Bölüm. 41

3.2K 254 171
                                    

♫Günün şarkısı; Fethi Kulaksız (Atakan Ilgazdağ ) - Bul getir

Sen Varken- §Bölüm. 41

"Hadi.." diye Bahar'ın Yavuz'un omzuna yavaşça dokunması ile Yavuz derin bir nefes aldı.

Karısının varlığı bile onu dünyanın en güçlü adamıymış gibi hissettirirken, şimdi içinde anlayamadığı tuhaf bir heyecan ve korku vardı.

Gülümsedi Yavuz. Parmaklarını Bahar'ın parmaklarına kenetleyip diğer eli ile zile bastı. Beklediler hir süre ama kapı açılmayınca ikinci kez zile bastı. Kapı yeniden açılmadı ve artık hem Yavuz, hem de Bahar sıkılarak son kez daha bastılar zile.

"Evde değil mi ki?" dedi Yavuz üzülerek.

"Bu sabah konuşmuştum. Evde olacağını söylemişti.. Neyse, ben de anahtarlar var. İçeriğe geçelim," dedi Bahar ve anahtarları çantasından çıkarıp Yavuz'a uzattı.

Yavuz gülümseyerek anahtarları aldı ve kapının yuvasına yerleştirdi. Bu ev onun biyolojik babasının eviydi. Damat olarak girdiği bu ev, onun özbeöz babasına aitti.

"Geç.." dedi Yavuz kapıyı sonuna kadar açtığında. Bahar balerin selamı verip güldü ve içeriğe geçti..

Kapıyı kapattıktan sonra yeniden el ele tutuştu iki genç. Bir birinden güç alarak içeriğe doğru ilerlediler ve misafir odasından gelen patırtılarla bir anlık durakladılar.

"Neler oluyor?" dedi Bahar yüzünü buruşturarak. İkinci kez bit patırdı duyulduğunda Yavuz hemen,

"Bilmiyorum.. Burada kal ve polisi ara! Ben yukarıya bakacağım." dedi ve tam ilerleyecekken bir cam sesi ile irkildi ikisi de.

"Yavuz, gitme.. Yavuz, neler oluyor?" Bahar korku ile kocasının kolunu sıkı-sıkı kavradığında Yavuz onu sakinleştirmek için alnına küçük bir öpücük kondurup,

"Her şey yolunda, sakin ol. Hadi şimdi bu evden çık ve polisi ara. Ben yukarıya bakacağım!" dedi.

Bahar çaresizce kafasını salladı ve koşarak evden dışarıya çıktı. O orada polisi arayıp ev adresini haber veririken Yavuz yavaş adımlarla merdivenleri tırmandı. İkinci kez bir cam sesi duyulduğunda bu sefer bir şeylerin devrildiğini, çıkan tok sesten anladı.

Adımlarını biraz daha arttırarak ikinci kata vardı ve etrafına bakındı. Ses salondan geliyordu ve salonun kapısı kilitliydi. Yavuz hızla salona doğru ilerlediğinde içeriden bir ses duydu.

"Seni kendi ellerimle geberteceğim, Hamit Karasu! Seni ve senin o piç oğlunu! Daha sonrasında Sevilay denilen o kaltağın işini halledeceğim! Beni küçümsemek, bana oyun oynamak neymiş göreceksiniz!" dedi Haluk Hamit'in boğazını sıkarken..

Yavuz ve Bahar oldukça gecikmişti. Sevilay'ın evindeki hizmetçi Haluk'a öttüğü gibi, Haluk soluğu Hamit'in evinde almıştı. Hamit'e gerçekleri teker teker anlatmıştı. Adam önce inanmamıştı ancak Haluk hemen devreyr girmişti.

Yıllar önce Gülümser'in Hamit'e yazdığı veda mektubunu bugüne kadar saklamış ve şimdi de Hamit'e vermişti. O mektubda ise Gülümser'in ondan hamile olduğu gerçeği yazılmıştı..

Ve o an Haluk gerçekleri birer birer adamın yüzüne vurarken, Hamit her ne kadar büyük bir sarsıntı geçirse de, yine de Haluk'un ellerinde ölmektense onu öldürmeyi daha üstün tutmuştu. Gülümser için, geçmiş için, oğlu için..

"Seni aşşağılık herif!" dedi Hamit. Haluk'un karnına dizi ile vurduğu gibi Haluk devrilip yere düştü.

"Asıl aşşağılık olan sizlersiniz! Sen ve senin orospu sevgilin ile onun ablası!" diye bağırdığında, Yavuz öfke ile gerileyip bütün gücünü sağ omzuna verdi.

Sen Varken | Tamamlandı  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin