Elim kolum bağlı evde oturuyorum. Umut yanımda olsa bı gülüşü bana güç vermeye yeter ama o da yok. Acaba Burak onunla ilgileniyor mu?
Umut çok duygusal. Umarım olanlardan haberi yoktur.Kalktım gardıropdan Melek'e ayit kutuyu aldım. Kutu birden elimden düştü. sol elim uyuşmuştu yine. Kutunun içindekiler ortaya dağıldı.
İçinden eşyaları toparlarken gözüme Melek'in büyüdu yetimhanenin adrese gözüme çarptı. Belki orda bı ip ucu bulabilirim. Eskiden kalan bı düşman?Her ihtimali düşünmem gerekiyor.
Yetimhaneye gitmek için evden çıktım. Yolda Burak ile karşılaştım.
"Damla, dur!"
"Umut nerde?"
"Hastanede. Korkma, sadece çocuk bölümünde oynuyor. Hemşire arkadaştan rica ettim."
"Umuta güzel bakıyorsun." Alay ettim ve yoluma devam yürüdüm.
Peşimden geldi.
"Dur, Damla! Kaçma artık, lütfen. Nereye gidiyorsun?"
"Yetimhaneye. Cevap aramaya. Yoksa sen cevabı biliyormussun?"
"Hangi cevabı?"
"Cinayet?!"
"Bilmiyorum." Gözünü benden kaçırdı.
"Neden sana güvenemiyorum?"
"Bende gelmek istiyorum."Birlikte Yetimhaneye gittik.
Orda müdüre Melek ile ilgili sorular sorduk. Kimle takılır? Nasıl biri? Sorun yaşadığı insanlar var mı diye? Ama hiç bir ip ucu yok. Herkez Meleği çok seviyormuş.
"Yakup. Belki onun bir düşmanı vardı?" Sordu bana Burak.
"Bilmiyorum. Annesi ve babasını çok genç yaşta kaybetmiş. Başka kimsesi yokmuş zaten. Bı kaç akraba. Onlarda hepsi durumu kötü olduğu için istememiş. Zaten pek birbirine bağlı bı aileden gelmiyor.
Yakup ile ilgili olduğunu düşünmüyorum."Telefonum çaldı.
"Efendim Atakan? Hemen geliyorum."
Burak'ı öyle bıraktım ve gittim.
Karakola vardığımda kayıt ile bı ip ucu bulmuşlar.
Ölümden bı kaç hafta önce, bı kadın Meleğin adresini araştırmış. Çalıştığı yere bile gelmiş. Kim olabilir?
Araştırmalar devam ediyor ve ben yine elim kolum bağlı eve geri döndüm.Eve geldiğimde Burak kapıda bekliyordu. "Gelebilir miyim?"
Hiç birşey söylemeden kapıyı aralık bıraktım. Etrafı toparlamaya başladım. Temizlik yapmak strese iyi geliyordu. Burak da yavaştan yavaştan ucundan tutuyordu. Kimse birşey demedi, sadece evi toparladık.
"Benim duygularım ile neden oynadın?!" Bulaşıkları bı hız ile tezgaha bıraktım.
"Aynısını sana sormam gerekiyor!"
"Ben oynamadım. Beni dinlemedin. Eğer ki dinleseydin o daha önceki kararım olduğunu öğrenirdin!"
Tartışmaya başladık. İkimizde icimizde kalanları birer birer döktük.Parmağım kesildiğini fark ettim.
"Damla! Parmağın kanıyor." Elimi tuttu.
"Yok birşey. Küçük bı kesik."
Pansuman malzemeleri aldı ve parmağımı sardı.
"Özür dilerim. Senin saçının teline zarar gelse benim içim parçalanıyor." Parmağımı öptü. Başımı göğsüne dayadım. Çok özledim onu.
Sımsıkı sarıldı bana. Kokusunu burnuma çektim.
"Birdaha seni asla bırakmam." söz verdi."Benim gitmem lazım. Hava karardı akşam oldu Umut hala hastanede. Hastanede ufak bı işim var. Bitince geliriz hemen."
Ayağı kalktığımda basım döndü, sandalye tutunmaya çalıştım ama gözlerim bulanık olduğu için elim kaydı ve yere düştüm.
"Canım, iyimisin?" Burak yanıma koştu.
"İyim sağol, başım döndü. Oluyor arada. Stressten sanırım."
"Dikkat et, gel sende bı kontrol edicem seni. Doktor sevgilin var hemen iyileştiririm seni." Gülümsedi.
Daha sonra gelirim diyerek onu yolladım.Burak gittikten sonra telefonum çaldı. Gizli numara. Kim bu, acsam mi acaba. Merak ettim açtım.
"Merhaba kızım." Kalın sesinde bı adam sesi.
"Merhaba?" Sessi çok ürkütücü geliyordu. Boğuk, sessiz ama aynı anda güçlü konuşuyordu.
"Sana anlatacaklarım var. Melek ile ilgili. Sana gönderdiğim adrese gel."
Telefonu kapati ve mesaj geldi.
Konum.
Hemen evden çıktım taksiye bindim.
"Beni bu adrese götürün." Şiddetli yağış olduğu için göz gözü görmüyordu. Çok merak ediyorum. Kim o adam acaba ve bana Melek ile ilgili ne söyleyecek?