Kız arkadaşınla resmi olarak yeniden başlamışsın. Senin için mutluyum hyung. En azından birimiz mutlu değil mi? Nereden mi biliyorum? Sizi tekrar öpüşürken gördüm, biliyorsun pencerelerimiz karşılıklı.
Ona o kadar güzel gülümsüyorsun ki kalbim sızlıyor. Ona o kadar güzel bakıyorsun ki gözlerim yaşarıyor. Onu o kadar güzel seviyorsun ki, beni mahvediyorsun.
Ellerinle kızı o kadar nazik, o kadar hafif tutuyorsun ki sanki kolay kırılabilen bir biblo. O, ellerini saçlarında gezdirdiğinde yüzüne yayılan gülümsemenin ne kadar sana yakıştığını anlatamam hyung. Saçlarınla oynanmasını seversin.
Seninle böyle olmayı diliyorum ama olmasak da olur, biliyorsun değil mi? Her zamanki halimize dönsek de olur. Senin beni ittirmediğin halimize, seninle konuşurken gergin hissetmediğim zamanlara. Ama dönemeyiz değil mi? Çünkü her yaklaştığımız günler kendi kendine bir erkekle bu kadar yakın olmaman gerektiğini fark ediyorsun.
En yakın arkadaşınım ama beni bir kız için kendinden uzaklaştırıyorsun. Senden uzak olmaktan nefret ediyorum, aramıza kendi ellerinle inşa ettiğin tuğlaların her birinden nefret ediyorum. Mesafeden nefret ediyorum.
Çok yakınındayım hyung, ama bana kilometrelerce uzaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sleep
أدب الهواةgözlerimi yumuyorum, burnumda vanilya kokusu. elimi uzatıyorum, ipek gibi saçlar parmaklarımda. ve öpüyorum dudaklarını, yumuşacık dudaklarını. © dububaoziㅣmarkhyuck all rights reserved start: 6.8.18 end: 16.8.18