Herkese merhaba arkadaşlar final bölümümüz belli oldu. 30 ya da 31. Bölüm final olacak. İyi okumalar
***
"Anlatmama izin verecek misiniz?"
Beray'ın sıkılmış sesine kaşlarımı çatarak baktım. "Kızım seni gebertirim vallahi. Gül gibi çoçuğun üstüne abini niye saldın?"
Ulaş kolumdan tutmuş beni götürmek isterken kolumu çekmeye çalışıyordum. Beray ellerini göğsünde birleştirerek abisine baktı. Polislerin yanındaydı.
"O benim öz abim değil ki"
Kaşlarımı çatarak yüzümü buruşturdum. Ne diyordu bu kız ya !
"Tek tek anlatma şunu ! Baştan anlat her şeyi"
Oflayarak koltuğa oturdu. "Ben otelden çıktım Savaş'ı arıyordum. Geçtiğim yerde dizi çekimi varmış yönetmen bana figüranlık yap deyince bende role ayak uydurup yaptım bir şeyler. Meğer o adam da oyuncu değilmiş Savaş araya kaynadı yani. "
Bedenime gelen gülme isteğiyle kahkaha atarak Ulaş'a baktım. Korkuyormuş gibisine bana bakıyordu.
"Duydun mu Ulaş? Araya kaynamış benim kankam araya kaynamış! Ulaş yürü Savaş'ın yanına götür beni. Yoksa profesyonel makyöz kendisine güzel bir makyaj yapmak zorunda kalacak."
Ulaş beni karakoldan çıkardığında sinirle arabaya bindim. Bu kızı elti olarak istemiyordum işte bana ne !
Ulaş "İrem?" diye konuştuğunda ona döndüm. Tüm öfkemi dinginleştiren adamın gözleri yine öyle bakıyordu. Aklıma karavanda olan olaylarımız geldiğinde yutkunarak önüme döndüm. Ellerimi birbirine bağlayarak yüzümü gizlediğimde Ulaş'ın kahkaha attığını duyarak göz ucuyla yüzüne bakmak istedim. Zalimdi işte bu da zalim.
"Sağlık ocağında Savaş. Oraya gidiyoruz"
"Tamam" dedim. Göz kırparak gaza bastığında emniyet kemerimi takmak aklıma geldi. Arada sırada mantıklı şeyler yapıyordum. Kısa bir süre sonra sağlık ocağına geldiğimizde kemerimi çözerek arabadan indim. Ulaş da yanıma gelerek benimle birlikte eli elime değercesine yürümeye başladı. Yutkunarak saçlarımı düzelttim.
Savaş'ın dayak yendiğini Ulaş söylemişti. Yoksa ben havalimanında sanmaya devam edecektim. Bunun düşüncesi bile kötü. Savaş hayatımda daha yeni de olsa çoktan kalbimin dört odasından birine girmişti. Sadece tuhaftı işte. Dayak yeşimini duyunca deliye dönmüştüm.
Sağlık ocağına girdiğimizde biz onu aramadan küçücük yerde kendini hemen belli etti zaten. Acil odasında bağırarak konuşuyordu. Göz devirerek Acil odasına girdiğimde korkumu gizleyerek kaşlarımı çattım. Savaş beni görünce bağırmayı kesip "yeşil" diye konuştuğunda burnumu çekerek yüzüne baktım.
"Gerizekalı çok korktum. "
Yanına yaklaşarak sarıldığımda Ulaş öksürdüğünde sırtına iki kez vurup yattığı sedyenin boş kalan yerine oturdum.
"Delisin bela çeker gibisin varya"
Güldü. Güldüğünde bir yeri ağrımış olmalıki yüzünü buruşturarak ceketini gösterdi. "Telefonumu versene annemi arayım"
Hızla ceketin cebinden telefonu çıkartıp eline verdim. Bir şeyler yaptıktan sonra kulağına götürerek konuşmaya başladı. Ulaş hemşire ile konuşuyordu. Dikkat çekmeden Acil odasından çıkarak etrafa bakındım. Danışmanın yanındaki duvara yaslanarak bulduğum numarayı tuşladım.
Açmayacağını düşünürken "Alo?" diyerek açtı telefonu. Heyecanla güldüm.
"Merhaba Dora Kılıç değil mi?" Heyecanımı gizlemeye çalışarak dudağımı dişlerim arasına aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANDER SEVDAM
General FictionHırçın bir adamın poyraz bir kadını sevmesinden feyz alan iki bakinin soluksuz aşkı