Sen Varken- §Bölüm.40
Yavuz yavaşça gözlerini araladı.. Odaya süzülen zayıf güneş ışınları masmavi gözlerine çarptığında tekrardan kapattı göz kapaklarını. Gözlerini sıkıca yumup, tekrar açtığında artık güneş ışınları onu rahatsız etmemişti.
Yutkunup kirpiklerini kırpıştırdı. Artık gözlerinin önündeki manzara netleşmişti ve karşısındaki bu manzaranın odasının tavanı olduğunu, yukarıdaki iri, modern avizeden anlamıştı.
Yavaşça kımıldanıp çevrilmek istedi ancak sağ bileğindeki ağırlık yüzünden durakladı. Sol kolunu kırıp, direseğinden yardım alarak belini kaldırdı ve sağ bileğine baktı. Bahar yerde oturarak kafasını onun bileğine yaslamış, o ince parmaklarını Yavu'zun orta ve işaret parmağına dolamış bir şekilde yatıyordu.
Dün gece Yavuz Bahar'ın göğsünde uzanırken bayılmıştı. Sonrasında ise bünyesi bunca şeyi kaldıramamış ve yorgunluğa yenik düşerek uyuyakalmıştı. Bahar'sa gece-gece eve kadar arabayı sürmüş ve Keşanlı'yı arayarak evlerine gelmesini, Yavuz'u getirdiğini söylemişti. İkisi birlikte Yavuz'u odasına çıkarıp yatırmış, sonra uzun-uzun sohbet etmişlerdi..
"Bahar.." diye Yavuz üzgün bir ifade ile fısıldayıp, sol elini karısının gece kadar siyah saçlarında gezdirdi. Bahar usulca gözlerini aralayıp, şakaklarındaki sancı ile yüzünü buruşturdu.
"Bahar, hayatım.." dedi Yavuz ikinci kez. Bu sefer Bahar onun sesini duyarak kafasını hızla kaldırıp yorgunluktan iyice koyulaşmış kahvelerini Yavuz'a dikti.
"İyi misin, Yavuz?" diyerek hemen ayaklanıp adamın yüzünü avuçladı. Yavuz burukça tebessüm ederek kafasını salladı ve kollarını açarak Bahar'a gelmesini işaret etti.
"Bütün gece başımda mı bekledin?" dedi karısının küçük bedenini kolları arasına alırken.
"Evet.."
Bahar fısıldayarak onun boynunu öptü. Parmakları ile Yavuz'un çenesi ve dudağının üzerindeki kirli sakallarını okşayarak,
"Kendini nasıl hissediyorsun?" dedi.
"Tükenmiş gibi.. Hayatım bitmiş gibi hissediyorum, ama bitmedi, biliyorum. Sen varsın bir kere. Senin için daha güçlü olmak istiyorum, bizim için.."
"Geçecek, Yavuz.. Neler geçmedi ki? Bu da geçecek, söz veriyorum.."
"Sana inanıyorum," Yavuz Bahar'ın saçlarına tüy kadar hafif bir öpücük kondurarak,
"Bütün gece araba mı kullandın sen? Neden otele gitmedik ki? Yer de ayırtmıştım, bunca eziyete ne gerek vardı, Bahar? " dedi.
"Bunca şeyden sonra evimizde uyanman sana daha iyi gelir diye düşündüm. Biraz daha rahat hissedersin diye.. Ayrıca Keşanlı da burda. Dün seni odaya kadar taşıdı, ben de gitmesine müsaade etmedim. Misafir odasında kaldı.."
"Anladım.. Sizi de yordum dertlerimle. Özür dilerim." diyerek iç geçirdi Yavuz.
"Şapşal! Senin derdin bizim derdimiz zaten. Bir daha böyle saçma sapan şeyler söyleme." dedi Bahar öfkelenerek.
"Tamam, tamam. Öfkelenme hemen. Söylemem.." diyerek tekrar Bahar'ın saçlarını öptü Yavuz.
Birkaç dakika sessizce birbirilerine sokularak uyukladılar. Yavuz kalın parmaklarını Bahar'ın yumuşacık saçlarına daldırdı ve okşaya- okşaya huzura erişti.
"Bahar, neden yerde yattın ki? Yanıma yatabilirdin.." dedi Yavuz hala gözleri kapalıyken.
Bahar dün geceyi hatırlayıp alt dudağını ısırdı. Yavuz bütün gece kabus görerek ağlamıştı. Bahar her ne kadar uyandırıp sakinleştirmeye çalışsa da, tekrardan uyuyup, tekrardan aynı kabusları görmüştü. Şimdi belli ki dün gece olanları unutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Varken | Tamamlandı
Fanfiction"Tarih yalnız mutsuzları yazar, Bahar" "O zaman bir ilki başarırız, Yavuz" Bütün hakları saklıdır...