Laura nın ağzından
Harry gerçekten çok iyi biri. Müdür odasından çıktığımız gibi onu gezdirmeye başladım.
- Ee? Neden İngiltere den buraya gelmek zorunda kaldın?
- Aa...İngiltere de babamla kalıyordum. Üniversiteye Amerika da gitmeye karar verdim. Bu yüzden annemin yanına geldim. Yani..onun yeni ailesinin yanına taşındım...dedi. Yüzü düşmüştü. Ben de üzülmüştüm. Ama geleceği için buraya gelmiş. Yani hem üzgün hem mutlu...gerçekten şuan nasıl açıklayabileceğimi bilmiyorum..
- Şuan üzgün müsün? Diye sordum. Bunu sormak istememiştim. Ağzımdan direk çıkmıştı.
- Biraz. Ben babamın yanında kendi halimde mutluydum ama...burada artık annemleyim. İki üvey kardeşimle beraber. Bir üvey baba. Soyadı kızlık soyadı bile olmayan annem...tamam. şuan bu konu hakkında konuşmak istemiyorum. Dedi.
- Üzgünüm...diyebildim sadece. Onun için çok üzülmüştüm.
- Çok güzel olduğunu biliyormuydun? Diye sordu. Konuyu çoktan değiştirmişti.
- Aa...çok teşekkürler. Dedim gülümseyerek. Hoşuma gitmişti bana iltifat etmesi.
- Nedense daha yeni tanışmamıza rağmen sana yakınlık hissetmeye başladım. Dedi.
- Teşekkürler. Yani..sanırım..dedim. güldü. Tüm okulu gezdirdim. En sonunda bahçeye indik. Banka oturduk. Beni gerçekten etkilemeyi başarmıştı. O kadar komikti ki...birbirimizi çok iyi tanımıştık. Hakkımızda çok şey biliyorduk. Onu artık bir dost olarak görüyordum. Bir süre geçtikten sonra yanımıza Ross ve Bridgit de geldi. Bridgit çok iyi bir kız gibi gözüküyordu. Tatlıydı. Güzeldi. Ross bir şeyler söyledi, cevapladım. Şuan Harry ile konuşmaktan Ross u umursamıyor gibiydim.
Ross Bridgit in elini tutuyordu. Bridgit in elini tutuyordu. Elini tutuyordu. Tutuyordu! Takmamaya çalıştım. Bunu farkettirmeden başarmıştım. Eğer bunla ilgili bir şey söylersem yine kavga edicez ve bunu istemiyorum. En iyisi umursamamak..
......
Neden bana bunu yapıyordu ki? Amacının beni kıskandırmak olduğunu anlamıştım. Addison ı kıskanmamdan sonra olanları biliyor. Neden üstüne bunu yapıyor?
Ne kadar istemesem de umursamıyormuş gibi yaparak
- Ne istiyorsan onu yap, Ross. Dedim. Gerçekten şuan bununla uğraşmak istemiyordum. Tekrar Harry ile konuşmaya gittim. O sevecen halime geri dönerek yani. Böyle davranmak daha kolay.
Ross a kızgın değildim. Sadece kızgın olmak istemiyordum. Kızgın kalmamak en iyisi...
.......
Ross u çıkışta beklemeye başladım. Lanet olsun, neden hâlâ gelmedin?
Omzumda bir baskı hissettim ve arkamı döndüm. Bu Ross tu.
- Ross nerede kaldın? Hadi gel gidelim. Dedim.
- Laura. Yalnız gitmek zorundasın. Çok özür dilerim.
- Neden? Diye sordum. Üzülmüştüm.
- Bridgit geleceği için evde hazırlık yapmak zorundayım. O yüzden ben ilk önce markete uğramalıyım.
- Peki..tamam. Size iyi eğlenceler. Dedim ve sahte bir gülümsemeyle ayrıldım yanından. Eve giderken "Bunu ben kendim mi istedim şimdi?" Diye soruyordum kendime. Neyse...umursamamaya çalış Laura...
Eve geldim. Yatağa uzandım. Gözlerimi kapattım. Harry i düşünmeye başladım. Onun yanında ne kadar da mutlu oluyordum...daha ilk günden böyleysem çok sıkı dost olacağız demektir. O harika biri. Yakışıklı...tatlı...komik...ideal erkeklerden.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAURA-LOVE STORY (TÜRKÇE) (MC_smiler)
Fanfiction(BİR RAURA HİKAYESİDİR.) İyi bir tanışma olmasa da tanıştılar. Ama o kavga ile başlayan iletişimin aşka bürüneceğini bilmiyorlardı. Bazı şeylerden habersizlerdi ama birbirlerine hep âşıktılar. Aralarına çok kişi girdi. Onları rahatsız etti. Hatta b...