Hello Medusalarımm!
Nabersiniz, nasılsınız, okul nasıl gidiyor, napıyorsunuz?
Oh be sonunda yeni bölüm atabildim ama var yaaa efsane bomba gibi bir bölüm geldi. Yani sonunda çok güzel bir süprizle karşilacaksınız ve acaba neler oldu.
Medya: Derin.
Bölüm şarkımız: Pera - Seni Kaybettiğimde
Son kısımda açarsanız efso olur.
Neyse keyifli okumalar aşklarım.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Bekletmeyeyim daha fazla diye hızlı yazdım yazım yanlıslarım varsa kusura bakmayın halledeceğim en kısa zamanda.
Sevmek ya da sevilmek...
İkisi de çok zor bulunan kavramlardır, değil mi? Sevilmek için şansa ve iyi bir kalbe ihtiyacın vardır. Gerçi günümüzde tam tersiydi ama gerçekten sevilmek istiyorsan da bencil olmayıp başka kalplere hitap etmen ve kendin olman gerekiyordu.
Ve sevmek...
Sevmek çok farklı bir duyguydu. Bütün her şeyinle kendini ona adamak. Her nefes alış verişinde, varlığına şükredecek kadar sevmek...
Delilik ya da aptallık gibi duruyordu. Belki de delilikti ama bu kahpe hayatta ne normaldi ki?
İnsan bu sevmeye ve sevilmeye her zaman ihtiyaç duyardı. Belki bir çiceği belki bir köpeği severdiniz. Bir insanı severdiniz ama severdiniz sonuçta.
Sevmek, sevilmekten daha zordu çünkü öznesi, işi yapan kişi sendin. Fedakarlık yapman gereken kişi sendin, hele ki etrafındakileri yakmakla lanetliysen...
Sevmenin aşk yönü vardı bir de. Aslında sevmek ve sevilmekten daha başka bir duyguydu. Daha farklı, daha derin, daha can yakıcı...
Daha heyecanlı, daha tutkulu.
Okulun bahçesine girmeden durup nefes nefese sırtımı duvara verdim. Ne zaman bitecekti kalbimin yangısı?
Yoruldum, birinin canını yakmaktan!
Neden bu kadar üzerime geliyor her şey?
Kime ne yaptım bu kadar?
Demir'in, canı yanmak zorunda mıydı?
O gözlerindeki hayal kırıklığının sebebi olmak, zorunda mıydım?!
O sevmesindi, uzatır elimi gel derdim...
Çabalayıp durmaktan, çabaladıkça daha çok dibe batmaktan yoruldum, yoruldum işte.
Ben onu üzecek kadar iğrenç bir insandım ama onu öldürmekten iyidir, değil mi?..
Ama artık bana çok sinirliydi, bu da benim açımdan iyiydi. Onun bana uzak davranması bir nebze olsun kendimden daha az nefret etmeme neden oluyordu en azından.
Gözlerimi kapattım.
Ondan sonra, ben arkamı döndükten sonra bütün duvarlarımı örmüştüm yine, yeniden. Ama içeride, Demir'i unutmuştum...
Dedikleri yankılanırken tekrar tekrar kulaklarımda, derin bir nefes daha aldım.
"Eğer benden bir adım daha uzaklaşırsan Derin, bir daha geri dönüşü olmaz biliyorsun, değil mi?"
Sesindeki acı tüm hücrelerime işlemiş biraz daha canımı yakmıştı. Sesindeki bunaltıcı hava içimi daraltmış, nefes alamamıştım. Sesindeki öfke banaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çareler Çaresiz
Mystery / Thriller"Yaklaşıyorlar." diyerek işaret parmağını dudaklarına yerleştirip bana odaklanarak dinlemeye başladı. Gözlerim dudaklarında ki işaret parmağına takılırken göz devirdim. "Seninle uğraşma-" Bir anda sırtım sert bir şekilde duvarla buluşurken saçlarım...