Hayatında garip şeyler yaşamamış olan var mıdır? Hissizleştiğini hisseden insanlar, sessiz ve habersiz gelen rahatsız edici duygular, okyanuslar kadar derin ve kimsesiz olanlar da var mıdır? Yoksa hayat bir tek benim hislerimi mi köreltiyor?
- Pinnacle Ödüllü Tiyatro Repliği (1589)
24/05/2018
Sky, PinnacleHisler. Kısa bir kelimeden ibaret. Sadece bu kadar mı? Sadece bir kelimeden mi ibaret yoksa derinlere indikçe daha da genişleyen, sonu gözükmeyen bir tünel kadar uzun mu? Hisler. İyi etkiler bırakabilen soyut bir algı mı, hayatları sona erdirebilecek kadar güçlü bir karanlık mı? Hisler. Bazen içinde umut barındıran, insanları hayata bağlayan bir düğüm bazen de insanın yüreğini kavuran bir ateş...
Çoğu insan his kavramını duyduğunda basit ve sıradan bir kelime olarak nitelendirir. Çağrıştırdığı şey de bir anlam ifade etmez. Bir de diğer türlü düşünen insanlar vardır. Onlar kısa olan his kelimesi ile kocaman hayatlar anlatırlar. Upuzun, yalnız, mutluluğa susamış acı dolu hayatlar. Gülümseyen tarafı sizi dünyadan uzaklaştırıp kendi huzurlu aleminize taşırken diğer tarafını çevirdiğinizde daha o ani değişime uyum sağlayamadan acı ile burkulmuş kalpler, karşılıksız iyiliği unutmuş ruhlar görürsünüz.
★彡★彡★彡
Sarılmak, bir duyguyu hissettirmenin en kısa ama en güzel yoludur. Alia da bunu bildiği için sarıldı, sadece sarıldı. Düşünmeden, planlamadan, içinden nasıl geliyorsa öyle... Bir yandan da hisleri ile sessiz bir mesaj yolluyordu, sadece ikisinin anlayabileceği şekilde. "Her zaman yanında olacağım, asla ayrı kalmayacağız. Sonsuza dek hep seni seven Alia olarak kalacağım."
Onca senedir yan yana olmalarına rağmen ilk defa anlam veremediği şeyler yaşamıştı. Atmosferde bir gariplik vardı, hava ve enerjiler algılarını kapatıyor olmalıydı. Her zaman mantığı ile hareket eden Alia şimdi duygularına güveniyordu. Bir yandan kalbi söylenenlere inanmak isterken diğer yandan aklı hala ondan habersiz bir şeyler olduğu konusunda ısrar ediyordu. Beyni bir güç tarafından manipüle ediliyormuş gibi hissetmesi doğal mıydı, neden aklının bir köşesinden ona yalan söylenebileceği ihtimali geçiyordu? Geçmesine rağmen bir şey yapmıyordu. Sebebine inandığı şey doğru olmalıydı, tuhaf bir davranış ile karşılaşmamıştı, yoksa bir şey onu bu düşünceye ikna etmeye mi çalışıyordu? Dostluğu çağrıştıran bir şey.
Elissa ona yalan söyler miydi, daha doğrusu söyleyebilir miydi? Doğruları söylediği halde Alia'yı inandıramadığı zamanlar olmuştu, yalan söylemeyi başarabilir miydi? Söylese bile inandırabilir miydi?
Zihnini böyle şeyler ile doldurmak istemiyordu çünkü onun için gün daha yeni başlamıştı. Yapacak bir sürü şey vardı, her şeyden önce alışverişe gitmesi gerekiyordu. Bir yandan da kulağında garip sesler çınlıyordu. Sana yalan söyleniyor Alia. Şöyle bir düşündü, yalan söylenecek ne olmuş olabilirdi ki? Eğer ciddi ve önemli bir konu olsaydı çoktan panik olmuş olan Elissa, Alia'nın uyanmasını beklemeden her şeyi anlatmış olurdu. En iyisi kalbinin sesini dinle Alia, aklın sana oyun oynayabilir ama kalbin asla yanılmaz.
Normal şartlarda asla ona yalan söylenmesine tahammül edemezdi ama konu herhangi bir köşeden Elissa'yı yakalayınca işler farklılaşıyordu. Tek güvendiği kişi olduğu için olabilirdi; yanında olan, varlığını kabul eden ve önemseyen tek kişi olduğu için. Bazen insanlar, karşısındaki insana duyduğu derin sevgiden dolayı bu yola başvurabiliyordu. Elissa da öyle bir durumdaydı belki. Olabilir miydi? Olsa bile çok geçmeden anlaşılırdı.
Tüm bunları düşünürken hala Elissa ile sarıldıklarını fark etti, onu öyle bir kuvvetle sıkmıştı ki kolları Elissa'nın kolları ile yapışmak üzereydi, buna karşın acı hissetmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNLÜK
General FictionBu bir masal değil belki, rüyalar kadar sihirli cümleler, büyülü sonlar yok hayatta ama onun hayatı masallara konu olabilecek kadar hisli. On beş yaşı onu yokladığında başına neler geleceğini bilemeyen Elissa hiç beklemediği zamanlarda beklemediği ş...