Bu bölümde (Ocean Drive'ı dinlemenizi öneririm özellikle sonlara doğru. Başlarda da Coldplay Hymn For The Weekend dinleyebilirsiniz. Şarkı sözlerine dikkat etmenizi öneririm. İyi okumalar :*)
Herkes sıkılmış bir şekilde boş boş otururken Michael odaya dalıp '' Ruhumu emiyorsunuz bir kokteyl festivali varmış gitmeye ne dersiniz?'' açıkçası bana uyardı. '' Hadi gidelimm'' dedim oturduğum yerden zıplayarak. Zaten kaç gündür evde tıkılıp kalmıştık ve bu saçma olaylardan ruhsal dengemiz bozulmuştu. Diğerlerinide teşvik ettikten sonra hazırlanmak için odama çıktım. Luke'u nasıl ikna ettiler pek bir fikrim yok fakat ikimiz içinde biraz olsun şu havadan uzaklaşmak güzel olucaktı. Yoksa burada duvara bakıp yaşadıklarımızı düşünüp manyak gibi gülüyordum. Hazırlanıp indim. Yine arabayı kim kullansın kavgalarını ettikten sonra arabaya bindik. Kavgayı kazanan Ashton gururla direksiyona geçti ve yola koyulduk. Calum önde. Michael yanımda ve onun yanında da ise Luke kulaklıklarını takmış camdan dışarıyı izliyor tek kelime etmiyordu. En azından benimle hep beraber gülüşüp konuşuyoruz ardından ben bir söz söylüyorum ve Luke hemen susuveriyodu. Böylesine gergin bir yolculuğun ardından vardık. Stand stand dolaşıp kokteyl deniyorduk...
Luke'un Ağzından: Kafamın karışıklığı gün geçtikçe azalmak yerine daha da artıyordu. Ben galiba Skyler'a aşık oluyordum. Fakat bunu normalmiş gibi gidip ona söyleyemiyordum. Çünkü sanki Sophie'ye ihanet ediyormuşum gibi geliyor. Ona olan hislerim bu kadar yoğunken bu kadar kısa sürede sanki hiç bir şey yokmuş gibi başkasını öptüm ardından da yine hiç bir şey olmamış gibi gidip ben Skyler'ı seviyorum diyemezdim. Çok duygusuzmuşum gibi görünürdüm. Ve zaten Skyler'ın duygularıyla fazlasıyla oynadım. Onu incitmek istemiyordum. Ama elimde değildi. Her standdaki her kokteyli tadıyordum. Bence kafamı boşaltmaya anca yeterdi. Sonra konser alanında bir yere oturdum. Skyler'ı görebiliyordum. Çok eğleniyordu. Gülüşünü izliyordum. Hareketlerini . Açıklamam gerekiyordu evet kaçarak hiç bir yere varamazdım. Hatta bizi daha da çok yaralamıştım fakat kendimi hazır hissetmiyordum...
Skyler'ın Ağzından: Her şey çok güzeldi. Luke'u azda olsa kafamdan atmıştım. Havanın tadını çıkarıyor bir sürü yeni şey deniyordum.Galiba birazcıkta sarhoştum. Sonra bir anons duyuldu konser başlıyordu. Hiç bir bilgimiz olmadan apar topar geldiğimiz için kimin çıkıcağına da dair pek bir fikrimiz yoktu. Birden sahnede Duke Damont belirdi. Mutluluktan çığlıklar atarak zıplıyordum. Çocuklarda bana gülüyordu. Onları çekiştirerek konser alanına götürdüm. Tezahuratlara avazım çıktığı kadar bağırarak katılıyordum. Sonra o şarkı çaldı.. Benim ona adadığım şarkı. Işıklar, müzik, hava. Oradaki her şey. Çok güzel hissetirmişti. Tıpkı onun kolları gibi. Sıcak, yumuşak, sarhoş edici. Her sözünü ezbere bilmeme rahmen ağzımı açmadan sadece dinledim şarkıyı. Durdurulamaz bir şekilde dans ediyordum. Herkesin bakışlarını üzerimde hissediyordum. Gözlerimi kapadığımda görüntüsü geliyordu aklıma. Ve tam o sırada yanımda olmasını diledim. Sarılmayı öpmeyi. Hiç bırkmamayı. Şarkı bitmiş olmasına rağmen hala söylüyordum. Hatta konser bile bitmişti. Açıkçası kafa dağıtmaya gelmiştim fakat kafam beni dağıtmışa benziyordu. Çocuklar beni toplayıp arabaya bindirdi. ''Luke nerede?'' diye sordum. '' Buradayım'' diyip elime dokundu. Puslu görünüyordu. Zaten gözlerimde yavaş yavaş kapanıyordu. Öylece uyuya kaldım.
Luke'un ağzından: Şarkıdan sonra kendime gelmem zor olmuştu. Arabaya bindim. Çocukar bir şeyler konuşuyordu fakat kafamı asla oraya veremiyordum. Skyler'a baktım. O kadar güzeldi ki. Şapşal bir şekilde gülüyordu. Eline dokundum. Uzun süre sonra ilk temasımızdı. O kadar şeyden sonra hala benim nerede olduğumu soruyordu. Sonra gülümsedi. Bu sefer daha farklı. Ve gözleri kapandı. Kalbim çok hızlı atıyordu. Onunla olduğum her an bu böyleydi...
Skyler'ın ağzından: Calum'un beni dürtmesiyle uyandım. ''Eve geldik küçük ayyaş.'' Michael beni içeri taşıyıp salondaki koltuğa bıraktı. Biraz ayılmıştım. ''Çocuklar çok özür dilerim bu kadar dağılabileceğimi düşünmemiştim. Sizi yorduysam gerçekten çok üzgünüm. Sizi çok seviyorum.'' Ashton'ın söylediğine göre bunu bir kaç kez tekrar etmişim. Calum '' Sky tamam bi sorun yok. Bizde seni çok seviyoruz.'' 3'üde gelip sarıldı. Luke köşeden sadece izliyordu. Canımı yakmıştı. Fakat çocuklara sarılarak acım hafiflemiş gibiydi. ''Gel seni odana taşıyalım.'' Diyip Ashton beni kucağına aldı. Yatağıma yatırdı. Çok geçmeden kapımda bir süliet gördüm. Yine puslu görüyordum. Gözlerimi çok hafif aralamıştım. Luke olduğunu anlamama yetmişti. Kapıma dikilmiş beni izliyordu. Galiba bu çocuğu asla çözemiycektim....