Geçmişinden kurtulmaya ihtiyacın var çünkü yarın ancak o zaman mümkün olabilir. Yeninin varlığını göstermesi için eskinin ölmesi gerekir.
- Osho
24/05/2018
Sky, PinnacleAlia uyandığında öğlen olmuştu, daha önce hiç bu kadar uyuduğunu hatırlamıyordu. Üstelik başı da çok ağrıyordu, beyninde sabaha kadar hiç durmadan çalan bir orkestra varmış gibi hissediyordu. Bu şiddetli baş ağrısı ancak böyle saçma bir sebepten kaynaklanıyor olabilirdi.
Yataktan kalktı, banyoya gitmek için odasının kapısını açacakken kapının hemen yanında duran aynaya gözü ilişti. Karşısında gördüğü manzara korkunçtu. Tanımadığı biri ona bakıyor olmalıydı ama arada ayna varken bu mümkün olamazdı. Ona bakan kişi kendisi olamazdı, asla hatırladığı ona benzemiyordu. Gözleri ya çok uyumaktan ya da başka bir sebepten dolayı şişmişti, göz altları mosmordu. Saçları dağınık bir topuz ile yukarıdan toplanmış, sabaha kadar daha da dağılmıştı. Saçının yan kısımları kendi bağımsızlığını ilan etmiş ve özgürce karşısında duruyorlardı.
Hayır hayır kesinlikle emindi, karşısında duran kız Alia Evans olamazdı. Daha önce görmediği biri ile göz göze gelmiş olmalıydı çünkü tanıdığı Alia'nın yatmadan önce bile kuralları vardı. Sadece kendisi değil onu tanıyanlar da bunu biliyorlardı. "Elissa, ona mutlaka bu saçmalığı sormam gerekli! Mutlaka..."
Dehşet hissi yavaş yavaş yerden yükselmeye, Alia'nın beynine girip bir çığlık hissi oluşturmaya ve vücudunda sinsice ilerleyip onu esiri altına almaya çalıştı. Bunu net bir şekilde hissedebildi ama hayır, çığlık atmayacaktı. Onun yerine gidip olan biteni Elissa'ya soracaktı, tabi haberi varsa. Gerçi saat on iki olmuştu, Elissa evde miydi bilmiyordu. Bu saatlerde işte olmalıydı. İşe gitmediğinde bile geç saatlere kadar uyumayı sevmezdi, bir kere bile dokuzdan sonra kalktığını görmemişti. Hafta sonlarında bile...
Banyo bir an için o kadar yakında göründü ki bir adım atınca oraya ulaşacakmış gibi hissetti. Tekrar aynaya bakmaya, az önce gördüğü kendisi ile göz göze gelmeye pek cesareti yoktu ama banyoya gitmek dışında bir seçeneği de yoktu. Tam banyoya gidecekken bir düşünce akını zihnine yerleşti ve telefonunu görmesi ile alması arasında sadece bir saniye olduğuna yemin edebilirdi.
"Rehberimden Elissa'yı bulmak bu kadar da zor olmamalı. Nerdesin Elissa?"
Gözlerinin de gördüğü manzaraya uyum sağlayabilmesi için biraz zaman geçmesi gerekiyordu çünkü bu tip bir duruma alışkın değillerdi. Beynindeki şok dalgası gözlerine doğru inmişti ve tüm bedenini dolaşacaktı. Dehşet mucizevi bir şeydi! İki dakika geçtikten sonra nihayet Elissa'yı arayabilmişti.
"Alo, Alia sen misin?"
"Evet benim, günaydın."
"Sana da günaydın. Gerçi iyi akşamlar mı demeliydim bilmiyorum ama aramanız şerefini neye borçluyum Bayan Evans? Üstelik siz üst kattayken."
"Ne, sen evde misin? İşe gitmedin mi?"
"Yeni uyandığını hiç belli etmiyorsun gerçekten Alia, bilincinin açık olduğunu kolayca anlayabiliyorum. Dün mail işleri bana verildiği için bir günlük izinli sayılıyorum ya."
Alia mailleri tamamen unutmuştu. Elissa, dün o mailler yüzünden saatlerce bilgisayarın başından kalkmamıştı ve hiç dinlenmemişti.
"Evet hatırladım, mailler. Sen dün onları cevaplamaktan doğru dürüst dinlenememiştin bile."
Yavaş yavaş konunun dışına çıktıklarını hissettiğinde hızla istediği yere getirdi.
"Her neyse, daha önemli bir konu var. Elissa, az önce ne gördüğüme inanamazsın. Gördüğüm şey gerçek mi bilmiyorum ama korkunç hatta dehşet verici bir şey. Sana daha iyi tarif edebilmek için aynaya bakmalıyım ama bunu tekrar yapmaya cesaretim yok aslında bakabilirim biliyorsun her şeyi yapabilirim ama..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNLÜK
General FictionBu bir masal değil belki, rüyalar kadar sihirli cümleler, büyülü sonlar yok hayatta ama onun hayatı masallara konu olabilecek kadar hisli. On beş yaşı onu yokladığında başına neler geleceğini bilemeyen Elissa hiç beklemediği zamanlarda beklemediği ş...