Hastaneden eve dönmüştük. Ashton ve Luke ile aramı düzeltmiştim. Evet Luke'ta ben de belki başkalarının ilişkilerinde kesinlikle affedemeyeceği şeyler yapmıştık. Ama aklımız başımızda değildi. İkimizde aşkımızın esiriydik. Ayaklarımız yerden kesilmişti. Üzgündük veya kırgın. Ama artık bunların hiç bir önemi kalmamıştı. Çünkü sadece önümüzde kalan günlere bakıp onları olabildiğince güzelce yaşamamız gerekliydi. Yapacağımız tek şey buydu. Çocuklar durmadan benimle ilgileniyor iyi hissetmem için ellerinden geleni yapıyorlardı. Oysa eskiden ben onlar için çabalardım ama artık o fiziksel güce sahip değildim. Odamda oturmuş kitap okuyordum. Yataktan kalkmaya gücüm yoktu o yüzden yapabildiğim en yavaş aktiviteleri yapıyordum. Ama çok sıkılmıştım. Calum açık olan kapımı tıklattı. "Hey Sky nasılsın?" Sonra yavaşça odama girdi. Bende kitabı bırakarak "İyiyim yani fiziksel olarak. Ama çok sıkıldım her gün film izlemek ve kitap okumaktan. Bir şeyler yapmak istiyorum. Dışarı çıkmak belkide." Calum tebessüm etti " Sana bir süprizimiz var. Hazırlanıp bizimle salonda buluş." gülümsedi ve odadan çıktı. Uzunca bir süredir bir süprizle karşılaşmamıştım bu yüzden çok heyecanlıydım. Hemen üzerime bir şeyler giydim bir tişört ve bir patalon. Özenle hazırlanmaya bile gücüm yoktu. Hemen salona indim. Hepsi orada toplanmış beni bekliyordu. Ben gelince gülümsediler. Hemen kalkıp yanıma geldiler. Luke arkamdan yaklaşıp gözlerimi bağladı. Bu sırada çocuklarla konuşup gülüştük. Sonra Mike ve Ash ellerimden tutup beni arabaya bindirdi. Nereye gittiğimizi asla bilmiyordum. Luke yanımda oturuyordu. Görmesem bile varlığını hissedebiliyordum. Bana mutluluk veren varlığını. Yol boyu yine müzikler dinleyip gülüştük Ash'le aramızda sanki hiç birşey geçmemiş gibiydi. Nasıl olduysa dostluğumuz ağır basmıştı sanki. Uzun bir yoldan sonra araba durdu. Mike ve Calum ellerimden tutarak arabadan indirdiler. Açık havadaydık yüzüme vuruşunu hissedebiliyordum. Çok iyi gelmişti. Luke yine arkamdan yaklaşıp göz bağını açtı. O sırada serince bir esinti sanki tüm hücrelerimde gezindi. Kocaman bir sahildeydik ve bir sahne kurulmuştu. Etrafta bir sürü insan vardı. Çocuklar karşıma geçtiler. Luke ellerimi tuttu sonra Calum konuşmaya başladı. "Bir süredir ne kadar sıkıldığının farkındaydık. Bu yüzden herşeyi eskisi gibi yaşamak güzel hissettirir diye düşündük." Sonra Mike " Herşeyin başladığı tanıştığımız ve arkadaş olduğumuz o anı sana yeniden yaşatmak istedik." Ash " Kalabalığın arasından ağlayarak bize el sallayan o hayat dolu güzel kızı gördüğümüz güne geri gelmek istedik." Sonra Luke " Seni gördüğüm ilk ana geri dönmek istedim. Sana aşık olduğum ilk ana kalabalığın arasından parlayan ışıktın sen. Binlerce ışık arasından ben seni gördüm. Skyler sen bu dünyadaki tüm renklersin. Tüm parlaklığınla. Bize saçtığın neşeyle. Tüm renklersin." Bu cümle etrafın gökkuşağı gibi süslenmesini açıklıyordu. Gözlerim dolmuştu. Mükemmel hissediyordum. Calum " Skyler hayat aldığımız nefeslerin toplamı değildir. Nefesimizin kesildiği anların toplamıdır. Ve biz seninle tanıştığımız günden beri nefesimizi kesiyosun. Seni çok seviyoruz." Bir anda ağlamaya başladım. Sonra sahneye çıktırlar. Bense kalabalığın arasından dinlemeye koyuldum. En sevdiğim şarkıları çalıyorlardı. Bense gücüm yettiği kadar eşlik ediyordum. İlk günkü kız değildim artık. Olamazdımda. Hem yaşanmışlıklar hemde bu hastalık... Bir süre sonra çok yorulup oturdum. Ama çok güzel hissediyordum. Çok değerli ve güçlü. O sırada şarkı bitti ve Luke sahneden bana baktı ve konuşmaya başladı. Yorulmuştu ıslak saçları bir kaç düğmesi açık gömleği. Çok güzel görünüyordu. Bir eli gitarda bir eli mikrofonda bir şekilde konuşmaya başladı. " Herkese merhaba. Geldiğiniz için çok teşşekür ederiz. Bu gün aramızda çok özel biri var. Hem en yakın arkadaşımız hemde benim sevgilim. Skyler Covey." Birden yüksek bir alkış koptu ve herkes bana döndü. Utanmıştım yüzüm kızarmıştı ve sıcaklamıştım. Luke " Bu kız beni hayata döndürdü. Bana yaşamayı öğretti. Aşk'ı öğretti. Hayatı öğretti. Deliler gibi mutlu etti. Belki onun sevgisine layik değildim ama bak Skyler sevmek yapabildiğim en iyi şey. Becerebildiğim tek şey. Ve seni çok seviyorum." O sırada büyük bir alkış koptu. O an onu gördüğüm ilk ana döndüm. Işıkların arasından aşık olduğum ana. Ve şu an karşımda durmuş bana seni seviyorum diyordu. Bir anda ailem sevgilim olmuşlardı. Ama ben sadece hasta bir kızdım. Her an onları yüzüstü bırakıp bu dünyadan gidebilirdim. Vücudum güçsüzdü ama onlara olan sevgim çok güçlü......