anyone else |gxg

s i x

"i don't belong to anyone else."

|

"başkasına ait değilim."

-

"Karbonun sembolü Ca değil, C!" dedi Tasha öfkeyle, Elliot gözlerini devirdi.

"Ne fark eder? Ca ya da C, aynı şey sayılırlar." diye cevapladı ancak sırıtıyordu, elbette karbonun C olduğunu biliyordu.

"Karbon C, kalsiyum Ca! Onları da karıştırırsın diye söylüyorum; klor Cl, krom Cr, kobalt Co, bakır Cu." Tasha bize ayak üstü kimya dersi verirken hayatımdan bıkmış bir halde onları izledim, saat henüz 8'di ve ben kimyaya ders saatlerinde bile katlanamıyorken şu anda kendimi buna zorlamayacaktım. Dolabımdan günün geri kalanında lazım olacak kitaplarımı aldım, daha sonra dolabıma geri dönmeye üşeniyordum.

"Willow," dediğinde Tasha'ya döndüm, aralarındaki tartışma bitmiş gibi görünüyordu. "İyi misin?"

"İyiyim." dedim omuz silkerek. İyiydim, gerçekten. Yani, eğer Annabelle'in sabah attığı mesajı görmezden gelirsek, iyiydim.

"İyi görünmüyorsun." Elliot yorum yaptığında iç çektim ve dolabımı kapattım, başka bir tırnağımı kırmama konusunda oldukça dikkatliydim.

"Bahçeye çıkalım mı?"

İkisi de başlarını sallayarak onayladığında başka bir şey söyleme gereği duymadan kapıya yöneldim ve kendimi dışarı attım. Hava serindi, gökyüzü kapalıydı ancak bu güneşli havalardan daha rahatlatıcıydı, sorun etmedim. Genellikle altında oturduğumuz ağaca doğru yürürken Tasha ve Elliot beni takip etti. Ağacın dibine oturduğumda aynı şeyi yaptılar. Çimler nemliydi ama umrumda değildi, sonuçta toprak öfkeyi alırdı, değil mi?

"Annabelle numaramı bulmuş, bana mesaj atıp duruyor." dedim uzun tırnaklarıma oranla oldukça saçma bir şekilde duran kırılmış tırnağımı incelerken. Üstündeki bordo oje soyulmuştu ama tekrardan sürmeye üşeniyordum. Zaten çok da anlamı yoktu, tırnağımın yarısı gitmişti.

"Evet, ona ben verdim?" dedi Tasha soru sorarcasına. "Mesaj atması çok normal."

"Ona numaramı mı verdin?" dedim bağırmamak için kendimi zorlarken. Öne doğru eğilip onunla yüz yüze geldim, kahverengi gözlerinde şaşkın bir ifade vardı. "Annabelle'e numaramı mı verdin, Tasha?"

"Evet?" dedi tekrardan, ses tonu hâlâ şaşkındı. "O senin ruh eşin, numarana sahip olması gerektiğini düşündüm."

"Ondan nefret ediyorum!" diye fısıldadım ancak sesim haykırıyormuş gibi çıkmıştı. "Ondan uzak durmak için elimden gelen her şeyi yapıyordum ve sen ona numaramı vermişsin!"

"Willow, sakin ol." dedi Elliot beni geri çekerek, sırtımı ağaca yasladı ve öyle durmam için kollarımı tuttu. "Kaderinizde birlikte olmak var, Tasha'nın suçu değil."

"Onu savunmasana!" dedim öfkeyle eline vurup onu uzaklaştırmaya çalışırken. "Bana ihanet etmiş resmen! Üstelik, Tasha, Annabelle'i nerede buldun da numaramı verdin? Bunu neden yaptın? Neden kabul etti? Amacınız bana komplo kurmak mı?"

"İyice kaybetti." dedi Tasha iç çekip başını iki yana sallarken.

"Farkındayım." Elliot ona katıldığında sinirle homurdandım.