♫Günün şarkısı; Tolga Sarıtaş- Gesi bağları
Sen Varken- §Bölüm.38
"Dönmüyor zaman geri
Yarım kalmış masalın en güzel yeri"
Yavuz'un hissettiği bu duygu çok farklıydı. Bir cehennemin ortasındaydı. Etrafını mavi ile kızıl karşımı ateşler sarmıştı.
Aslında bu onun masmavi gözlerinde alevlenmekte olan bir öfkenin ateşiydi. Belki de yıllardır bir kukla gibi fırlatıldığı bu evcilik oyunun, sahtekâr bir ailenin bir parçası oluşundan duyduğu utancın ateşiydi..
"Yavuz, iyi misin?" Karısının kaygı dolu sesi ile düşüncelerinden ayrılıp kendine geldi adam. Sağa doğru çevirdi kafasını ve Bahar'ın alnına küçük bir öpücük kondurarak,
"Sen varken daha iyiyim.." dedi gülümseyerek. Bahar da gülümsedi. Dizlerini kendisine çekerek oturdu ve monitörün düğmesine bastı. O gördükleri fotoğrafı anlamak için kasadaki her şeyi alarak arabaya geri dönmüşlerdi. Ve şimdi cd'yi takmış ve açılmasını bekliyorlardı..
Bahar tedirgindi. Korkuyordu.
Yavuz'un üzülmesini istemiyordu ama gerçekleri öğrenmeye hakkı vardı. Bu onun hayatıydı.
Bir an kendini Yavuz'un yerine koydu. Bu durumda olduğu zaman nasıl hissedeceğini düşündü. Sonra bunun çok saçma olduğu kanaatine vardı. Zaten iliklerine kadar yaşıyordu Yavuz'un geçirdiği hisleri. Düşünmeye bile gerek yoktu ki..
Düşüncelerinden ayrılarak sertçe yutkunup adamın elini tuttu. Adam da ona karşılık verdi ve o an içinde parmaklarını birbirine kenetlediler.
Kötü günler de geçerdi elbet. Birlikte savaştıktan sonra hangi gecenin sabahı olmazdı ki?
Bir ses duyduklarında monitörü pür dikkat izlemeye koyuldu ikisi de. İşte gerçekler az sonra ortaya çıkacaktı..
Ekranda bir ışık göründü az sonra. Burası Sevilay'ın eski eviydi. Çalışma masasının tam karşısında duran bir sandalye vardı sadece.
Birkaç saniye sessizlik oldu sonra gıcırtılar duyuldu. Ardından ayak sesleri yükseldi ve kamera birden biraz daha geriye yerleştirildi. Kameranın önündeki sandalyeye ise Sevilay oturdu.
Gülümsedi kameraya. Sanki son tebessümü imiş gibi içten gülümsedi. Tüm hayalleri, hayatı mahvolmamış gibi, huzur dolu bir ifade ile gülümsedi..
"Yavuz, oğlum, merhaba! Şu an bu video'yu izliyorsan, durumum fenadır demektir. Çünkü bu cd'yi sana ölüm döşeğinde iken vermek istiyorum. Çünkü gerçekleri öğrendikten sonra bana tiksinerek bakmanı istemiyorum. Ben her zaman senin her derdinde koştuğun, annen kadar sevdiğin teyzen olmak istiyorum.."
Derin bir nefes aldı. Gözlerinde yaşlar birikmişti ama onları silmekle uğraşmadı. Sakince ellerini kucağına yerleştirdi ve devam etmek için boğazını temizledi.
"Bugün günlerden yirmi beş ocak. Aslında iki gün önce çekecektim bu video'yu ama şimdi zaman bulabildim. Mektuba sığdıramayacağım kadar koyu bir geçmiş bu.. İki gün önce ağrılarım yüzünden doktara gittim ve bana akciğer kanseri olduğumu söyledi. Kronik bir durum.. Kurtulma şansım yok. Anlayacağın, ömrüm burada sonlanıyor." dedi burukça.
"Teyze.." dedi adam, neredeyse ağlayarak. Sertçe yutkunup ağlamamak için çene kaslarını gerdi.
"Bahar için üzgünüm, Yavuz. Şu an elimde olsa, onu geri getirebilmeyi çok isterdim. . Onun yerini kimse sana veremeyecek biliyorum ama, senin her gün kahrolman da onu getirmeyecek.. Bu hayatta tutunabileceğin bir dal bulmak çok zor.. Ben o dalı 1989 senesinde kaybettim.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Varken | Tamamlandı
Fanfiction"Tarih yalnız mutsuzları yazar, Bahar" "O zaman bir ilki başarırız, Yavuz" Bütün hakları saklıdır...