Bir gece yarısıydı, buz gibi bir aralıktı. Üstelik ruhani hisler zihnimi ele geçirmişti. Acizdim ve bir o kadar çaresiz. Kanımda saydam fırtınalar cirit atıyor, organlarımda depremden enkaza dönmüş bir şehir alev alev yanıyordu.
Hissediyorum. Artık yolun sonu uzak değil. Her geçen gün daha da yaklaşıyorum. Aklım başımdan uçuyor, yerine bambaşka bir kadın geliyor. Beynimin sekize, ona, bazen on ikinin katlarına bölündüğünü hissediyorum. Gözlerim yuvalarına büyük geliyor, kirpiklerimin kökünün yandığını hissediyorum. Tüylerim diken diken, kanımda dolaşan zehrin tadı genzimde. Nefret!
Cümle kurmakta iyi değilim. Kaskatıyım. Uçan kuşları göremiyorum, deniz mavi mi yoksa siyah mı ayırt edemiyorum. Gökyüzü sisli, güneşi göremiyorum. Kaldırımlar çamurlu, yürüyemiyorum. Nefret! Zehirleniyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the Mysterious Game | taelice¹
FanfictionBir gece yarısıydı, buz gibi bir aralıktı. Üstelik ruhani hisler zihnimi ele geçirmişti. Acizdim ve bir o kadar çaresiz. Kanımda saydam fırtınalar cirit atıyor ve organlarımda depremden enkaza dönmüş bir şehir alev alev yanıyordu.Bir adamın merhamet...