introduksjon

22.1K 986 182
                                    

Perdeler açıkken uyuyamaz, en ufak bir seste dahi uykum kaçardı. Eskiden, böyle biriydim. Eskiye dair hatırladığım nadir şeylerdi zira artık kim olduğumu bile bilmiyordum. Sinirim bozuluyor, titriyorum, boğazım acıyor, sürekli göz kırpıyorum, ellerimi koyacak yer bulamıyorum. Sinirim bozuluyor çünkü yanımda uzanan, kahverengi saçları benim mavi nevresimime dökülmüş adam suratına çekinmez bir gülüş kondurup beni izliyordu dakikalardır. Titriyorum çünkü sıcak olduğunu söyleyerek camı açmıştı. Boğazım acıyor çünkü yaklaşık yarım saat önce ona bağırmıştım. Sürekli göz kırpıyorum çünkü o böyle bakarken ne yapmam gerektiğinden emin değildim. Ellerimi koyacak yer bulamıyorum çünkü bana çok fazla yakın.

Ah, kimi kandırıyorum? Sadece bahane üretiyorum kendime. Bahane.

Tüm bunların hepsi oluyordu çünkü Kim Taehyung'ın parmakları saçlarımda dolaşıyor, gözleri suratımın her bir zerresinde sekiyordu. Beni ilk defa görmüş gibi davranması canımı sıkıyordu. Ona dair canımı sıkan birçok şey daha vardı. Sabahları çok fazla gürültü yapar, beni de uyandırırdı. Kaç kere söylememe rağmen buzdolabına kapağı açık sürahi ve şişeler koyar. Sürekli aksesuarlarımı kullanır. Bilgisayarımı karıştırır. Bunların yanında en önemlisi de son üç gündür bana, beni sevdiğini söylemesiydi sanırım.

Hayır, Kim Taehyung bana beni sevdiğini hep söylerdi.

Kim Taehyung, son üç gündür bana, bana aşık olduğunu söylüyordu.

Terliyorum, kalp ve nefes ritmim beni endişelendiriyor, gözlerimi hâlâ bir yerlere sabitleyemiyorum. Tüm bunlar olurken ise kahverengi saçlarının dağılışına aldırmayan bu adam, ellerini yanaklarıma sabitliyordu. Ona bakmamı sağlıyor, sürekli ona bakmamı sağlıyordu. Direnemiyordum, kahretsin ki asla direnemiyordum.

"Jeon Jungkook..." Gözlerimi yummaktan alamadım kendimi. Teslim oldum; beni kendine çekerken, dudaklarım üzerine dudaklarını kondururken hiç bir direnişte bulunmadım. Gücüm de yoktu, isteğim de.

"Sen artık bir mehtapsın."

Perdeler açıktı, dışarıdan şehrin asla dinmek bilmeyen sesleri odaya giriyor, kulağıma ulaşıyordu. Kim Taehyung'ın kahverengi saçları mavi nevresimime ahenkle yayılmıştı. O beni öpüyor, ben üşüyordum. Ama farkındaydım, eskiye dair hiçbir şey yoktu artık. Ne zihnimde, ne etrafımda.

8

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8.8.18
AM 03:12

7.7.20
Helaryaa

fly til månenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin