Hayallerimin aydınlattığı serüvenin birinci yıldönümü anısına...
ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ
»« Gelecekten »«
Bana ulaşan sevgisi kalbimi ısıtırken gözlerim verdiği hediye karşısında daha da irileşiyordu. Ruhuma dokunan büyüsü mutluluk hissimi katlarken gözlerime bakarak söylediği şarkı kendimi daha da özel hissetiriyordu. Denizin hafif uğultulu sesi kulaklarımıza hoş bir tını bırakıyordu, kalbim yaşadığım atmosferin heyecanıyla daha da hızlı atmaya başladı.
"Sürprizlerim henüz bitmedi."
Yaşadığım heyecan yetmezmiş gibi üstüne on mislisi daha ekleniyordu.
"Gözlerini kapat."
Gözlerimi yaşadığım mutluluğun etkisi ile sımsıkı kapattım, heyecanımın katlanarak arttığını artık daha net hissediyordum. Kısa bir sessizliğin ardından beni nazikçe kollarımdan tutup ileri doğru sürükledi. Nereye attığımı bilmediğim adımlarımı ürkekçe atıyordum ama kollarımdan tutan ellere sonsuz güveniyordum. Birkaç dakika sonra kollarımda narince tuttuğu elini bırakıp durmam için işaret verdi.
"Şimdi açabilirsin."
Gözlerimi açtığımda görkemli bir sahil restaurantındaydım, etrafı hoş ve cılız ışıklarıyla aydınlatan mumlar süslemişti. Adımın yazdığı pankartlar girişteki kolonlara ve tavanda asılı duran iri panolara asılmıştı. Işıltılı süsler ve adımın yazılı olduğu minik kağıtlar rengarenk balonların iplerine iliştirilmişti. Sanki rüyada gibiydim, sonsuza dek uyanmak istemediğim tatlı bir rüyada...
"Burası, burası tek kelime ile mükemmel. Benim için bu kadar hazırlık yaptığına ve uğraştığına inanamıyorum, gerçekten çok teşekkür ederim."
Sözlerimin ardından minik bir tebessüm ettikten sonra ellerimden tutup beni asıl bekleyen sürprize doğru götürdü. Yaklaştığımı hissederken kalbim deli gibi atıyordu, sanki yerinden çıkmak için çabalıyormuşçasına.
"Teşekkürünü asıl sürprizimden sonrasına sakla."
Geniş bir masaya oturduğumda garsonların ellerinde büyük bir şey ile bizim olduğumuz yöne doğru geldiğini fark ettim. Dev bir pasta. Ellerindeki devasa pastayı masanın üzerine bıraktıklarında incelemek için daha iyi bir fırsat yakalamıştım. Gördüğüm detaylar karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim, hepsini özel olarak düşünmüş ve benim için özel olarak belirlemişti. Gözlerimi önümdeki pastadan ayırıp ona sunduğumda bana sevgi dolu baktığını gördüm, tıpkı benim gibi. Dudaklarımı konuşmak için araladığımda bana fırsat tanımadan konuştu.
"Mumları üfle."
Söylediği gibi mumları üflemek üzere masaya doğru eğildiğimde beni durdurup son bir hatırlatma yaptı.
"Önce dilek tut."
Dilek tutmak üzere gözlerimi kapattım, öylesine içten dilemiştim ki hissettiğim mutluluğun yüzümden de okunabildiğini hissediyordum. Sonsuza dek onunla mutlu olabilmek. O da sanki ne dilediğimi anlamış gibiydi, dudağının kenarı zevkle kıvrıldı.
İç derinliğimden ayrılıp gözlerimi açtığımda etrafıma beni alkışlayan insanlar ve gözlerime gururla bakan onu gördüm. Onlarca insan ve o doğum günümü kutluyordu, hepsi beni tebrik ediyordu.
Yıllar geçmişti. Geçen uzun yıllara rağmen birlikte yaşadığımız güzel anılar hala hatrımdaydı. Karşımda bırakın geçmiş anıları beni bile hatırlamayan arkadaşım soluk bedeniyle öylece karşımda yatıyordu. Hastalığı gittikçe ilerlemişti, artık hepimizin korktuğu noktaya az kaldığını anlıyorduk. Son durak olan ölümün bizi ayırmaması için her gün yalvarıyordum, yıllardır beni bir kere bile yalnız bırakmayan arkadaşımın gözlerimin önünde can çekişmesi kendimi daha da berbat hissettiriyordu. Olanları ve en kötüsü de olacak olanları bir sinema şeridi gibi izliyordum ve izleyecektim, elimden her gün hastane odasında onu ziyaret etmekten başka bir şey gelmiyordu.
Ne mesleğim ne de hislerim ona ulaşmıyordu ve ulaşmayacaktı. O gözlerini açmadığı müddetçe saf mutluluğun nasıl bir şey olduğunu göremeyecektim, onun adına mı yoksa kendi adıma mı üzülmeliydim bilmiyorum.
İçeri giren doktor tüm düşüncelerimi bir kenara bırakmama ve yaşananların beni biraz olsun hayata çekmesine yardımcı oldu.
"Birazdan ilacın etkisi geçecek ve kendine gelecek, uyandığı zaman günlük terapi seansı için arkadaşınızı almaya geleceğiz."
Çaresiz gülümsememle onu onayladım, dışarı çıkmadan önce son kez bana baktı ve konuştu.
"Biliyorum, üzgünsünüz. Nasıl hissettiğinizi anlıyorum, verdiğimiz sakinleştirici ilaçlara olan tepkinizin nedenini de ama ilaçlar olmadan onu rahatlatabilmemiz imkansız."
Biliyordum, hayatının maalesef o ilaçlara bağlı olduğunu ve onlardan kurtulsa bile eskisi gibi sağlıklı olamayacağını biliyordum.
"Anlayışınız için teşekkür ederiz, hepinize minnettarız."
Zoraki gülümsememin ardından karşımdaki doktor da aynı şekilde karşılık verdi. Odadan çıktığında aylardır tuttuğum gözyaşlarım da aralanan kapının ardından nihayet yolunu bulmuş gibi aktı. Her zaman engellemeye çalıştığım gözyaşlarımı bu sefer tutmayacaktım, odada yalnızken zaten kimse göremeyecekti. Hüznümün yoğunluğunu net olarak hissedebildiğim gözyaşlarım ardında saklanarak alıştığım yalvarışlara bir yenisini daha ekledim.
ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ ᢇ
17 Temmuz 2019, hayallerimin bir kısmının gerçekleştiği anlamın ilk yılı. Bu bir sene içerinde sadece bir roman yazmadım, sonsuza kadar saklayacağım özel değerler kazandım. Benim gibi hayallerinin peşinden giden başka yazarlar tanıdım, umutlar bağlanan kitaplar okudum, başka hayal güçlerini keşfettim ve bir kere daha aklın mucizevi işlevlerine hayran kaldım. Yazdıklarımı okuyan, vaktini ayırıp benimle hayal güçlerini paylaşan ve desteklerini esirgemeyen herkese teşekkür ederim. Yakında 3K olmanın verdiği heyecan ile daha da konsantre oluyor, daha çok odaklanıyorum. Beni ve kurgumu yalnız bırakmayın, sizleri daha sonra da görmek dileği ile... ❤️✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNLÜK
General FictionBu bir masal değil belki, rüyalar kadar sihirli cümleler, büyülü sonlar yok hayatta ama onun hayatı masallara konu olabilecek kadar hisli. On beş yaşı onu yokladığında başına neler geleceğini bilemeyen Elissa hiç beklemediği zamanlarda beklemediği ş...