one

6K 503 150
                                    

Gecenin karanlığında evine izinsiz giriyorum, hırsız deseler yeridir. Saksının altına sakladığın anahtarı biliyorum çünkü. Orada olmasa da sorun değil, pencerene uzanan meşe ağacı var nasıl olsa, tırmanabilirim.

Eve giriyorum. Karanlık, sessiz. Hemen karşımdaki merdivenlere yöneliyorum ve çıkıyorum. Sarhoş gibiyim, ama buraya gelirken içtiğim tek şey belki de soğuk çay. Dilimde var hâlâ, şeftalinin mayhoş tadı.

Üst kattayım, sağımda kalan açık kapılı odanı görüyorum hyung. Her zaman açık bıraktığın balkon kapısından içeriye giren rüzgâr, aralık perdeyi yavaşça dalgalandırıyor. Çift kişilik yatağını ve çıplak ayaklarını görüyorum; sana ilerliyorum. Odayı incelemeden. Üzerimdeki hırkayı çıkarıp altımda kendi evimden geldiğim için pijamalarımlayım.

Şimdiyse yatağının yanındayım hyung. Gözlerin kapalı, kısa kirpiklerin dökülü. Ay ışığı vuruyor profiline, tenin ışıl ışıl; bir o kadar da solgun. Saçların ipek gibi, düşmüş koyu renk tutamlar. Kırmızı dudakların ise aralık, ah... o kırmızı dudakların.

Yanına oturuyorum, ardından koyuyorum başımı yanındaki yastığa. Sana yaklaştırırken bedenimi kalbim hızlı. Aramızda bir karıştan az kalıyor. Aralık dudaklarından çıkan ılık nefesleri hissediyorum. Kısa kollu tişörtünün erişemediği çıplak cildin bembeyaz, benim tenimin aksine.

Uzanıyorum eline hyung. Dokunuyorum parmaklarımla sana. Buz gibisin, her zaman olduğu gibi. Ardından kaldırıyorum elini, ve kolunu koyuyorum belimin üzerine.

Gözlerin yavaşça açılıyor. Kirpiklerinin arasından gözüken irislerin karanlıkta büyüyor ve beni buluyor. Birkaç saniye bakışıyoruz. Gözlerin şiş; belli ki ağlamışsın yine.

Çenen titriyor hyung. Gözlerinden yavaşça yaşlar akmaya başladığında sol elimin sıcacık parmaklarıyla cildine dokunup siliyorum onları. Ardından bana iyice yaklaşıyorsun hyung, sarıyorsun kollarını belime sıkıca. Ardından başını göğsüme yaslıyorsun, büyük ellerin sırtımda. Güçsüzce tutunuyorsun bana.

"Bitti hyuck," diyorsun hıçkırmamak için kendini tutarken. Bense yüzümü saçlarına gömüp kollarımı etrafına sarıyorum; bir elim ensende, diğeri omzunda.

Sen orada kız arkadaşın için ağlarken ve bana tutunurken, ben hep buradayım. Her zaman yanındayım. Çünkü en iyi dostlar birbirini bırakmaz, değil mi hyung?

sleepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin