«10»

4K 397 144
                                    

Gözlerimden birer yaş düştüğünde ellerim titreyerek ceketimin düğmelerine gitmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimden birer yaş düştüğünde ellerim titreyerek ceketimin düğmelerine gitmişti. Bunu yapmak istemiyordum. İstemiyordum, istemiyordum işte. Ama ailem için yapmalıydım. Benim için aynısını yapacak olan ailem için şimdi bir fedakarlık yapmak zorundaydım.

"Ağlıyor musun sen?"

Robotik ses yeniden kulaklarıma dolduğunda kafamı kaldırıp ona bakmamış, en üstteki düğmeyi açmıştım.

"Dur, tamam."

Ellerim ikinci düğmenin üzerinde durduğunda kafamı kaldırıp büyük yansımaya bakmıştım.

"Kendime inanamıyorum! Bunu senden isteğime inanamıyorum."

Vante geriye çekilirken bütün bedenimin titrediğini hissediyordum. Hava soğuk olmasa dahi dişlerimi sıkıyordum ve sanki birkaç saniye sonra yere yığılacakmış gibi güçsüzdüm.

"Konu sen olduğun da saçma sapan kararlar veriyorum... İlk defa bu kadar çok kontrolü kaybediyorum..."

Sanki bu cümleler bana değildi. Kendi kendine bir şeylerin farkına varıyordu. Gözleri bana değmiyordu bile. Dizinin üzerindeki elini sıkıca yumruk yaparken sesi de eskisi kadar çok yüksek gelmiyordu.

"Özür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim. Göz yaşlarına sebep olduğum için çok özür dilerim. Sana bu kötülüğü yapmaya çalıştığım için çok özür dilerim."

Kendinde değil gibiydi. Şimdi kameraya yaklaşmış, koyu kahverengi hareleri dolu dolu gözlerime bakmıştı.

"Bırak beni gideyim..."

Vante'yi hangi ara bu kadar çok hayatıma dahil etmiştim bilmiyordum. Babamın kumar oynadığını bile o söylüyordu bana... Ve belki de bilmediğim çoğu de biliyordu.

"Lalisa gerçekten çok özür dilerim."

Yutkunmuştum. Ellerim hâlâ o düğmenin üzerindeydi ve buz kesmiştiler.

"Vante... Gitmeme izin ver."

Sesini duymak istemiyorum. Kafamı toplamam lazımdı. Bir çıkış yolu bulmam lazımdı. Bu tehlikeli adamdan kaçmak ve kurtulmak zorundaydım.

"Pekâlâ."

Vante telefonuna uzanmış ve kısa bir süre sonra yeniden masaya bırakmıştı.

"Ben böyle bir adam değilim. Yemin ederim. Sadece seni tanımak ve yakınında olmak istiyorum..."

Vante cümlelerine devam edecekken kapıya yanaşan bir çift ayak sesi duymuş, gözlerimi ondan çekip yanımdaki çantayı omzuma asmıştım.

"Senin nasıl bir adam olduğunla ilgilenmiyorum. Seninle de ilgilenmiyorum ve bu yaptığını asla unutmayacağım."

Kapının açıldığına dair bir ses işittiğimde gerime dönüp adımlamaya başlamıştım. Benden isteği şey çok adiceydi. Çok adice...

"Lalisa..."

Adımı fısıldasa dahi gerime dönüp yüzüne bakmamıştım. Çünkü dönsem göreceğim şey bir yüz değildi. Sadece bir maskeydi. Belki de bu okuldan bile olmayan pedofili bir sapıktı. Ona güvenmiyordum. Güvenemezdim.

"Mümkünse... Peşimi bırak."

Arkama dönmeden bu cümleleri kurmuş kapıyı açtığım gibi odadan çıkmıştım. Göz yaşları birer birer düşerlerken onlara engel olmamıştım.

Teknolojiyi yönetiyordu. Telefonları, kameraları her şeyi...

Şimdi beni nasıl bir hale soktuğunu zevkle izleyebilirdi.

Selam!

Kurguyu yokuşa sürdüm ama bu daha uzun olmasını istediğim içindi. Daha fazla bölüm yazmak istiyorum. 60 bölüm falan.

Her neyse umarım ki bölümü beğenmişsinizdir. İki gün sonra yeniden görüşelim

the Mysterious Game | taelice¹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin