21.Bölüm: "Biraz Hoş Biraz Sarhoş" pt.1

11.9K 657 88
                                    

Bu bir kesit bölümüdür.
Bölümün tamamı yarın gelecektir.

Multimedya: Alkan
Bölüm şarkısı; Shawn Mendes - I Know What You Did Last Summer

"Öpücük numaralarını yemezler, indir beni." Alkan onu duymamazlıktan geldi. "Alkan yeminim olsun indirmezsen seni asla affetmem." sinirle arabasını durdurdu. "Doğru eve gidiyorsun, o itle buluştuğun an ikinizi de öldürürüm. Duydun mu?" Yekta kollarını göğsünde bağladı. Araba birden yön değiştirmişti. "Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum. Sadece eve götür beni, sonrasına ben karar vereceğim." İvme git gide artıyordu. "Benim anlamadığım şu gay olmamam seni neden ilgilendiriyor? diyelim ki, seni gerçekten sevmiyorum. Beni dövdürmeye hakkın var mı senin?" Alkan şikayet ettiği utangaç Yekta'yı özlüyordu.

"Beni seviyorsun." Kesin bir dille konuşmuştu.
İtiraz kabul etmeyecek türden. "Bunu nerden anladın?" Sinirlense de sinirini belli etmemekte kararlıydı. "Hangi tür bir psikopat sevmediği birisine notlar gönderip, balık alır?" Omuz silkti.
"Belki seninle gerçekten oyun oynuyordum." Alkan arabayı sert bir manevrayla durdurdu. "İn arabadan." Hah, keyfi bilirdi! Yekta'nın istediği de buydu zaten. Beklediği gibi olmamış, Alkan'da inmişti arabadan.

Sonra çocuğun belini kavrayarak arabaya yapıştırdı. İkisinin kalpleri birbirlerinin vücudunda atıyor, ritimleri şirk koşuyordu. "Bundan etkilenmediğini söylüyorsun." Çocuğun belini sımsıkı kavrayarak dudaklarını dudaklarına yaklaştırdı. "Nefesimi yüzünde hissetmekten etkilenmiyorsun." Parmaklarını kımıldattı. "Belini saran ellerim sana zevk vermiyor." şimdi ise sıra dudaklardaydı. Dudakların yavaşça dudaklarına sürttü. "Dudaklarının üzerindeki dudaklarım seni kışkırtmıyor, öyle mi?" çocuğun titremesine derin bir kıkırtı bıraktı. "Sikerler." Ardından parçalarcasına yapıştı dudaklara.

Bizim zavallı da direnmeyi çoktan bırakmıştı. Birbirlerine sarılıp, öperlerken dünya dursaydı şayet, Yekta dünyanın en mutlu adamı olarak ölebilirdi.
Alkan derin bir öpücük daha kondurduktan sonra çekildi ve uzaklaştı. "Hoşçakal Yekta. Nasıl olsa bana geri döneceksin." Arabaya binerek ıssız sokağı terk etti. Yekta ise yaslandığı arabanın uzaklaşmasını önemsemeyerek tökezlemişti. Gitmişti. Alkan'ın onunla olan işi bu kadardı. Elini cebine atarak telefonunu çıkarırken bir yandan da homurdanıyordu. Sabahın bu saatinde boş bir sokakta ne işi olduğunu kendisi de bilseydi keşke!

"Abla, beni alır mısın?" Birkaç hışırtıdan sonra telefondan ablasının sesini duydu. "Nerdesin sen eşşek sıpası?" Ofladı. "Ortaköy'de bir yerdeyim, konum atıyorum." Konum atarak telefonunu kapattı.
Hem sarjı hem de sabrı azalmıştı. Maalesef sevdiği herif hiçbir atakta bulunmuyordu onun için.

Çok geçmeden ablasının arabası attığı konum sayesinde sokağa giriş yapmıştı. Onu bu kadar kolay affetmeyecekti. Her başı sıkıştığında üzerine atlayamazdı. "Binsene!" Kapıyı açarak kendini koltuğa attı. Sıkıntılı nefesler verirken ablası çoktan yüzüne bakmayı bırakmış, kendi haline bırakmıştı onu. "Alkan mı?" Ablası küçük bir baş sallama kazandı. Bu olanları ablasına anlatamazdı çünkü anlatsa ne kıyametler kopardı, ne kıyametler. Ayrıca Alkan'la görüşmesini yasaklar, bir daha asla evin kapısından içeriye sokmazdı onu. Sonuç olarak kardeşinin canını çöpte bulmamıştı.

"Neyse boşver onu gel güzel bir gün geçirelim." Kaşlarını kaldırdı. "Sinema?" Gülümseyerek "Valla bana uyar." Dedi. Kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı.

-

"Nerde bu çocuk?" Kendi kendine homurdanarak dikiz aynasını kontrol etti. "Gelmeyecek." Telefonunu tekrar arardı ve tekrar meşgul çaldı.
"Sikeyim." Gaza yüklenerek uzaklaştı. "Madem ortalarda gözükmüyor, kesin başının çaresine bakmıştır." Kendini teselli ediyordu.

Sinirle ve yarısı homurdanarak geçen yoldan sonra telefonu ısrarla çalmaya başlamıştı. Tam o sıra eve girmek üzereydi. "Ne var Eda?" Karşı taraftan derin bir kıkırtı geldi. "Alkaaaannnn." Gözlerini devirerek saatini kontrol etti. "Ne?" Bardak kırılma tarzı bir ses geldikten sonra gözlerini yumarak arabasına yaslandı. Eda'yla ilgili hem ondan hem de annesinden nefret ediyordu. "Beni alabilir misin? Biraz kötüyüm de.." ses kesildi. Alkan sinirinin önüne geçemeyip bu kızı öldüreceğinden korkuyordu. Telefonu kapatarak cebine koydu. Telefon tekrar çalarken umursamamaya karar verdi. Her ne boklar yediyse, bu Alkan'ın sorunu değildi.
"Alkan!" Yalının kapısından gelen sesle beraber kafasını yerden kaldırarak içtiği sigarasını yere fırlattı.

"Efendim anne?" Kadın biraz sinirli biraz endişeli bir şekilde önündeki manzaraya baktı. Oğlunun sigara içmesini hiçbir zaman desteklememişti. "Eda'nın annesi aradı, barda içip kusmuş. Git ve onu al." "Hayır." "Alkan dedim. Git ve onu al, ilişkiniz bitse de Fülya Hanım benim yakın arkadaşım. Ayıp olur kadıncağıza ve ona bir şey olursa cezanı çok pis keserim." Alkan doğrularak çalan telefonu açtı. "Geliyorum Eda." Kızın konuşmasına izin vermeden telefonu kapattı.

Bir gün elinden çok pis bir kaza çıkacaktı.
Sadece sabırla, o günü bekliyordu.

Müsait değilim. Hiç ama hiç değilim. Çalışıyorum elimden geldiğince kurgunun güzel gitmesi için uğraşıyorum ama başaramıyorum. Tekrar ve tekrar söylüyorum sizi seviyorum. Bölümü tamamlayıncaya kadar kendinize iyi bakın.

Küçük Balık (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin