Yüzüme vuran ışık ile uyandım. Çok mutsuz enerjisizdim. Neredeyse ölü gibiydim. Gerçi dün geceki dialogdan sonra nasıl olabilirdim ki? Pijamalarımı değiştirmeye bile çabalamadan aşşağa indim. Michael ve Calum salonda oturup bilgisayarda bir şeylerle uğraşıyordu. Calum başını bilgisayardan kaldırarak '' Oooo Günaydın Skeyler yoksa Tünaydın mı demeliyim saat 3 oldu.'' '' NE.'' Hızlıca duvarın ortasındaki saate baktım. ''İnanamıyorum gerçekten bu kadar uyumuş olamam.'' Calum gülerek '' Dün gece kaça kadar oturdun? Yoksa bir problem mi var?'' Michael da aradan konuşmaya atladı.'' Aynen öyle Covey eğer varsa bizimle paylaşabilirsin? Sen hiç bu kadar uyumazdın? En son bu kadar geç kalktığında 3 şişe şarap içmiştin'' Bana hep soy adımla hitap ederdi Covey... Hemen arkasından Calum '' Vee seni yerde sürüyerek eve sokmuştuk'' Derin bir iç çekerek karşılarındaki koltuğa oturdum. '' Önemli bir şey değil sadece canım sıkkın moralim bozuk o kadar.'' Michael laptobu kapatıp yanına koyarak '' Bak biz her şeyimizi seninle paylaştık sen de paylaşabilirsin. Hem kimseye söylemiyceğimizide biliyorsun.'' Galiba artık söylemenin zamanımıydı? Bilemiyorum belkide biraz daha beklemeliydim. Konuyu değiştirmek adına sordum. '' Ashton ve Luke nerede?'' Calum '' Luke'u Sophie'nin yanına bırakmaya gitti. Luke bize bu sabah söyledi. Sophie'den uzun süredir hoşlanıyormuş ve bu gün söylemeye karar vermiş. Ashton onları rıhtıma bırakmaya gitti gün batımında söyliycekmiş. Sen biliyormuydun?'' Bunları duyunca yutkunmakta zorlandım. Kafamı öne eğdim gözlerim dolmuştu ve görmelerini istemiyordum. Michael '' Covey sen iyimisin?'' ''Çocuklar benim size bir şey söylemem gerek'' Calum '' Harika bir günde 2 itiraf daha fazla ne olabilirdi ki.'' Derin bir nefes aldım söylemem gerekliydi daha fazla içimde tutmaya dayanamıyordum. ''Ben çok uzun süredir bunu söylemeyi düşünüyordum. Buraya geldiğimden beri ve hatta öncesinden beri Luke'tan hoşlanıyorum. Hatta bence buna hoşlanmak diyemeyiz Luke'a aşığım. Size nasıl söylerim bilemiyordum. Hatta söylemelimiydim onu bile. Dün gece Luke bana Sophie'yi anlattı o yüzden bu kadar geç kalktım çünkü bütün gece uyuyamadım ağlamaktan göz altlarım şişti ve kalbinizde oluşan o yumru hissini bilirsiniz o iğrenç his vardı bütün gece.O yüzden uyuyamadım ve canım sıkkın.'' Calum ve Mike şaşkın gözlerle bana bakakalmışlardı ikiside konuşmuyordu sanki donmuşlardı. ''Çocuklar konuşmıycakmısınız?'' Calum yüz ifadesini bozarak '' Wow bu Luke'un kinden de iyi bir itiraftı'' Michael'da arkasından '' Ne desem bilemiyorum Covey. Az çok neler hissettiğinide anlıyorum gerçekten acıdığına da eminim ama sanırım hiç birimizin yapabilicek bir şeyi yok.'' Bu cümleler kabuk bağlamaya başlayan yaramı tekrar kanatmıştı.Göz yaşlarım bana ihanet ederek akmaya başladı. Ellerim titriyordu. Ne kadar acıdığını tahmin bile edemezsiniz. Elimden hiç bir şey gelmeden bu cümleleri dinliyorum. Elimle yüzümü kapattım bu acı göz yaşlarını görmelerini istemiyordum. Michael '' Hadi ama yapma Covey sen tanıdığım en güçlü kızsın bunun için ağlıyormusun gerçekten.'' İkiside yerinden kalkıp bana sarıldı. Calum '' Yapma böyle bak zamanını bilemiyorum veya ne şekilde olucağını ama sana şunu garantileyebilirim ki emin ol bu da geçicek her şey gibi bu da geçicek. '' Hafifçe tebessüm edip ''Her şeyi iyileştireceğine inanılan kelime. Kime anlatsam ''geçicek'' dedi. Ama geçmiyor çocuklar emin olun geçmiyor ve her geçen gün bu acı daha da katlanıyor.İnsanın kendine en sık söylediği yalanlardan biri.Her geçen gün kendime geçicek diyorum ama asla geçmiyor. Yoruldum artık'' Bir süre ağlamaya devam ettim sarıldık. Kollarında biraz olsun acımın dinmesini bekledim. Yaklaşık 5 dakikanın sonunda ayrıldık. Michael '' WHOH bence bu kadar hüzün yeter hadi canlan birazz!!'' Gıdıklamaya başladı ardından Calum'da katıldı. Beni güldürmeyi başarmışlardı. Koltukla beraber yere düştük. Hala devam ediyorlardı. Kapı açılma sesi duydum ama bağırışlarımızdan olmalı ki çocuklar duymayıp devam ediyordu. Ashton yanında Luke ile salona girdi. Bizde hemen yerden kalkıp ardından koltuğu kaldırdık. Calum '' Hoşgeldiniz demek istiyorum fakat öyle görünmüyor Luke sana ne oldu?'' Gözleri şişmiş ve kızarmış bir şekilde salonun ortasında duruyordu. Calum'un sorusuna cevap veremeden ağlamaya başladı. Ashton alıp yukar çıkardı. Michael , Calum ve ben birbirimize bakakalmıştık. Ashton tekrar aşşağa indi. ''Sophie ona onu sevmediğini ve sadece arkadaşı olarak gördüğünü söylemiş.'' Micheal ve Calum Ashton'a gereksiz detaylarla ilgili sorular soruyordu. Dinlemedim çünkü o sırada içimdeki sesi dinlemekle meşkuldüm. Bir yanım sevinsene derken bir yanımda onu öyle görmeye asla dayanamadı. Canım çok yanıyordu ama birazda sevinmiş gibiyidim. Kendimi çözemedim. Koşar adımlarla yukarı çıktım. Luke yatağına oturmuş ağlıyordu ve gerçekten çok kötü durumdaydı. Yanına oturdum. Bir şey desem hiç bir kelimem bir anlam ifade etmez biliyordum. O yüzden sarıldım oda bana sarıldı. Ağlamamak için zor duruyordum. O anki hislerim çok karışıktı. Bir yanımda hafif bir mutluluk ve bir yanımda ise tarifi zor bir acı vardı. Geri çekildim ''Nasılsın?'' ''Bilmiyorum bilemiyorum canım çok yanıyor Skyler nasıl geçicek ha ?'' ''Luke Nasıl olur ne zaman olur bilemiyorum ama sana şunun garantisini verebilirim emin ol geçicek.'' ''Bana baktı tebessüm etti. Elimi uzatıp göz yaşlarını sildim. Yüzüne böyle bir sebepten dokunmayı istemezdim.Tekrar sarıldı.'' Sen çok iyi bir arkadaşsın Skyler'' ''Sende Luke'' Huzurlu bir şekilde uzun süre öylece durduk. Hiç bir şey bilmiyordum. Nasıl davranmalıyım? Neler demeliyim? Onu hiç bu kadar üzgün görmemiştim. Bu günden sonra neler olur hiç bilmiyorum. Sanırım her şey artık daha farklı....
HEY!! Ben yazarsınız Zeynep/Skyler. Şimdi diğer bölümde bu günü Luke un ağzından bir daha mı duymak istersiniz yoksa diğer güne mi geçelim? Cevap yazarsanız çok mutlu olurumm. Ve başka önerilerinizide lütfen yazın sizi seviyorum Skyler'ın Luke'u sevdiği gibi. ≤3 ≤3 ≤3 ≤3