sleep

fifty nine

"Sonunda bitti."

Yarım saattir çadır kurmak için debeleniyoruz hyung ve bitiyor. O kadar sıcaklamışız ki soğuk havada montlarımızı çıkarmışız, ikimiz de hoodiemizle duruyoruz.

"Hadi eşyaları içeri taşıyalım," diyorum.

Beraber çadıra girip kapısının fermuarını kapatıyoruz. Çadırda ayakta duramadığımız için ikimiz de dizlerimiz üzerine çöküyoruz. Sırt çantama bağladığım siyah uyku tulumumun ipini çözerken sen de kendikini ayarlıyorsun.

"Onlarla ne zamandır arkadaşsın?"

Jeno ve Jaemin'den bahsettiğini anlıyorum. "Lise başladığından beri. Neden?"

"Ne biliyim, çok samimi duruyordunuz."

"Hyung, ikisi de sırnaşığın teki. İki gün onlarda kal ve sana sülük gibi yapışırlar."

"Birlikte mi yaşıyorlar?"

"Sayılır. Jaemin evlatlık çocuk ve Jeno'ların ailesi Jaemin'in ölen ailesiyle yakın arkadaştı. Haftanın 3-4 günü Jeno'larda kalıyor."

"Ah," diyorsun. "Tamam."

Gülüyorum. "Kıskanmana gerek yok yani."

"Kıskanmıyorum!"

Kulakların kızarıyor. Sadece gülüyorum.