Geçmişten çok geleceği düşünmeliyiz çünkü bundan sonra orada yaşayacağız.
- Thomas Browne
25/05/2018
Sky, Pinnacle
Bazı zihinler vardır, dışı bambaşka görünürken içi hiç beklemediğiniz yollarla örülüdür. Aydınlığa kavuşturmuş gibi görünürken sonu gözükmeyen karanlıklara götürür. Sizi yönlendirir ve içinizdeki bilinmezliğe sürükler, siz de bu esnada her şeyin istediğiniz gibi gittiğini düşünürsünüz. Bunların tamamiyle yönlendirmelerden ibaret olduğu aklınızın ucundan dahi geçmez.Beyin manipülasyonu denen karmakarışık bir olgu vardır. Kimisi bunu doğa üstü bir güç ya da sihir gibi görse de bu insan zihninin bir parçasıdır ve bunu başarmak için yıllarını harcayan insanlar vardır. Kimisi de hiç çaba sarf etmeden bunu başarabilir, kafasında kurduğu dünyayı size gerçekmişçesine ustaca yansıtabilir.
Alia da bunu başarabilen insanlardan biriydi. Belki karşısındaki kişi tamamen duygularıyla hareket eden biri olduğu için belki de Alia'ya sonsuz güvendiği için yaptıklarını sorgulamaya ihtiyaç duymuyordu. Hiç sonrasını düşünen biri olmamıştı Elissa, yaptığı hiçbir şeyin sonraki adımını hesaba katmazdı ve bu da Alia'nın işini oldukça kolaylaştırıyordu. Elissa için söz konusu arkadaşlığı ve Alia ise şüphe duymazdı çünkü hem çok güçlü biriydi hem de onu hiç bırakmayacağını bildiği bir arkadaşa sahipti. Bu sebepler de zaten bu konuda başarılı olan Alia'nın yapacağı şeylerin daha net hale gelmesini sağlıyordu.
Kendini yaptığı şeyden dolayı huzursuz hissetse de bunu yapmak zorundaydı yoksa bu şüphe günlerce, belki de haftalarca içini kemirecekti. Hassas biri olmamasına rağmen çelik zırhlarla ördüğü kalbini delmeye bir şüphe yetebilirdi. Zayıf biri değildi, asla olamazdı çünkü o Alia Evans'tı. Bir zamanlar hayatın zorlu kollarına güçsüzken zincir atan o cesur kız. Tek amacı, nereye gittiğini bilmediği halde geçmişinin aksine geleceğini daha sağlam kurmak olan o güçlü kız. Asla zayıf olamazdı, hiçbir şeyin onu yıkmasına izin vermeyeceğini bildiği için gidip Elissa'nın ondan gizlemeye çalıştığı şeyi öğrenecekti.
Gün boyu normal davranmaya çalıştı, hiçbir şey fark etmemiş gibi ve kendisine hiç benzemeyen o kuşkucu kızdan farklı. Sadece doğru an, o doğru anı bulduğu zaman tüm bilinmezlikler gerçekler ile yer değiştirecekti. Beklediği fırsat geldiği an hiç beklemeden o sandığı açacak ve kendisinden habersiz neler olup bittiğini anlayacaktı. Emin değildi, belki o sandıkla alakası da olmayabilirdi. Belki Elissa ile ilgili bir şey vardı, zaten tanıştıkları günden beri gerçekten mutlu olduğu anlara nadir tanıklık etmişti. Bir yanda artık garip davranışlarına alıştığı on yıllık arkadaşı, diğer yanda gizlemeye çalıştığı o büyük sandık. Her şey o sandıkla mı ilgiydi yoksa Elissa'nın kalbinde mi gizli?
Alışverişten geldiklerinden beri Elissa'yı iki kere görmüştü. Yapması gereken bir dolu işi olduğu için üç saattir bilgisayar başında olan Elissa ve içini kaplayan koskoca şüphesiyle saatlerdir odasında plan yapan Alia. Hayat onu yeterince iyi eğitmiş olacak ki ona yapılan her farklı hareketi sezer ve çözene kadar peşini bırakmazdı. Aslında çok da memnun değildi bu özelliğinden, hüzünle geçen yıllar onu her şeyi sorgulayan birine dönüştürmüştü ve içinde şüpheyle beslenen bir canavar vardı. O yaratık Alia'nın yüreğini esir almış, onu bambaşka birine dönüştürmüştü.
Saat on bir olduğunda planın ilk adımını gerçekleştirmek üzere odasına gitti. Onu tanıyan herkes bakımlı ve hayatı sımsıkı kavrayan biri olduğunu bilirdi. Bir de herkesin örnek aldığı o sekiz saat kuralını. Cildi için mükemmeliyeti yakalamanın yolu düzenli ve sağlıklı bir uykuydu ve bunun için sekiz saat uyumak yeterli oluyordu. Bunu en iyi bilen kişi Elissa'ydı ve yıllardır mutlaka on birde uyumuş olan Alia'yı görmeye alışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNLÜK
General FictionBu bir masal değil belki, rüyalar kadar sihirli cümleler, büyülü sonlar yok hayatta ama onun hayatı masallara konu olabilecek kadar hisli. On beş yaşı onu yokladığında başına neler geleceğini bilemeyen Elissa hiç beklemediği zamanlarda beklemediği ş...