ALIA EVANS

73 34 2
                                    

Bu dünyada gerçek dostluğa kıyasla daha değerli bir şey yoktur.

- Thomas Aquinas

26/05/2018
Sky, Pinnacle

Arkadaşlık, insanlar arasındaki duygusal bağların en kuvvetlisi, belki de en değerlisidir. Arkadaşlık, farklı bedenlerde olup bir aklı paylaşmak gibidir. Aynı şeyleri düşünmek, aynı anda ilerlemek, daima yan yana yürümektir. Tıpkı gölgeler gibi adımlarını aynı anda atmak ve takip etmektir. Arkadaş, varlığıyla güven veren ve her koşulda destek olan kişidir. Sessiz karanlığın hüküm sürdüğü zamanlarda yüzünü açığa çıkaran güneşin ışığında kimliğini gizlemek, sahneyi fedakârca devretmektir.

Meşhur düşünür ve bilim insanı Aristotales, arkadaşlığı üçe ayırmıştır: Zevk için arkadaşlık, fayda için arkadaşlık ve erdem için arkadaşlık.

İlk gruba dahil olan insanlar, arkadaşlığın içindeki değer ve öze anlam yüklemeden arkadaş olurlar. Bu grup için kurulan cümlelerde "arkadaş olmak" terimi bile kullanım için yanlıştır. Onlar arkadaşlığın önemini sadece sayılardan ibaret olarak görürler, bedenlerdeki kalpleri fark edemezler.

İkinci gruba dahil olanlar ise çıkar ilişkisi denen olguya inanırlar. Çıkar, onlar için her şeydir ve arkadaşları onlar için her koşulda çıkar elde edebileceği bir fayda unsurudur. Sırf kendi zevklerine uymadıkları için, hoşuna gitmeyen anlık bir davranış sergiledikleri için ya da artık onlarda bir yarar bulamadıkları için arkadaşlık değerlerine son verebilirler.

Üçüncü gruba dahil olanlar ise arkadaşlığın ve ortak paylaşımların önemini kavramış insanlardır. Onlar birliğin ve birlikteliğin önemini iyi bilirler. Paylaşma duyguları ve sorumlulukları son derece gelişmiştir. Tevazu onlar için bir prensip haline gelmiştir ve edindikleri bu değer sayesinde kendileri adına her alanda pozitif ortam edinebilmektedirler.

Olaya mantıksal ya da bilimsel değil de duygusal olarak yaklaşırsak gruplara ihtiyacımız olmadığını görebiliriz. Kalplerin doğruluk aynaları olan gözler, bize karşımızdaki insan hakkında birçok şey fısıldayabilir. Gözler gerçekliği olduğu gibi yansıtır.

★彡★彡★彡★彡

Alia, Andre'nin yeşilin binbir tonunu içinde barındıran gözleri karşısında gözlerini onlardan ayırıp çalan telefonuna bakamıyordu. Gecenin tüm cömertliği ile aydınlattığı hastane bahçesinde yıllara meydan okuyan iki eski arkadaş ve aralarında durmadan ilerleyen zamanın yarattığı hisli bir fırtına vardı. Fırtına, tüm duyguları içine alabilecek kadar güçlü ve bir o kadar da etkiliydi. Aralarındaki bağın büyüsünü engelleyen telefon sesi ikisi için de rahatsızlık uyandırdığında Alia telefonunu almak için çantasına uzandı. Andre'nin ona engel olacağını düşünmüştü ama düşüncelerinin aksine Andre sadece bakmakla yetinmişti. Telefonunu çantasından çıkarttığında arayan kişinin tahmin ettiği kişi olduğunu gördü, Ryan...

"Bakmam gerekiyor, izninle."

Yılların acısıyla içinde çıkan yangını söndürmeye çabalayan Andre, acısını mimikleriyle biraz olsun belli etmedi, sadece başıyla onaylamakla yetindi. Alia, olabildiğince uzaklaşmak için koşarken Andre'nin huzursuzlukla söylendiğini duyabiliyordu. Yıldızların parıltıları altında aydınlanan sessizliğe ulaştığına emin olduğunda telefonu açtı.

"Dinliyorum Ryan."

Geçmişin canlandığı dünyasından hızlıca uzaklaştı. Heyecandan bayılmak üzereydi, Ryan'ın olanları bilmemesi gerekiyordu.

"Nerdeyse sabah olmak üzere, nerdesin?"

Alia, güzel bir bahane bulabilmek için mükemmel zekasını ve işlevini kullanmak zorundaydı.

GÜNLÜK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin