f o u r

3.7K 290 19
                                    

"no matter how far and wide i roam, you're the only one i'll ever know."

|

"ne kadar uzak ve geniş yol alsam da, tanıyacağım tek kişi sensin."

-

"Merhaba." dedim tezgahın ardındaki Bradley'ye ufak, garip bir gülümseme yollarken. Gözlerimiz kesiştiğinde yüzünde çocuksu bir ifade belirdi.

"Merhaba! Emily, değil mi?" diye sorguladığında şaşırdım. İsmimi, sahte ismimi hatırlıyor olması garipti, özellikle Emily kadar klasik iken.

"Evet." dedim hafifçe başımı sallayarak. "Bir Klasik Chai Tea Latte, bir tane de Buzlu Vanilla Soy Latte alacağım."

"Elbette, isimleriniz?" dedi bardaklara uzanırken.

"Chai Tea Latte Emily için, Vanilla Soy Latte ise Walter için." dedikten sonra isimlerimizi yazmasını bekledim ve parayı ona uzattım. Para üstünü verdiğinde ona teşekkür ettim, karşılığında gülümsedi.

"Baksana, Emily." dedi ben hareket ettiğimde. "Uh, tişörtünü beğendim."

Başımı eğip tişörtüme baktım ve gövdemi kaplayan aptal Shrek görseliyle göz göze geldim. Bu kadar esmer olmasaydım muhtemelen kızarırdım. Ona dönüp utangaçça gülümsedim, aynı şekilde karşılık verdi. Hızla tezgahın öbür tarafında yürüdüm ve içeceklerimiz sonunda hazır olduğunda kafeden utanç içinde çıktım. Shrek sevdiğim bir filmdi ve birkaç eşyasına sahip olabilirdim, değil mi? bundan daha önce hiç utanmamıştım, şimdi neden bu haldeydim?

Kafeden birkaç metre ileride duvara yaslanıp sigarasını içen ağabeyime doğru yürüdüm. İçeceğini ona uzattığımda tepki vermeden aldı ve sigarasının iğrenç dumanını havaya üfleyerek başımı çevirmeme sebep oldu.

"Hey." dediğinde gözlerinin benim içeceğime takıldığını gördüm. "Neden bardağında Emily yazıyor?"

"Oof." dedim bunu ona nasıl açıklayacağımı bilemeden.

"Ciddi ciddi 'oof' mu dedin? Hem de sesli halde?" diye sorguladığında gözlerimi devirdim.

"Oof sadece sanal bir tepki değil, Walt." dedim onu ittirirken, böylece caddeyi aşması için onu yüreklendirdim ve parkın içinden yürümeye başladık.

"Her neyse, şimdi bana bardağında neden Emily yazdığını söyle." dedi sigarasını yere atıp üstüne basarak söndürürken. Normal bir zamanda olsaydık onu çevreyi kirlettiği için azarladım ama aklımda başka şeyler dönüyordu. Walter dünya üzerindeki en sinir bozucu ve aptal insan olabilirdi ama beni çok iyi tanıyordu ve yalan söyleseydim anında fark ederdi, yine de ona gerçeği söylemek istemiyordum. Yargılayacağından değildi, böyle bir şey söz konusu bile değildi çünkü Walter tamamen eşcinseldi ve ruh eşi Dustin ile dört yıldır inişli çıkışlı bir ilişki içerisindeydi. Yine de benim ağabeyimdi ve ona böyle şeyleri anlatmak garip hissettiriyordu. Birbirimizin yediği her haltı biliyorduk ve ona olmayan aşk hayatımdan bahsetmek hiç normal gelmiyordu.

"Dilini mi yuttun, Wi?" dediğinde ona cevap vermediğimi fark ettim ve bu kendime sinirlenmeme sebep oldu, şu ana dek bir bahane uydurmuş olmalıydım. Tam konuşmak için ağzımı açtığımda ayağımın yanından tüylü bir şey bana sürtünerek geçti ve boğazımı istemsiz, ince bir çığlık terk etti. Bakışlarımı yere çevirdiğimde az önce yanımdan geçen şeyin bir buluta benzeyen beyazımsı tüyleri olan bir köpek olduğunu gördüm. Walter burnundan homurtuyla karışık bir kahkaha attığında öfkeyle ona dönüp bağırmaya hazırlandım ama arkamdan gelen ses beni durdurdu.

"Lilo!" diye bağırdı Annabelle. Buluta benzeyen köpek, görünüşe göre adı Lilo'ydu, olduğu yerde döndü ve son hızla Annabelle'e doğru koşmaya başladı. Yine bacağıma sürtündüğünde sırtımdan boynuma yayılan karıncalanmayı görmezden gelmeye çalıştım.

"Harika." dedim Annabelle'e ters ters bakarken. "Şimdi de beni takip etmeye ve bulutumsu köpeğini üstüme salmaya mı karar verdin?"

"Lilo'nun çöpü bulması benim suçum değil." diye cevapladığında Walter'ın kıs kıs güldüğünü duydum ama dikkatimi ona veremeyecek kadar sinirlenmiştim.

"Ciddiyim, emo." dedim ayağımı yere vururken. Karşılığında sırıttı, normalde gümüş olan septum piercinginin siyah bir taneyle değiştirilmiş olduğunu fark ettim ama odaklanmamaya çalıştım. "Peşimi bırak."

"Bana emo dediğinde hakaret ettiğini sanıyorsun ama bunu bir iltifat olarak algılıyorum." dedi omuz silkip yere eğilirken. Lilo'nun beyaz tüylerini okşamaya başladığında karıncalanma boynumdan kollarıma, oradan da parmak uçlarıma yayıldı.

"Elbette öyle yapıyorsundur." diye homurdandım. "Köpeğini ve kendini benden uzak tut , mümkünse. İkiniz de sinir bozucusunuz."

Walter'ı parkın çıkışına doğru zorla yürütürken itiraz etmeye kalkıştı ama konuşmasını engelledim. Annabelle'in bakışlarını, özellikle sırıtışını sırtımda hissedebiliyordum ve bu her zamanki gibi deli ediciydi.

-

walter ve sözü geçen erkek arkadaşı dustin'in 'inişli çıkışlı' ilişkisi için bir kitap yazmaya başladım... evet, bxb, eğer vazgeçmezsem kapağını ve tanıtımını hazırlayıp yayınlayacağım. okur musunuz bilmiyorum, çok önemi de yok zaten, sadece walter'a tamamen kendi karakterimi yükledim ve içimi dökmek istiyorum. diyecek başka bir şeyim yok, iyi kalın.

anyone else |gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin