Medya: Derin. Babasının haberini aldıktan sonraki yüz ifadesine benzettim yüz ifadesini o yüzden bunu koydum.
Bölüm şarkımız: Kesinlikle dinleyin. İnanç Şanver - Gölgeler.
Neyse keyifli okumalar.
Bir kağıt düşünelim, meçhuk bir kıvılcımda yanmış, beyaz bir kağıttan sadece etrafa uçuşan külleri kalmış...
Buraya kadar acılarım ve dağılan parçalarımla uyuşuyordu kafaöda yarattığım örnek ama bir noktada kafam karışıyordu:
Kğıdın dağılan külleri mi daha çok can yakıyordu, yoksa yanarken mi? İz bıraktığı için mi yoksa içini yaktığı için mi canın yanar?
Bence bir iz insanın daha çok canını yakardı. Çünkü yanıyorsan sadece o an yanıyorsun ama bıraktığı izi bir ömür taşımak zorunda kalıyorsun.
Kırılan kalbimin külleri etrafımda uçuşuyor ve canımı daha fazla yakıyordu. Umut kırıntılarıın yanık kokusu beynimin sokaklarını bir sis tabası misali sararken öfke her yeri yakıp geçti. Ellerime düşen yangınlar, kalbimden geliyordu acı feryatlarım etrafımda döndü durdu.
Düşüncelerle boğuşan zihnim dalgınca aynadaki korkunç yansımama bakarken saçlarımda geznine ellerim saçlarımı geriye atıp gözyaşlarıma odaklandım ve ellerimin yeni istikameti yanaklarımdı.
Gözyaşlarım bile kırıktı. Nedenini sorgularvasına kaşlarım çarıldı ve boş tuvalette yankılanan cevap bir tokat gibi suratıma çarptı.
Babam bana sarılmadan gidecekti benden. Hem de hiç gelmediği halde.
Bana kızım bile diyemeden gidebilirdi ve bunun farkında olarak yaşamıştı! Şimdi de öylece gidemezdi!
Hastane kokusu tekrar burnuma doldu ve gözyaşlarımın yolunu tutmuş ellerim düşmemek için lavobaya dayandı.
Kendime, aynaya daha dikkatli bakarken gözlerimin ta içine bakındım. Sağlam bir şeyler kalmış mıudı oralarda?
Öfke vardı mavilerimde, kırgınlık doluydu, endişe duyuyorlardı. Ve en çokta endişeli olmam korkutuyordu beni.
"Gidemezsin!"
Zihnimin aksine bu sefer haykıran dudaklarımın sesini aynanın kırılan sesi bastırdı. Çatlak görüntümden sızan kan canavarımı tatmin etti ve hayasızca kıvrıldı dudaklarım ama akan gözyaşlarımı gölgede bırakamadı. Şimdi ise içim gibi görüntüm de paramparçaydı.
Ellerimdeki kan yere damladı ve içimdeki koca boşluk misali ses çıkardı. Umdumun yanık kokusu kan kokusu ile karıştı, kan kokusu her yanımı sardı. Yalnızlığımın sesi yankı yapıyordu içimde , avaz avaz çığlık atsam etrafımda yankı yapacak kadar yalnızdım.
Kilitlediğim ve uzun süredir Demir tarafından tıklatışan kapı aniden kırılsa da umursamadan gözlerimi sıkıca kapattım
Babamın haberini aldığımda sakince kalkıp haataneye geldiğimden herhangi bir tepki vermemem Demir'i bile şüphelendirmemişti, iyi oyuncuydum.
Göz ucuyla bile bakmadım Demir'e, o ise tezak oluşturmak ister gibi şaşkınlıkla süzüyordu titreyen bedenimi. Omuzlarımı tutup sarsarak bir şeyler homurdanırken boğuk boğuktu kulağıma ulaşabilen sesi.
"Derin! Kendine gel! Derin!"
"Aptalsın diye haykırdım içimden. "Yaptığı onca şeye rağmen seni sevmesini bekleyecek kadar hem de." Diye fısıldadı iç sesim.
Kabullenememin zayıflığı vardı ruhumda. Zayıftım.
"Bana dön güzelim, bak bana." İnatla açılmayan gözlerim, yumruklarımla beraber daha da sıkılaştı. Omuzlarımdan ellerime inen elleri kana bulandı ve öfkesinin daha çok arttığını hissedebiliyordum ve bu sefer bastırmaya çalışmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çareler Çaresiz
Mystery / Thriller"Yaklaşıyorlar." diyerek işaret parmağını dudaklarına yerleştirip bana odaklanarak dinlemeye başladı. Gözlerim dudaklarında ki işaret parmağına takılırken göz devirdim. "Seninle uğraşma-" Bir anda sırtım sert bir şekilde duvarla buluşurken saçlarım...