31.Bölüm: "Final"

11.3K 556 285
                                    

Final bölümüne de geldik, şu an bölümü yazarken gözlerim dolu dolu, içim ise çok buruk. Sizi çok seviyorum biliyorsunuz değil mi?

Multimedya: Bölümle alakalı fotoğraf
  (bilekteki şekli)
Bölüm şarkısı; Sertan - Sen Benim Olmayanımsın (öneririm)

"Kısa bir nişan olacak, sonra istersen ayrılırsın." Üzerindeki takım elbiseyi düzelterek gözünün altındaki morluklarda parmaklarını gezdirdi.

"Alkan bunu yapma, susma." Alkan bir haftadır grevdeydi. Hiçbir şekilde kimseyle konuşmuyor, sadece saatlerce odasındaki balığı izliyordu. Arada bir liseden arkadaşları, onu seven kızlar ziyarete gelse de annesi hizmetçilere tembihleyerek onları kibarca kovmasını söylemişti. Kendisi de zaten bütün gün iş yerinden çıkmıyordu babasından kaçmak için.

"Ne dememi bekliyorsun ki amına koyayım, sadece para için yaptıklarına bak heriflerin. Sefil durumdalar." Alkan tam on sekiz sayılmadığı için tek başına bir eve çıkamıyor, ailesi seçkin kişiler olduğu için dava da açamıyordu. Zaten davayla uğraşacak gücü de yoktu. Kısacası sadece okulun bitmesini bekleyecek, sonra da nişanı atıp siktirip gidecekti.

"Abi plan yaptık. Son dört ay dayan, sonra nişanı atıp başımızın çaresine bakıyoruz. Hem bak işte ayarladın kendine, çalış belli bir para biriktir sonra bakarız bir çaresine." Alkan o sinir ve ruhsal sıkıntıyla çevresinde olan bir barda barmenlik yapmaya başlamıştı. İnsanların çoğu onu barda yaptığı çapkınlıklardan tanısa da neden çalıştığına akıl sıra erdiremiyorlardı. Ünlü iş adamının torunu ve Karaatlı Holding'in veliahtı neden barmen olarak çalışıyordu bilmiyorlardı.

Bazı kızlar, kız düşürmek için olduğunu falan düşünüyordu. Alkan'a göre bu komikti. Ama daha komik bir şey varsa o da yarım saat sonra Eda'yla nişanlanlanacak olmasıydı. "Törenlerden nefret ediyorum. Milleti sikeyim." Millet heyecanlı bir şekilde mini bar şeklindeki kokteyl masalarında içkilerini yudumluyor, güzeller güzeli Eda ile
Alkan'ı bekliyorlardı.

"Rol yap, Rahman Bey'in elinde koz var." Alkan gerizekalı olmadığını göstermek için kafasını salladı. "Öyle yapacağım." Hazırlanmak için tutulan odadan çıkarak Eda'nın kapısının önünde durdu. Şimdi içeri girip onu boğsa insanlar Alkan'dan şüphelenir miydi acaba? "Eda." Tok sesi koridorda yankılandığında Eda güzel bir elbiseyle beraber kapıyı açtı.

"Alkan, seninle acil bir şey konuşmam lazım." Elinden tutarak çocuğu içeri çekmişti. Alkan'dan gelen içki ve sigara kokusuyla burnunu buruştursa da hayatının konuşmasını yapacaktı şimdi.

"Alkan bak, biliyorum beni sevmiyorsun hatta benden nefret ediyorsun." Bıkkın çocuk sigarasını çıkararak umursamaz bir tavırla yaktı onu.

"Kısa keseceğim, seninle nişanlanmak istemiyorum." Alkan duyduğu sözlerle beraber Eda'ya baktı."Ne?" Kız omuzlarını silkerek gözlerini kaçırmıştı. "Doğru duydun, nişanlanmakta, evlenmekte istemiyorum. Seni her ne kadar sevsem de başka birisini seven bir insanla evlenecek değilim. Hem ben evlenmek için de gencim. Yani.. sonuç olarak bana erkek mi yok değil mi?" Zoraki bir şekilde sırıtarak Alkan'ın omzuna vurdu. "Reddedildiğin için umarım üzülmesin, şimdilik oyun oynayalım. İkimiz de on sekizi doldurunca nişanı atıp kendi hayallerimizi yaşarız." Alkan ilk defa reddedildiği için bu kadar mutluydu.

"Teşekkür ederim." Dedi mırıldanarak. Keyfi az da olsa yerine gelmişti. "Çok teşekkür ederim Eda. Ben nasıl desem.. tanrım." Ellerini saçlarından geçirerek karıştırdı tutamlarını. "Hala seni sevmiyorum." Dedi. "Ama yaptığın harbi büyük krallık." Eda da gülerek elbisesini kaldırdı. "Bu ağır elbiseden sıkıldım, bir an önce bitirelim şu işi." Ne kadar samimiydi bilinmez ama şu an ona inanmaktan başka çaresi yoktu.

Küçük Balık (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin