FISILTI

-10-

Sabah çalan alarmla uyandım alarmı kapattım çok uykum vardı geri yattım 10 dakika  daha uyusam bir şey olmazdı hem ablam da yoktu.
....
Çalan telefonla zor da olsa kalktım ablam arıyordu.kahretsin 10 dakikalığına yatmıştım ama aradan bir saat geçmiş birinci ders bitmek üzere ablam bana çok kızıcaktı. "Alo efendim abla" "Eslem gittin dimi okuldasın ablacım" "abla şey" "ney Eslem ney uyuya kaldın dimi, ah be kızım alarm kurmadın mı sen?" "Abla kurmuştum ama sonra kapatım biraz daha uyudum zaman çabucak geçmiş" "hemen hazırlan ,taksiye binip okula git komidinin üzerine para bırakmıştım sana gidincede bana mesaj at" "tamam abla görüşürüz" hemen yataktan fırladım giyindim saçımı açık bıraktım hafif bir makyaj yapıp evden çıktım.

Okula gelmiştim, saate baktım ikinci ders bitmek üzereydi sınıfa çıkıp kapıyı tıkladım,içeri girdim bu sefer erkek bir hoca vardı giyinişinden de anlaşıldığı üzere kesin müzik hocasıydı. "Nerede kaldın kızım ikinci ders bitti neredeyse" "hocam uyuya kalmışım özür dilerim " "tamam geç hadi şimdi yoklamaya başlayacaktım bende" yaşasın daha yoklama alınmamıştı şansıma öpücük attıktan sonra yerime geçecektim ki geçemedim çünkü sıramda başka bir çocuk oturuyordu "pardon burası benim sıram kalkar mısın?" "Tamam sıra iki kişilik gel otur benim kalkmama gerek yok" "arkamı döndüm Burak kafasını sıraya koymuş uyuyordu "arkada bir kişilik yer var oraya geç " diyip Burak'ın yanını gösterdim "hayır ben burada oturmak istiyorum hadi güzelim inat etme sende otur şuraya " diyip kolumu çekiştirdi "napıyorsun ya çek elini senin yanına hayatta oturmam ben sen kalkıcaksın oradan" "iyi sen bilirsin ayakta kal ama ben buradan kalkmıyorum" "çocuklar noluyor orda kızım otur sende artık bi yere" hocanın kızmasıyla Burak'ın yanına oturdum . O çocuğun yanına oturmaktansa burada oturmayı tercih ederim hem zaten zil de çalar birazdan Burak uyanmadan kalkarım buradan. Zilin çalmasına 15 dakika vardı zaten hoca da ders işlemiyordu herkes muhabbet ediyordu bende azıcık uyusam bir şey olmazdı hem zil çalınca kalkıcaktım Burak'ın da haberi olmazdı.

Kafamı sıraya koydum ve gözlerimi yumdum.
........
Kafamı sıradan kaldırdım bu sefer başka bir hoca vardı ve herkes kendi halindeydi nasıl yani kaçıncı dersteydik ki biz? Saate baktım nee !dördüncü derse girmişti ben iki ders boyunca burada uyumuş muydum kafamı yana çevirmekten korkuyordum Allahım nolursun hala uyuyor olsun. Kafamı kaldırdım ve yana çevirdim Burakla göz göze gelmiştik iki ders önce öpücük gönderdiğim şansıma şuan sövüyordum. "Şey ben uyuya kalmışım da " "onu görüyorum zaten de neden burada uyuyorsun?" "Çünkü sıramda başka bir çocuk oturuyordu"diyip hala sıramda oturan çocuğu gösterdim "bende onun yanına oturmaktansa senin yanına oturdum ders bitince kalkıcaktım ama uyumuşum özür dilerim keşke uyandırsaydın" "denedim,denedim ama kalkmadın. İki tenefüs boyunca burada oturmak zorunda kaldım senden dolayı çıkamadım sıradan" "özür dilerim" diyip çantamı aldım ve kalkmaya yeltendim "tamam sorun yok burada oturabilirsin ama köşeye geç bir daha uyursun sen şimdi, kaldırsak da uyanmıyorsun esir kalmıyım köşede" utanmıştım şuan eminim ki yanaklarım dometes gibi kızarmıştı bunu Burak da fark etmiş olacak ki gülümsedi ama hemen ardından kendini toparladı ve tekrar ciddileşti, aklıma Deniz'in dediği geldi ondan uzak dur demişti ama yanında otursam bir şey olmazdı heralde. Kabul ettim ve köşeye geçtim oda çantasını diğer tarafa fırlattı koymadı resmen fırlattı sonra da sınıftan çıktı bahçeye gitmiştir heralde benden dolayı zaten çıkamamış. Telefonumu elime aldım ablamdan ve Deniz'den bir sürü mesaj ve cevapsız arama vardı . Tabi ya ablama okula geldiğimde mesaj atıcaktım ablama mesaj attıktan sonra Deniz'i aradım "Eslem neredesin kaç ders boyunca gelmedin bende sınıfını sormamıştım hiç yanına da gelemdim " "uyuya kalmışım Deniz " Deniz'e Burak ile oturduğumu diyemezdim çok kızardı bana. "İyi madem bende bahçedeyim arkadaşlarla gel istersen " "yok ben sınıfta iyiyim sonra görüşürüz" diyip kapattım bir an önce Burak'ın gelmesini istiyordum nedenini bilmiyordum sadece istiyordum. Burak hiç de kötü birine benzemiyordu sadece insanlara karşı soğuk ve kurallıydı. Çalan zille yavaş yavaş sınıf dolmaya başladı bir süre sonra da öğretmen geldi ama Burak hala ortalarda yoktu. Derse odaklanmaya çalıştım bu sene önemliydi ve dinlemem gerekiyordu.

Son derse girecektik ama Burak hala gelmemişti. Ders türkçeydi hoca geldi ve ders anlatmaya başladı, sınıf kapısı sert bir şekilde açıldı içeri giren Burak'tı sinirli olduğu çok belliydi. Tekrardan sert bir şekilde kapıyı kapatıp yanıma gelmeye başladı hoca ise bir şey demeden ders anlatmaya devam etti gerçekten de kimse ona bir şey demiyordu ya da  diyemiyordu.

Yanıma geldi ve oturdu sıranın üstünde duran ellerine baktım sinirden ellerini sıkıyordu ve ellerinin üstünden kanlar akıyordu "Ellerin kanıyor" "önemli değil" dedi sert bir şekilde resmen yarılmıştı nasıl önemli değil diyebiliyordu çantamdan peçete çıkardım bunu yapmaya çekiniyordum ama yapıcaktım ellerinin üstündeki kanı silmeye başladım bunu hissedince önce irkildi sonra bana döndü . Şaşırmıştı haksız da sayılmazdı ben de şaşkındım neden böyle bir şey yapıyordum ki. Bir şey demedi öylece beni izledi diğer eline geçtim bir anda elimden mendili çekip aldı "ben hallederim" dedi bir şey diyemedim öylece bakakaldım ben ne yaptım ki bana neden kızıyordu. Gözlerini gözüme dikmiş bana bakıyordu bende ona baktım öylece bakıyorduk birbirimize, gözleri çok deliciydi hatta bir kuyulardı insanı içine çeken koyu, derin bir  kuyu ve ben o  gözlere kendimi kaptırıyordum, kalbim yine çığlık çığlığa atıyordu ve ben bu hissi hiç sevmemiştim . Zil çalar çalmaz çantamı aldım ve hızlı adımlarla  sınıftan çıktım ,derin bir nefes aldım ve eve doğru yürümeye başladım.

BÖLÜM SONU🌹