s e v e n t e e n

3.3K 230 54
                                    

"i don't belong to anyone else."

|

"başkasına ait değilim."

-

Annabelle arabayı durdurduğunda birkaç saniye boyunca boş boş yola baktım, ne yapmam gerektiğini bulmaya çalışıyordum. İyi akşamlar? Hayır. Sonra görüşürüz? Fazla uzak. Bugün için teşekkürler? Kesinlikle hayır, beni bir saat boyunca o ıssız yerde tek başıma bırakışını asla unutmayacaktım.

"Asfaltta bu kadar ilgi çekici ne var?" Annabelle'in sesi anlık beyin fırtınama son vermeme sebep oldu ve istemsizce başımı kaldırıp ona baktım, omuzları bir şey beklermiş gibi öne doğru kasılmıştı. Muhteşem bir şekilde şekillendirilmiş kaşlarından birini kaldırdığında iç çektim.

"Bugünü unutmaya var mısın?" diye sordum, bu benim için büyük bir adımdı.

Karşılığında somurttu. "Emi- Willow, bu konu hakkında konuşmadık mı? Hiçbir şeyi unutmuyoruz. Bugün olan her şey yaşandı, sen benim ruh eşimsin, mutlu son."

"Ama biz ruh eşi olamayız! Sen benden nefret ediyorsun, ben de senden, bunu ikimiz de-"

Annabelle hızla bana doğru eğilip dudaklarını tekrardan benimkilere bastırdığında sözcükler, dudaklarımız arasında kaybolup gitti.

Beni bu şekilde susturmaktan acilen vazgeçmesi gerekiyordu.

İçimde biriken tüm öfkeye ve kafa karışıklığına rağmen, öpüşüne en az onun kadar sert bir şekilde karşılık verdim. İstediği buydu, alacağı da bu olurdu o zaman. Aralanmış dudaklarımın arasından geçen dilini hissettiğimde tüylerim diken diken oldu.

Arkamda bir şey tıklatıldığında korkuyla kendimi geri çektim ve bunu yaparken Annabelle'in burnuna çarptım, dudaklarından kısık sesli bir inleme döküldü. Arkama dönüp baktığımda Walter'ın arabanın dışından cama tıkladığını gördüm. Kaşları çatılmıştı, yüzünde kafası karışmış bir ifade vardı.

Nefesimi toparlayabildikten sonra düğmeye basarak camı aşağı indirdim. Annabelle ben onu engelleyemeden üstümden cama doğru eğildi ve fazla heyecanlı bir şekilde el salladı.

"Hey, Walter!"

"Merhaba, Annabelle." dedi Walter somurturken. Tamam, asırlar önce parkta karşılaşmış olabilirdik, ama birbirlerini bu şekilde selam verecek kadar iyi tanımıyorlardı ki!

"Neler oluyor?" diye sorduğumda Walter bana dönüp kaşlarından birini kaldırdı.

"Bunu sen cevaplamalısın bence."

"Korumacı büyük kardeş tavırlarını bırak." dedim göz ucuyla Annabelle'e bakarken. "Sizin aranızda bir şey mi geçti?"

"Bizim aramızda ne geçebilir, Will- Emily?" Walter kendini düzelttiğinde Annabelle başını eğdi, gülmemek için dudağını ısırdığını görebiliyordum.

"Bu kısmı çoktan aştık." dediğimde Walter bana tekrardan kafası karışmış bir şekilde baktı.

"Dışarı." dedi geri çekilip eliyle kaldırımı gösterirken. "Derhal. Açıklaman gereken çok fazla şey var."

anyone else |gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin