Giyiniyoruz ve tüm yol boyunca Bay Kang'a ne gibi bir mazeret uydurabileceğimizi tartışıyoruz. İkimizin de saçları ıslak ve yarım saattir ortalarda yoktuk.
"Bayıldık diyebiliriz."
"Vay canına hyung. Bu zeka... Tanrım."
"Ne?"
"Tarzan'ın bizi kaçırdığı daha gerçekçi olurdu."
"Kes sesini."
"Neyse. Dürüstçe davranıp," diye başladım. "Gezindiğimizi söyleriz."
"Öyle mi? Biz gezindik mi?"
"Evet. Sen mezun oldun, artık kolejde okuyorsun. Adamın sana kızacak hâli yok ya."
"Hey, bu arada." Bana dönüyorsun hyung. "Jaemin denen arkadaşına bizi idare etmesini söyledim."
"Cidden mi? Ve seni dinledi mi? Karşılıksız."
"Karşılıksız değil."
"Şeytanla iş birliği mi yaptın?"
"Jeno'nun sigara paketini aşırmamı istedi." Sırıtıyorsun. "Çok basit oldu. Saklanmak için eğildiği sırada alıp kaçtım."
"Manyaksın sen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sleep
Fanfictiongözlerimi yumuyorum, burnumda vanilya kokusu. elimi uzatıyorum, ipek gibi saçlar parmaklarımda. ve öpüyorum dudaklarını, yumuşacık dudaklarını. © dububaoziㅣmarkhyuck all rights reserved start: 6.8.18 end: 16.8.18