23- GECE

274 34 22
                                    

Hel-loo medusalarım!

Ben geldim yine yeniden. Nasılsınız, napıyorsunuz, nasıl gidiyor?

Biliyorum çoğunuz buraları okumadan geçiyor skfhskjf

Medyadaki şarkıyla okursanız dediğim yerde çok çok güzel olur.

Bölüm şarkımız: Selda Bağcan - Öyle bir yerdeyim ki...

Duygusal bir bölüm oldu sanırım. Sanırım yalnız dkfbskdjg

Medya; Derin için yaptığım küçük bir karakter kartı. 💙

Demir içinde yapmamı istiyorsanız söylemeniz yeterli.

Neyse siz ekeyifli okumalar canlar.

***

Kimi insanın gündüzüne gece demeyi bile yakıştıramazsın. Çünkü gecenin içinde parlayan umutlar vardır, yıldızlar. Gece sevişen ruhlar vardır aşkla. Gece uyuyan çocuklar, bebekler ve iyi insanlar vardır, gündüz ne yaşamış olursa olsun huzurla.

Gece başlar rüyalar, hayaller ama aynı zamanda kabuslar, korkulu rüyalar. Eşitler gece hepsini, kendini. Benim gündüzüm, hayatım gece bile değildi artık. Eşitlenmiyordu. Acılar ağır basıyordu içimde. Benim gündüzüm katran karası, gecem ateşler içindeydi. Ateş o kadar güçlüydü ki, gözlerimin mavisi oradan geliyordu.

"Burada kalın."

"Hayır, ben gideceğim. Siz burada bekleyeceksiniz."

Arkın'a geri cevap vermem ile ilerlemeye başlarken adama önüne düş der gibi çenemin ucuyla önümü gösterdiğimde kolumdan tutulmam sinirlenmeme neden oldu.

"Derin, bir kere söz dinle."

"Kendimi koruyabilirim. Derdi neymiş öğrenelim işte, her kimse."

Kolumu sertçe Demir'in elinden kurtarırken seslenmesiyle oflayarak durdum ve suratlarına baktım.

"Çok abartmadınız mı? Siz demediniz mi buraya bulamaz diye? Hadi buldular diyelim. Biliyorum tuzak olabilir diyeceksiniz. Olmayabilir de. Bunun anlamanın en iyi yolu, tuzağa düşmek. Hemen arkamda olacaksınız zaten ben istesem de istemesem de."

Yapmacık şekilde ki gülümseyişimi arkamı döndüğüm an soldururken emin adımlarla ilerledim çıkışa doğru. Unutmadan tekrar bağırdım.

"Duru, sen burada kal!"

İtirazlarını dinlemeden odadan çıktım.

Artık beklemekyecektim ya da öfkemi göstermekten hiç çekinmeyecektim. Gerçekler ne kadar acıysa o kadar doğru yola sokardı insanı ve ben artık içimdeki çocuğu doya doya yaşamak istiyordum.

Önümdeki kapılar, korumalar tarafından açılırken Demir ve Arkın hemen arkamdaydı. Demir sağımda bir adım arkamda, Arkın solumda kalıyordu. Ve ikisi yan yana yürüyordu, aralarında ben ile.

"Beni, kim istiyorsa gelip boyunun ölçüsünü alsın. Ben, kimseden kaçmıyorum!"

Son parmaklıklardan da çıkmıştık. Dar, uzun bir koridor boyunca ilerlerken Arkın, onaylamaz sesler çıkarıyordu. Hem yürüyor hem birbirimize laf yetiştiriyorduk.

"Bildiğin gibi bir mafya ya da sandığın 'tehlikeli' adamlardan değil, adam ölümüne düello oynuyor. Kartları, açık değil ve göz göre göre poker oynamak aptallık olur."

"O poker kartlarını, teker teker, büze büze..."

Devamını getirmedim. İki kahkaha yükselirken arkamdan bende güldüm onların kahkahalarına. Koridorun sonunda, dış kapı görünürken daha da hızlandım ve böylece Arkın ve Demir de hızlanmış oldu.

Çareler ÇaresizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin