14

2.7K 187 61
                                    

Multimedya : Savaş Oflaz ( isimsiz)

***

Bedenen ağır gelen yüklerin devrilerek eridiği bir gece de bir çaresizlik bankında öylesine rast geldiğim biriyle göz göze gelmişliğin buruk bir mutluluğu vardı içimde. Sanki öylesine dinlediğim bir şarkının tekrardan karşıma çıkması gibiydi. Güzel bir sevinç. Buruk bir sevinç.

"Sen" dedim gülerek. O da gözlerini Ulaş'a değdirerek oturduğu yerden doğruldu.

"Ben ya"

Ulaş'a elini uzattığında Ulaş kaşlarını çatarak adamın suratına bakıyordu. İsimsiz şaşırarak bana döndüğünde Ulaş'ı dürterek kendisinde gelmesini sağladım. İsimsizin elini sıkarak selamlaştığında isimsiz bana döndü.

"Sen geç otur arkadaşım" Ulaş dişlerini sıkarak beni sandalyeye oturttuğunda kaşlarımı çatarak kendimi sakin tutmaya çalıştım. Ulaş yanımda ki sandalyeye oturarak bir bana bir de İsimsize baktığında gülümsedi.

"E ismini almadık biz"

İsimsiz yüzünde mimik oyntmadan önündeki defterin yapraklarıyla oynayarak kendini tanıttı.

"Gazeteci muhabir Savaş Oflaz."

Gülümsedim. "Siz de İrem Helvacıoğlu ve Ulaş Tuna Astepe?"

"Evet " dedim gülerek. Ulaş kulağıma doğru eğilerek dişlerinin arasından konuştu.

"Seninle gülme konusunu konuşmuştuk. Değil mi çimen gözlü"

Gülerek arkasına yaslandı. Bende inadına gülümseyerek koluna vurdum. "İlahi Ulaş ya. Görüyorsun işte sette de hep böyleyiz hep bir gülme sebebi"

Savaş yine düz bir şekilde ikimize baktığında ne kadar mesafe dolu bir insan olduğunu anlamıştım. Gözlerinde ben çok bilmişim bakışı yoktu yani yanında gülsen sana tepeden bakmazdı. Çünkü onu çaresizken görmüştüm.

Gelen garson sipariş aldığında üçümüz de kahve isteyerek garsonu hızlıca yolladık. Savaş ellerini birbirine bağlayarak ikimize de baktı. Bana bakarken yüzünde hafif bir gülümseme belirdiğinde bende güldüm.

"Kahveler gelince başlarız. "

Ulaş başını sallayarak cebindeki telefonu çıkarttığında Savaş masadan eğilerek konuştu.

"Demek o gece yanımda ağlayan yıkılmış kadın şimdi dimdik ayakta ha?"

Bende başımı sallayarak elimle kendimi gösterdim. "Kabul et beni tanıyordun. "

Gülerek geriye yaslandı. "Biraz tanıdık gelmiştin ama inan tanıdığım için yanına gelmedim"

Ulaş telefonunu sertçe masaya bıraktı. "O gece hangi gece İrem'ciğim?"

Gözlerime uyarı dolu bir anlam yükleyerek Ulaş'a döndüm. "Seninle konuşmuştuk ya hani senin arkadaşında kaldığın gün"

Hızla Savaş'a döndü. "Sana seslenen kişi Savaş mıydı?"

Evet dercesine başımı salladım. "Evet biz de dün tanıştık zaten. "

Eliyle yüzünü ovaladığında yerimde huzursuz bir şekilde kıpırdandım. Garson kahveleri getirdiğinde Savaş ses kayıt cihazını açarak kalemini eline aldı.

"Ulaş bu dizi teklifini neden kabul ettin? Neden Sen Anlat Karadeniz mesala?"

Kalemi elinde döndürerek bana kısa bir bakış attı.
Ulaş masanın altından elimi sıktığında irkilerek yüzüne baktım. Gözleri yanıyordu.

ANDER SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin