Severdim,sevseydin...
***
Kar kürelerinin içindeki insanlar gibiydi bulunduğum durum. İçerisi karlı görünüyor soğuk ama öyle değildir. Gözlerinin içindeki cehennem topunu gösteremezsin kimseye çünkü kimse görmek istemez.
Ruhundaki kanların üstüne kar yağar yüzeye kan değmez de sen kimseye var demezsin. İçin acır ama hiç gereken tepkiyi veremezsen. Yani herkes öldürür diye de öldürürmezsin.
Bedenime aniden yüklenen acıyla irkilerek koluma dokunan eli ittim. Başımı kapıya çevirdiğim zaman şaşkınca bana bakan Savaş'ı gördüm. Gözlerindeki bir bir kırılan kaldırım taşları şimdi bana çıkmaz sokak mı olmuştu?
"Savaş" diye fısıldadım. Gözlerini yumarak ağzının içinden bir şeyler geveledi. Ruhumdaki izleri geçmemiş ihanetin saf tadı şimdi gösteriyordu kendini. Cansu beni kapıya ittiğinde Savaş kolumdan tutarak beni kendine çekti.
"Bir daha odama girme fena olur!"
Savaş telaşla bana döndüğünde "Kolumu bırak!" diye bağırdım. "Tamam tamam" diyerek ellerini havaya kaldırıp gözlerini yumdu. "lanet olsun"
Sinirle odadan çıkarken nasıl böyle bir oyuna düştüğümü düşünüyordum. O çocuğa inanmışım güvenmiştim. Çaresiz bir insandan zarar gelmez diye düşünmüştüm ama geliyordu.
İnsan olan her canlıdan bir şekilde zarar geliyordu.
"İrem!"
Gözyaşlarımı silerek arkamı döndüm. Boynunu yana doğru yatırarak bana baktı. Kıvırcık saçlarına puslu gözlerle bakarak bağırdım.
"Savaş birazdan ağzımı bozacağım def ol git!"
Yanıma koşarak geldiğinde omuzlarımı düşürerek "neden?" dedim.
Yüzümü avcu içine alarak göz göze gelmemizi sağladı. Gözlerindeki sıcaklığı şimdi neden geri itmek istiyordum ki.
"İrem o kızın kim olduğunu bana anlattın ama kızla konuşmam gerek."
Şaka gibiydi. Ellerini ittirerek başımı iki yana salladım. Tüm öfkem bir kişiye patlayacaktı.
"Ulaş gibi konuşmaktan vazgeç. Benim için bir şey yapmak istiyorsanız o sıçtığımın beyninizi tek başınıza kullanmayın!"
Sakinliğini koruyamadı. "Ben onun kim olduğunu öğrenmek üzereydim! Onun senin canını neden yaktığını öğrenecektim. İşin içinde kimin olduğunu da!"
Başımı iki yana salladım. "Yalan. Yalan söylüyorsun!"
Ellerini kafasına sararak sırtını dönüp sinirle duvara yumruğunu geçirdi. İrkilere olduğum yerde dimdik kaldım. Gözlerimi gözlerine değdirerek öfkesine öfkemi devirdiğimde yerin ruhumun ayakları altından kayarak yok olduğunu hissetmiştim.
"İrem bana bir daha bu şekilde gelme! Lan kız çağırdı diyordum. Kız!"
Hızla aramızdaki mesafeyi örtüp işaret parmağını yüzüme doğru uyarıcı bir şekilde kaldırıp konuştu: "O kızın ne yaptığını öğrenebilirim."
Yüzüme çarpan nefesiyle sinirli bir şekilde bağırdım. "Yatağına mı alacaksın o kaltaktığı o başka türlü konuşmaz seninle!"
Durduk. Şaşkınca yüzüme baktığı zaman gözlerini gözlerimden kaçırarak yüzümde geçirdi. "İrem" dedi sakince.
"Laflarına dikkat et istersen. Bilmediğin şeyler var"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANDER SEVDAM
General FictionHırçın bir adamın poyraz bir kadını sevmesinden feyz alan iki bakinin soluksuz aşkı