omuz silkti. "Sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum." Ah, onun bir Alkan olduğunu anlasaydı!

"İşe bak anasını satayım. Sikten hoşlandığını söyleyen çocuk eve kız atıyor." Selin kaşlarını çatarak sinirlenmemeye çalıştı. Büyük ihtimalle eşcinsel olduğunu öğrenen çocuklardan biriydi. Tamam, yakışıklı bir çocuktu fakat Selin'in ilgi alanına girmiyordu da. Biraz daha konuşursa çocuğu boğacak, dayak yemeyi göze alarak sarı saçlarını yolacaktı onun. "Yekta eşcinsel değil kardeşim. Birisiyle karıştırıyorsun heralde. Hadi başka kapıya." Alkan balığı arabada bıraktığına şükretti. Eğer getirseydi akvaryumu bu sarı saçlı orospunun kafasında kıracaktı.

"Hemen Yekta'yı çağır." Selin pis pis sırıtarak o olduğunu bilmediği Alkan'a baktı. Çocuğun hecelediği gibi kelimeyi heceledikten sonra kapıyı suratına kapatmıştı. "Uyuyor."

Ellerini saçlarından geçirerek derin bir nefes aldı. Bir zamanlar gittiği psikoloğun dediklerini uygulamazsa gay olduğunu iddia ettikten sonra kızlarla yatan çocuğu da o kızı da öldürecekti.

Kafasında yanan ampulle beraber merdivenlere tutundu. Kandırılmıştı. Yekta onunla oyun oynamıştı! Alkan ne yapmak istiyorsa, Yekta onu yaparak -hem de amacına ulaşmış bir şekilde- oyuna getirmişti onu.

Alkan annesinin duysa öteki dünyayı boylayacağı bir küfür savurarak çabucak merdivenleri indi. Sinirini atamamıştı. Arabayı tekmeledi. Yine de geçmedi. Kapısını açtığı arabaya binerek son hızda sürmeye başladı, ara sokaklardan F50 hızında geçiyor, arkasından edilen küfürleri umursamadan kızgın bir boğayı andıran gözlerle yolu izliyordu.

Kandırılmıştı. Az kalsın Yekta'nın duygularına inanacak, bir çıkmaza sürüklenecekti. Bu kadar kolay kanmamalıydı. "Kahretsin!" Bağırarak ellerini direksiyona vurdu. Ardından bu kafayla araba kullanmaya devam ederse en sıcak yerine kombinesi olduğu öteki dünyaya gideceğini fark etti.

Frene basarak arabayı durdurdu.
Titreyen elleriyle telefonunu çıkarıp Cüneyt'in numarasını tuşladı.

"Akşama birkaç adam ayarla, ders alması gereken birisi var." Ve onay almayı bile beklemeden telefonu kapattı.

Alkan ve orospuçocuklukları. Entrika bölüm bir hoşgeldiniz. Şu bölümü kafamın dibinde inşaat yapan adamlar varken yapıyorum taramalı tüfek gibi ses çıkaran makinenin adı neyse, heh işte onu sikeyim. Bölümü beğendiyseniz beğenmeyi beğenmediyseniz beğenmemeyi unutmayın xd

Küçük Balık (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin