ÖLÜM ÖPÜCÜĞÜ

99 7 8
                                    

DEVAMM...

Yaşanan her şey gözümün önünden film şeridi gibi akıp giderken , öylece durdum hiç bir şey yapmadan durdum , dosyada Koray'ın adı ve habersizce çekilmiş bir kaç fotoğrafı vardı. Nasıl bir şeyin içine düşmüştük böyle tam ipin bir ucunu tuttuk derken diğer tarafı kaçırıyorduk, o an kendimden fazlasıyla nefret ettim iki kardeşin arasına giren engel olduğumun farkına vardım. Neden burdaydim ki ben zaten , neden İstanbul'a gelmiştim ?

Peki şuan ne olacaktı ? Burak'a baktığımda hiç bir tepki vermemesi dikkatimi çekmişti öylece duruyordu , bir süre sonra ayağa kalktı ve hiçbir şey söylemeden çıkıp gitti . Duyduğum kapı sesiyle içimde tuhaf bir boşluk oluşmuştu , o an sadece her şeyin bir rüyadan ibaret olmasını istedim. Aysel teyze yanıma gelip ayağa kaldırdı ve koltuğa oturttu, Serhat bey ise öylece duruyordu "Kızım neler oluyor, siz tanıyor musunuz yoksa Koray'ı?" Hiç bir şey söylemeden ayağa kalktım ve odama gittim , içeri girip kapıyı kilitledim . Yatağa uzanıp düşünmeye başladım, simdi ne olacaktı , ne yapmam gerekiyordu?

Bir saat gibi bi süre ardından yapmam gereken tek bir şey olduğuna karar verdim , tek çarem buydu . Gitmek. Babamın yanına geri dönüp her şeye baştan başlayacaktım , Burak'ı nasıl unutacaktim bilmiyorum ama iki kardeşin arasına girmek gibi de bir niyetim yoktu , belki de ben gidersem gerçek iki kardeş gibi olabilirlerdi.

Dolaba ilerleyip ne çok büyük ne de çok küçük olan bir çanta çıkarttım ve içine iki üç parça bişey koydum , bir de Burak'ın ihtiyacım olursa kullanmam için bıraktığı bir miktar parayı cebime attım.

Aşağı indiğimde Aysel teyze bıraktığım gibi koltukta oturuyordu, Serhat bey ise telefonla konuşuyordu. Aysel teyze beni görünce ayağa kalkıp yanıma geldi "Nereye kızım?" , "Lütfen soru sormayın , sadece bana telefonunuzu verebilir misiniz?" Cebinden telefonu çıkartıp elime verdi , ablamın numarasını tuşlayıp telefonu kulağıma götürdüm.
Bir kaç çalış sonra telefon açıldı "Alo, buyrun?" , "Abla, benim Eslem" kesin sesinden bir şeyler olduğunu anlayacaktı "Eslem sen miydin, bişey mi oldu ?"
"Abla oraya geliyorum , haber vermek için aradım. Lütfen soru sorma gelince anlaticaklarim var " cevap vermesini beklemeden telefonu kapattım . Aysel teyzeye dönüp telefonu eline verdim ve gerçekten icten bir şekilde ona sarıldım oda çok geçmeden karşılık verdi " Lütfen hiç bir şey sormayın gitmem en iyisi , Burak'a da bir şey demeyin sakın yoksa gitmeme izin vermez , gelince eğer odaya çıkarsa her şeyi anlar."

Odadan çıkmadan önce Burak'a bir mektup yazmıştım , yüzüne söyleyemediklerimi kağıda dökmüştüm. Kapıya doğru ilerleyip ayakkabılarımı giydim ve son kez Serhat beye bakıp evden çıktım. Serhat bey de peşinden gelip kapıya çıkmıştı ve arkamdan gelmeye başladı , dış kapıdan çıkacakken korumalar önümü kesti "Burak beye bir şey demeden sizi dışarı salamayız efendim" cevap vermeme gerek kalmadan Serhat bey atıldı "Bırakın gitsin" "Ama Burak bey-" "Bırakın dedim !" Serhat beyin neden geldiğini şimdi anlamıştım , oda gitmemi istiyordu. Korumalar çıkmam için yol verince zaman kaybetmeden çıktım ve bu eve son kez uzaktan baktım , sanırım Burak'la en güzel ve aynı zamanda da en kötü anlarımı yaşadığım yerdi burası. O kadar yaşanmışlıkların ardından nasıl her şeyi tek seferde silebilecektim bilmiyorum .

Orman yolunda hızlıca yürümeye başladım , Burak gelmeden önce uzaklaşmam lazımdı burdan . Otoyola çıkmama az kalmıştı bunu da ağaçların azaldığından anlıyordum . Bir iki adım daha attım ki önümü kesen siyah bir arabayla olduğum yerde kaldım. Arabanın içinden çıkan iki takım elbiseli adam bana doğru yaklaşmaya başladı, arka koltukta bana bakan bir çift zümrüt gözle göz göze geldim. Geriye doğru iki adım atıp arkamı döndüm ve az önce kendi isteğimle çıktığım eve doğru koşmaya başladım , arkamdan geldiklerini ayak seslerinden anlayabiliyordum . Ev göz alanıma girmişti ve tam karşımda eve giren Burak'ı gördüm "Bu-!" Ağzımı kapatan el yüzünden seslenememiştim. Burak lütfen, lütfen gör beni !

FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin