Hava çok sıcaktı. Yatakta bir sağa bir sola dönüp durdum.Uyuyamıyordum! Avusturalyanın sıcağı gerçekten yakında beni delirticekti. Yavaşça doğruldum dağınık saçlarım uykulu gözlerim ve pijamalarım ile duvarı izlemeye başladım. En iyisi salona inip klimanın karşısında biraz olsun televizyon seyretmekti. Yavaşça aşşağa indim. Tesadüfe bakın ki Luke'ta oradaydı. Biraz telaşa kapılmıştım. Onu ne zaman görsem olan buydu zaten elim ayağıma dolaşırdı. Kuşkulu bir sesle ''Skyler?'' dedi. Ahh Ne zaman adımı söylese kalp atışlarım hızlanıyor. '' Odam çok sıcaktı bende buraya indim. Bir sakıncası yok değil mi?'' Merdivenlerin başında dikilip dağınık saçlarımı azda olsa düzeltmeye çalışıyordum. ''Hayır tabiki ben de uyuyamadım. İstersen beraber oturabiliriz?'' dedi. TABİKİ OTURABİLİRİZ dedi iç sesim fakat bunu dışarıya doğru söylemek çokta doğru bir seçim olmayabilirdi. ''Olur.'' dedim. Yanına doğru yürüdüm kanepeye oturdum oda yanımda ayakların sehpaya uzatmış bir biçimde oturuyordu. '' Dizine yatabilirmiyim?'' ''Tabi''. Başını dizime koyduğu an nefesimin kesildiğini hissedebiliyordum. Bana baktı sonra elimi alıp saçlarına koydu. ''Saçlarımla oynarmısın? Belki uyumama yardımcı olur?'' Elimi saçlarında gezdirdim. Yumuşacıktı.Hayalini kurduğum şeyi yaşıyordum daha iyi ne olabilirdi? Gözlerini kapadı. ''Hiç aşık oldun mu?'' diye sordu. ''Evet sen dedim'' ''Evet '' Dedi. Kalbim göğsümden fırlıycaktı. Ellerim saçlarının arasında kaybolurken onunla böyle bir konuşma yapmak çok ilginçti. ''Kime?'' dedim. ''Bunu ne çocuklara ne de başkasına anlattım ama ben Sophie'ye aşığım. Ve çok uzun süredir onu düşünmeden edemiyorum. Bunu bilen ilk kişi sensin. ''dedi. Kalp atışlarım yavaşladı. Ellerim durdu. Gözlerim dolmuştu ve titremeye başlamıştım sanki göğsümün tam ortasına bir öküz oturdu. Titrek bir nefes alarak. '' O bunu biliyormu?'' dedim. '' Hayır daha söylemedim ama yarın söyliycem. O yüzden uyuyamadım çok heyecanlıyım. Artık zamanı bence sen ne dersin?'' '' Evet söylemelisin'' dedim. Sophia'yı geldiğimden beri sevmemiştim sanki çocukaların yanında sadece paraları ve şöhretleri için bulunuyor gibiydi. Tek isteğim Luke'un mutluluğuydu o yüzden Sophia'nın da onu sevmesi için dua ediyordum. '' O kadar uzun zamandır onu düşünüyorum ki. Gözlerini,saçlarının rüzgarda uçuşunu ; gülüşünü onunla ilgili her şeyi en ufak detayı bile.'' Ellerim saçlarında gezinirken yüzüne bakarken bunları duymanın ne kadar acıttığını asla bilemezsiniz. Gözümden yaş düşüyordu elimle sildim. '' Hey ben yatsam iyi olur uykum gelmeye başladı dedim.'' Yavaşça doğruldu oturdu. '' Sen çok iyi bir arkadaşsın Skyler. Seni Seviyorum '' dedi ve sarıldı. Tek isteğim o cümleyi farklı bir anlamda kurmasıydı. Sarıldım ''Yarın için iyi şanslar bir şeye ihtiyacın olursa mutlaka haber ver olur mu?'' '' Tabi Teşşekür ederim..'' '' Her Zaman'' Kalktım daha merdivenin 2. basamağında gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kendimi yatağa attım. Göz yaşlarım akarken tavanı seyrettim. Şu hayatta hiç bir şey bu kadar acıtmamştı. En ufak şey bu kadar canımı yakmadı. Bana onu anlatırken gözleri kapalıydı ama sesindeki neşesi gülümsemesi her şeyi canımı çok yakmıştı. Kalbimde o acıyla yanaklarım ıslak bir şekilde uyuya kaldım. Onu düşünürken. Tişörtüme sinen kokusunu koklarken ve o aşşağda onun hayalini kurarken...